madem öyle bu ülkede niye deniz ulaşımı yok diye serzenişlerde bulunulası söz öbeği. şöyle istanbul'dan izmir'e veya trabzon'a, samsun'a, marmaris, antalya'ya, mersin, iskenderun'a deniz otobüsleri olsa, hem ulaşımda rekabet imkanı doğar, hem de bize ulaşım konusunda daha fazla tercih imkanı olmuş olmaz mıydı? hem daha güvenli hem de daha hızlı seyahat etmez miydik. madem demiryolu döşemeyi bile beceremeyen o derece zavallı bir ülkeyiz bari ülkemizin bu eşsiz nimetinden faydalanalım, karayolu denen sırat köprüsünden daha fazla geçmeyelim.
üç tarafı denizlerle cevrili kara parçalarına yarımada denir. ve güzide ülkemiz türkiye birden fazla yarımadadan oluşmuş, doğa harikalarıyla bezenmiş, türlü insanı içinde barındırmış bir ülkedir.**
1071'de bu topraklara ayak basabilmemizin sebebidir. eğer 4 tarafı denizle çevrili olsaydı biz orta asya'da bir yerlerde kalacaktık, araplar ya da çinliler bizi ham yapacaktı. (bkz: tarihinde denizci olamamış ülkeler)
"'üç yanı denizlerle çevrili ülkemizin...' 'iki buçuk yanıdır oğlum salim.' salim iki numara traşlı kocaman başını kaldırdı: 'o ne demek oluyor hikmet amca?' 'güney sınırlarının yarısı karadır da ondan.' 'yapma hikmet amca öğretmen kızar böyle şeylere.' 'kızmaz oğlum, gerçeklere kızılmaz.'" (tehlikeli oyunlar'dan)
ilk ve orta okulda ülkemizi tarif için kullanılan müthiş kalıp.zamanla vazgeçiyor insan bu cümlelerden.şahsen ben lisede öğretmenlerin türkiye için böyle çıkarımlarda bulunduklarını duymadım..
denizlere rağmen, denizcilikte, balıkçılıkta, turizmde ve ulaşımda hakkını vermediğimiz ülkemizdir.
belediye istanbul'da istinye ve tarabya koylarına bir güzel denize beton döktü. sahili beton şeritlerle doldurdu. sonra normalde kayıkların bile rahatlıkla girip çıktığı bu yerleri marina yaptı. bu marinalardan da yıllık bir ücret alıyor. bizim kayıkçımız bu parayı ödeyebilecek güçte değil. bir şekilde onlar da farklı noktalara bağlamaya çalışıyorlar.
her neyse dönelim esas mevzuya.
devlet boyu 9 metreden küçük (yaklaşık 30.00 civarında) türk bayraklı amatör özel tekneden, yaklaşık 13 milyon tl bağlama kütüğ harcı topladı. en alt rakamı yıllık 313 tl. oysa bu insanlar sadece doğada dönüşebilir malzemelerden, kayıklarını çekebilecekleri bir rampa istiyorlar hepsi bu. bilen bilir denizcilik başka türlü bir sevdadır. adam amatör bir tutkuyla bakıyor kayığına. seviyor kürek çekerek denize açılmayı ve balık tutmayı.
ama sen yok arkadaş diyorsun gidecek marinaya yıllık para vereceksin oraya bağlayacaksın. o kadar paran yoksa bırak bu deniz sevdasını.
e yazık değil mi bu insanlara.
senin ülkenin 3 tarafı denizlerle çevrili 76 milyonluk bir nüfusun olsun ama 30bin kişiye sadece bir rampa hizmeti vermek isteme. bundan kaçın.
sahillere beton döküp otoban yaptığın yetmezmiş gibi, halka açık plajları da özelleştirdin. adam rio de jenerio'da ofisinden çıkıp plaja gidiyor. 5 kuruş para vermeden. biz koca yarımada memlekette ücretsiz plaj bulamıyoruz.
en dandik plajın girişi 25 tl affedersin.
memleketimiz güzel ama başımızdakiler kötü.