üçüncü dünya savaşı güncesi

entry88 galeri0
    38.
  1. einstein'ın da dediği gibi, yıkım gücünü kimsenin hayal bile edemediği, ancak 4. dünya savaşının taş ve sopalarla yapılmasına büyük olasılıkla baktıran savaştır.
    0 ...
  2. 37.
  3. israil savaşta yeni cephe açtı. bu gün itibarı ile lübnan'dan yapılan roket saldırısına top saldırıları ile karşılık verdi.

    http://www.haberturk.com/...cat=180&dt=2009/01/08
    0 ...
  4. 36.
  5. türkiye yapılan saldırıları kınadı...
    0 ...
  6. 35.
  7. 34.
  8. 33.
  9. dünya anaparacı sistemin lokomotifi ve kurucuları olan yahudilerin ülkesi israil, gazze'ye çok şiddetli saldırılara başladı. bütün arap ve islam dünyasını karıştırmak için yapılmış gibi görünen bu saldırı savaşın merkezinin üzerinde yaşadığımız coğrafya yakınları olacağı konusundaki şüphelerimi şiddetle destekledi.
    1 ...
  10. 32.
  11. ABD hükümetinin bir yıldır resosyonda olduğu açıklandı.

    Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Ekonomik Araştırmalar Bürosu, ülke ekonomisinin 2007 yılı Aralık ayından bu yana resesyonda olduğunu açıkladı.

    http://www.bbc.co.uk/turk...081202_us_recession.shtml

    kapitalist ekonomiler resosyon veya küçülme gibi durumlarla karşılaşınca, pazar daralması engelini yeni tüketim alanları ile aşarlar. bu engeli aşmak için yapılan alışıla gelmiş şey savaştır. bu iğrenç döngü kapitalist sistem yer yüzünden kalkana kadar devam edecektir.
    1 ...
  12. 31.
  13. amerika'nın yeni başkanı Barack obama oldu ve tayyip erdoğan ile görüşme yapmadı. buna karşılık kuzey ırak yetkilileri ile görüştü.
    0 ...
  14. 30.
  15. Euro bölgesi resesyonda

    Avrupa Komısyonu, para birimi olarak euro kullanan 15 AB ülkesini kapsayan euro bölgesinin resesyona girdiğini duyurdu.

    Euro bölgesinde üretimde rekor oranda düşüş var

    Komisyon'un raporunda son iki çeyrekte euro bölgesinde ekonominin küçüldüğü belirtildi.

    Raporda bu durum "sığ bir resesyon" olarak tanımlandı.

    Komisyon, altı aylık raporunda "2009'da Avrupa Birliği ekonomisi durma noktasına gelebilir" dedi, mali piyasalara istikrar kazandırmaya yönelik eşgüdümlü çabalara karşın durumun kritik olduğunu kaydetti.

    Raporda, bu durumun işsizliği körükleyecebileceği uyarısına da yer verildi.

    Komisyon, işsizlik oranının 2010'a kadar yüzde 7,2'den 8,7'ye çıkabileceği öngörüsünde bulundu.

    Avrupa Komisyonu'nun mali konulardan sorumlu üyesi Joaquin Almunia'ya göre, mevcut mali kriz, bazı Avrupa Birliği üyelerinin euro bölgesi dışında kalmasının risklerini anlamaya başlamalarına neden oldu.

    Gözlemciler özellikle Danimarka'nın euro'ya geçme seçeneğini değerlendirmeye başladığına dikkat çekiyor.

    Komisyon'un açıkladığı rakamlar, euro bölgesinde üretimin Ekim ayında 1997'den sonraki en düşük seviyesine gerilediğini gösteriyor.

    Euro bölgesinde yer alan tüm ülkelerde özellikle Almanya, Fransa, italya, ispanya, Avusturya ve irlanda'da hem üretim hem de ihracat yapan şirketlerin aldığı siparişlerde rekor oranda bir düşüş yaşandığı vurgulanıyor.

    http://www.bbc.co.uk/turk..._eurozone_recession.shtml
    0 ...
  16. 29.
  17. nazım hikmet ikinci dünya savaşı sırasında savaş ile ilgili bir şiir yazarak savaş anında kopan gümbürtüyü resmetmiş ve savaştan elimize geçen poetik gerçekleri yüzümüze çarpmıştır. ne yazık ki bu kadar yüce kelimeler kurarak bu aşağılık geleceği engelleyecek kamu oyunu oluşturamıyoruz.

    fakir bir şimal kilisesinde
    şeytan ile rahibin macerası

    ilkönce yağmurla
    sonra birdenbire açan güneşle başlamıştı sabah.
    Henüz ıslaktı asfaltın solundaki tarla.
    Harp esirleri çoktan iş başındaydılar.
    Topraktan nefret duyarak
    - halbuki köylüydü birçoğu -
    tıraşlı ve korkak
    çapalıyorlardı patatesleri.
    Suluboya, solgun resimleri hatırlatıyordu insana
    köy kilisesinden gelen çan sesleri.

    Pazardı.
    Kilisede erkeklerin hepsi ihtiyardı
    kadınların değil,
    içlerinde büyük memeli kızlar,
    ve sarı saçlarına ak düşmemiş anneler vardı.
    Maviydi gözleri.
    Başları önde,
    kalın, kırmızı ve harap parmaklarına bakıyorlardı.
    Terliydiler.
    Haşlanmış lahanayla günlük kokuyordu.
    Kürsüde muhterem peder
    «beyannameyi» okuyordu,
    - gözlerini gizleyerek -.
    Renkliydi pencere camlarından biri.
    Bu camdan içeri giren güneş
    duruyordu genç bir kadının bembeyaz ensesinde
    eski bir kan lekesi gibi.
    Ve hiçbir zaman
    doğurmamış olan
    göğüssüz ve kalçasız bir Meryem'in kucağında bir çocuk :
    başı öyle büyük
    o kadar inceydi ki kıvrılmış bacakları
    hazin ve korkunçtu.
    Önlerinde kandil yanıyordu
    eski
    sert
    ve boyalı tahtayı aydınlatıp...

    iki adam boyundaydı tahta heykel.
    Şeytan saklanmıştı arkasına
    - kaşları çekik, sakalı sivri,
    Mefistofeles olması muhtemel,-
    ve âlim bir tebessümle
    dinliyordu muhterem pederi.
    <<- Avrupa'nın bekası,
    (okuyordu beyannameyi muhterem peder)
    Avrupa'nın bekası için harbediyoruz.>>

    Dinliyordu Şeytan
    sivri sakalında keder
    ve âsi ve selîm aklına
    dayanılmaz bir ağrı vermekteydi yalan.

    Okuyordu rahip :
    <<- Avrupa milletleri el ele verip
    harbediyoruz,
    ve mutlak imha edeceğiz
    medeniyet için tahripçi bir unsuru.>>

    Şeytan bir parça yana itti Meryem'in heykelini
    ve havada sihirle efsun alâmetleri daireler çevirip
    kaldırdı elini
    rahibe doğru
    - etsizdi, uzundu bu el,
    hakikat gibi, kemikli ve kuru -.

    Ve ne olduysa o anda oldu işte.
    Renkli camın altındaki kadın
    çırılçıplak göründü kıpkırmızı güneşte.
    Memeleri ağırdı
    ve sarı ipek gibi parlıyordu karnının altında tüyler.
    Düşürdü kâadı muhterem peder
    ve Şeytan'ın iğvasıyla hakikati bağırdı :
    <<- Karşı koymak günü geldi en büyük tehlikeye.
    Harbediyoruz,
    fuhşun bekası için,
    kerhane kapıları kapanmasın diye.
    Ve sen orda, arkada
    içinde beyaz entarisinin
    bir erkek çocuğu gibi duran,
    sen orospu olacaksın kızım.
    Sana firengi ve belsoğukluğu verecekler
    büyük şehirlerimizden birinde.
    Baban dönmeyecek
    Yatıyor şimdi yüzükoyun
    çok uzak bir toprağın üzerinde.
    Şimdi kan içindedir
    etli, kalın kulaklar
    ve ince kollarının dolandığı boyun.
    Yattığı yerde yalnız değil.
    Hareketsiz duran tanklarla, terk edilmiş toplar sahada.»

    Kendi sesinden ürkerek
    sustu rahip.
    Orda, arkada, beyazlı kız ağlıyordu.
    Kadife ceketli bir erkek
    - ihtiyar orman bekçisi civar çiftliğin -
    bir şeyler söylemek istedi.
    Sivri sakalını kaşıdı Şeytan,
    rahibe : <<Devam et,>> - dedi.
    Ve muhterem peder
    başladı tekrar konuşmaya :
    <<-Harbediyoruz :
    pazar ve mal nizamının bekası için.
    Kömür, lâstik ve kereste,
    ve kendi değerinden fazla yaratan iş kuvveti
    satılmalıdır.
    Patiska, benzin
    buğday, patates, domuz eti
    ve taze gümrah bir sesin içindeki cennet
    satılmalıdır.
    Güneşli bahçesi ve resimli kitapları çocukluğun
    ve ihtiyarlığın emniyeti
    satılmalıdır.
    Şan, şeref ve saadet,
    ve
    kuru kahve
    topyekun pazar malı olup
    tartılıp, ölçülüp, biçilip satılmalıdır.
    Harbediyoruz :
    harbi bitirdiğimiz zaman
    aç, işsiz ve sakat
    - harp madalyasıyla fakat -
    köprü altında yatılmalıdır...>>

    Yine sustu muhterem peder.
    Şeytan emretti yine :
    <<- Naklet onun macerasını,
    o ne idi, ne oldu, anlat...>>

    Ve anlattı rahip :
    <<- Onu hepiniz hatırlarsınız,
    toprağın içindeki bir patates tohumu gibi
    fakir,
    çalışkan
    ve neşesiz geçti çocukluğu.
    Sonra uyandı birdenbire
    on yedi yaşına doğru.
    Yine fakirdi, çalışkandı.
    Fakat aylarca gidip
    bulutsuz bir denizde
    altında sönük yelkenlerin
    sanki çok sıcak bir sabah ufukta apansızın
    yeni bir dünya keşfeder gibi buldu neşeyi...
    Mahallede sesi en güzel olan insandı
    ve en güzel mandolin çalan.
    Hatırlıyorsunuz değil mi
    size doğru gelen dostluğunu kocaman, kırmızı elinin
    ve mavi kurdelesini
    mandolininin?..
    içinizde kimin kalbini kırdı,
    kime yalan söyledi,
    sarhoş olduğu vaki midir,
    ve kiminle dövüştü?
    Çocuklara saygısını
    ve ihtiyarlara şefkatini inkâr edebilir miyiz?
    Belki biraz kalın kafalı
    fakat kalbi bir balık yavrusu gibi temiz
    onu geçen sene harbe gönderdik.
    Şimdi gerilerinde cephenin
    işgal altındaki bir köyün odasındadır.
    Baygın bir kadının ırzına geçmekle meşgul
    bir tahta masanın üzerinde.
    Beli çıplak
    pantolunu dizlerinde
    başında miğfer
    ve ayaklarında kısa, kalın çizmeler.
    Yerde iki çocuk ölüsü yatıyordu
    direkte bağlı bir erkek.
    Dışarda yağmur yağıyor
    ve uzaktan uzağa motor sesleri.
    Kadını masadan yere iterek
    doğrulup çekti pantolonunu...
    Halbuki hepiniz hatırlarsınız onu,
    hatırlıyorsunuz değil mi
    size doğru gelen dostluğunu kocaman, kırmızı elinin
    ve mavi kurdelesini
    mandolininin?>>

    Yine birdenbire sustu muhterem peder.
    (Susabilmek bir hünerdir
    insanın ağzından çıkan sözler
    kendine ait olmazsa.)
    Fakat tahta Meryem'in arkasından
    yine emretti Şeytan :
    <<- Rahip, devam et>> - dedi.
    Ve devam etti rahip :
    <<- Harbediyoruz.
    Çalıştırılan insan yığınları
    birbirine devrederek zinciri,
    karanlık ve ağır,
    beton künklerin içinde akmalıdır.
    Ve sen kocakarı
    - ön safta, solda, diz çöküp
    yüzü eski bir kâat gibi buruşuk olan -
    seni temin ederim ki
    kilise kapısında oynayan torunun
    - beş yaşında,
    başı altın bir top gibi yuvarlak -
    dedesi,
    senin kocan,
    babası,
    senin oğlun
    ve komşuların gibi
    kömür ocaklarında çalışacak.
    Hiçbir şeyi
    ümit etmemeyi
    öğrensin.
    Bu maksatla
    uçuyor bombardıman birliklerimiz
    tasavvur edilmeyecek kadar çok ölüm taşıyıp
    iki gergin kanatla.
    Ve motorlarına benzinle beraber
    belki bir parça keder dolarak
    (öldürenlerde tevehhüm edilen keder gibi bir şey),
    uçuyor av kuvvetleri himayesinde olarak
    bombardıman birliklerimiz
    birbiri ardından giden dalgalar halinde...
    Harbediyoruz :
    öldürdüklerimizin sayısı
    - bizden ve onlardan
    aralarında meme çocukları da var -
    şimdilik
    beş altı milyon kadar.
    Harbediyoruz :
    kundak bezinin çeşidiyle belli olmalı herkesin yeri.
    Harbediyoruz :
    parlasın edebiyen diye sabah güneşlerinde
    hapisane demirleri...>>

    Hakikat çok taraflıdır.
    Fakir bir Şimal kilisesinde
    - Şeytan'ın iğvasıyla da olsa -
    fakir bir papaz
    onu o kadar uzun anlatamaz.
    inzibat kuvvetleri aldı haberi
    - kadife ceketli orman bekçisinden -
    gelip indirdiler kürsüden muhterem pederi.
    Ve asfalt yolun üzerinde
    arasında silâhlı iki adamın
    giderken muhterem peder
    Şeytan baktı arkasından :
    çekik kaşlarında ümit
    ve sivri sakalında keder.
    12.9.1941

    Not :

    Alamanya yıkıldı.
    Temerküz kampından kurtarıldı muhterem peder.
    Ve yine Şeytan'ın iğvasına uymasaydı eğer
    önemli Alaman demokratlarından biri olurdu bugün
    Anglo-sakson işgal bölgelerinden birinde.
    Halbuki yine uydu Şeytan'a.
    Ve yine bir pazar günü ve aynı kilisede yine
    batılı müttefikleri meth ü sena edeyim derken
    41 yılında söylediklerinden bazı fasılları tekrarladı aynen
    bilhassa mal nizamına ait olanları.
    Ve Katolik bir Amerikan subayının emriyle
    (tevkif edilmediyse de bu sefer)
    kovuldu kiliseden muhterem peder.
    Yine arkasından baktı Şeytan :
    çekik kaşlarında biraz daha çok ümit
    sivri sakalında biraz daha az keder...
    1946 Şubat 17
    0 ...
  18. 28.
  19. amerika suriye'ye yönelik sınır ihlali gerçekleştirildi. bir köy basıldı, bir çok sivil öldürüldü. amerikan devleti saldırısı hakkından açıklama yapmadı.
    0 ...
  20. 27.
  21. üçüncü dünya ülkesi olarak katılacağımız savaştır.
    0 ...
  22. 26.
  23. Nikkei endeksi 8000'in altına indi ve dünya borsaları da bu paralelde düşüyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde eski Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan, krizin her türlü tahayyülün ötesinde olduğunu belirtti. bu krizin gerçek yaşamda açlık ve sefalet olarak insanların yakasına yapışmaya az kaldığının göstergesidir. açlık ve sefaletin ardından kaçınılmaz olarak isyanlar ve savaşlar baş gösterecektir. amerikan seçimlerinin ardından önüzüdeki baharda üçüncü dünya savaşının ekonomik krizin arkasından koşarak geldiğini ön görerek devletleri ve savunma bakanlarını uyaran stratejistler ve silah tüccarları pozisyonlarını alarak silah tüketicisi olan devletlerin yani müşterilerin kucaklarına gelmesini bekliyor.

    dünyanın en büyük silah ve savaş teknolojisi satıcısı olan amerika ve japonya'nın para birimlerinin değerlerinin inanılmaz yükselişi satış kozuna paralel olarak devam ediyor. kapitalist sistemin varoluş zorunluluğu olan krizler ve savaşlar devam eden zenginleşme çılgınlığı ile birlikte süreğenliğini koruyor.
    0 ...
  24. 25.
  25. #3337000 nolu yazıda öngörülmüş şey amerika'nın son zamanlarda tükiyeyi karşısına almaya çalışması ile dahada netlik kazanmıştır.

    barak obama; türklerden kıbrıstaki işgalciler olarak bahsetmiştir. ayrıca bir çok amerikan gazetesi türk-kürt meselesinde türklerin haksızlıklarından dem vurarak bize karşıt bir alt yapı oluşturmaktadır.
    0 ...
  26. 24.
  27. amerika'da 1 sene içinde yaklaşık 1.000.000 kişi ev kredilerini ödemedikleri için evlerinden çıkartılarak sokaklarda çadır kurarak yaşamaya mahkum edildi. amerika savaşmak için ucuz askerleri oluşturuyor. insanları aSkerliğe zorlamak için onları evsiz barksız, yersiz yurtsuz bıraktılar. paranoyaklık gibi görünen içler acısı bir durum...
    2 ...
  28. 23.
  29. ingiltere hükümeti izlandayı aralarında parasal anlşmazlık yüzünden tehdit etti.

    ilgili haber aşağıdaki adrestedir.

    http://www.haberturk.com/...cat=130&dt=2008/10/10
    0 ...
  30. 22.
  31. anaparacı hırsızlar ekonomisi çöktü.
    1 ...
  32. 21.
  33. "Bush dün gece televizyonlardan yayımlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında, bu plan uygulanmazsa krizin maliyetinin çok daha yüksek olacağını savundu.

    Amerika'nın mali sistemindeki başlıca sektörlerin bitme noktasında olduğunu belirten Başkan Bush, harekete geçilmediği takdirde "ızdırap verici bir senaryonun" hayata geçeceğini söyledi. " http://www.bbc.co.uk/turk...080925_bush_economy.shtml

    sermaye ekonomisi her 50 yılda bir çok büyük buhranlara girer. bu anaparacı ekonominin en önemli dinamiğidir. bu dinamik bundan önceki örneklerinin de gösterdiği gibi küresel bir savaşı zorunlu kılar. çünkü savaş ekonomisi zorunlu ve boşa harcamalarla doludur. sermayenin yaratmış olduğu yapay ve şişirilmiş değerlerin hepsi patlamıştır yada patlamk üzeredir.

    barınmak için yapılmış evlerin astronomik fiyatları, bu değer karşılığında alınan krediler, bu kredileri teminat göstererek elde edilen sanal cirolar, gelecekte kazanılacak, henüz kaznılmamış paralar üzerine kurulmuş senaryolar birer birer olması gereken zemine oturmuştur. şimdi sisteme para akması gerekmektedir ve bu para; savaş, dolayısı ile silah ve mühimmat için elle tutulur ve zorunlu harcama haline gelmelidir. küresel bir savaş, amerikan ekonomisini ayakta tutabilecek tek çıkar yoldur. amerika seçimlerinden sonra üçüncü dünya savaşı güncesini yazma işini eline alacaktır.
    2 ...
  34. 20.
  35. amerika karadeniz'e yığın yapmaya devam ediyor. rusya ise amerikanın güneyindeki ülkelerle yakınlığını arttırıyor. çok kısa bir süre içinde karayipler'de tatbikat yapacak. bu arada bolivya ile amerika arasında büyük bir gerginlik başgösterdi. bolivya'ya destek olmak için venezuela başkanı chavez amerika elçisini ülkesinden kovdu ve bolivya elçisi de amerika topraklarını terk etmeye zorlandı. bütün dünya ülkeleri arasındaki bağlar geriliyor. amerikan seçimlerinden sonra, büyük birader yada büyük patron amerika devreye girecek ve ipler kopacak gibi görünüyor.
    3 ...
  36. 19.
  37. Amerika Donanmasına ait ünlü altıncı filonun amiral gemisi 3 eylül 2008 tarihi itibarı ile karadeniz' e geçti.
    1 ...
  38. 18.
  39. Karadeniz'deki gemileri 20 dakikada yok ederiz .

    Bütün gazetelerin bir yerlerinde bu yazıyı gördük. nato' nun karadeniz' e gönderdiği gemiler ile ilgili tehdit dolu bir cümle rusya devleti tarafından sarf edildi.
    1 ...
  40. 17.
  41. savaş çığırtkanlığı yapanların güncesi.
    (bkz: çok beklersiniz)

    edit-ül zaval: halâ çığırıyorlar, çığıracaklar.
    1 ...
  42. 16.
  43. Rusya'dan Batı'ya Gürcü uyarısı

    Rusya hükümeti, Gürcistan'da liderlik değişmedikçe Batı'nın bu ülkeye destek vermemesini istedi.
    Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Mihail Saakaşvili yönetimine verilecek desteğin "tarihi bir hata olacağı" uyarısında bulundu.

    bütün dünyaya yapılmış bir meydan okumalardan biri.
    1 ...
  44. 15.
  45. yaklaşık iki yıldır ele aldığım konu olan üçüncü dünya savaşı güncesi benim için büyük bir hayal kırıklığı olma yolunda ilerliyor.

    yasa sahibi toplumlarda her hangi birini öldürmek büyük bir suç gibi görülürken kitlesel katliamlar, savaşlar, saçma sapan temeller ile desteklenerek meşru kılınıyor. kabul edilmesi gereken şey içinde enerji bulunan her şey kendi cosmos ve kaosunu yaratıyor. şu iki örnek arasındaki zıtlıklara bakalım. kötü niyetli birisi evinize geliyor, sizi etkisiz hale gözünüzün önünde hamile karınıza ve 6 yaşındaki kızınıza tecavüz ediyor, evinizi soyuyor ve elini kolunu sallayarak çıkıp gidiyor. siz bu kişiyi sokakta gördüğünüzde öldürüseniz suçlu konumunda sayılıyorsunuz. oysa ki ortada yalnızca güç, para ve çıkar çatışması olduğunda ve bundan direk maddi ve de manevi etki görmediğinizde birleri yada güç merkezleri öyle istediği için başka bir ülkeye asker olarak giderek hiç suçu olmayan insanların üzerine, çocuklara ve kadınlara ve bebeklere gücünüz doğrultusunda istediğinizi yapmakta özgürsünüz.

    üzgünüm, çünkü düya güç paylaşımında önemli bir rol oynayan yapılması gereken savaşın başlangıcı için düğmeye basma aşamasında. her geçen gün, her geçen saniye buna doğru ilerleniyor. büyükbaşlar güç gösteriyor, gard almak için saf tutuyor,
    bir araya gelerek ittifak ve ittihatlarının şekillerini belirliyorlar.
    2 ...
  46. 14.
  47. gürcistan rusya'nın koymuş olduğu barış şartlarını kabul etti ve rusya'yı barışa çağırdı ancak rusya bu çağrıya yanıt vermeden operasyonlarına devam etti. sanırım ruslar amerika'nın iran savaşı için iyi bir cephe edinmek amacı ile bu eylemlerini sonuçlandırmadı.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük