senden sonra ilana bakmak için gelenler oldu.
ya ben evde yoktum, ya onlara uymadı.
senden sonra çok hor davrandım, tüm duvarları çizik kalbimin.
ya fiyatını yüksek bulanlar oldu,(bu kalp bana babamdan armağandır)
ya cephesini güneşsiz bulanlar.
senden sonra, güneş de gitti ardından.
üç oda bir salon kalp ,
yalnızlıktan
devren
kiralık.
eşyalı kiralık.
bir köşesinde sana aldığım ve herkesin sevgilisine almak zorundaymış gibi davrandığı peluş ayı.
rengi güneşten açılmış yer yer kahverengi.
yere yakın bir kanepe, üstünde her an uyumaya, yaramazlık yapmaya müsait.
her zaman kahve içmeyi keyif haline getirdiğimiz için bir filtre kahve makinası.
filtre kahveleri pahalı.
güzel günler, güzel anılar, gülüşün torbalarca.
daha onlarca eşya.
"şimdi sen gülüyorsun ve
böylece beni daha geniş bir salona almış oluyorlar"
kalbimin salonunda rüzgarlar geziniyor şimdi. at koştursan yeri var dediğin kalbim küçüldü ardından.
ardından tavan damlamaya başladı.
çatısı uçtu evimin.
yerde su birikintileri, buraya yazmak suya yazmaktan farklı değil çoğu zaman.
herkes bir yazma derdinde, selvi boylum al yazmalım en sevdiğimiz film.
üç oda bir salon kiralık kalp, kelepir fiyatına.
yalnızlığıma cephe, güneş almıyor.
memelilerde kalbin yapısal olarak 3 küçük odacık ve bir büyük odacıktan oluşması sonucu yapılmış anlamsız bir gönderme. ergen göndermesidir. muhtemelen 8. sınıfa giden birinin fen dersinden çıktıktan sonra yaptığı saçmalıklardan herhangi biri.
edit: bilgiye - oy vermek orucu bozar. sakıncalıdır.
ergen olmanın iyi bir şey olduğunu düşünüyorduk,
çocuktuk daha.
üç oda bir salon kiralık kalbimiz kırılmaya daha müsaitti sanırım o zamanlar.
bizim zamanımızda 8. sınıf diye bir şey yoktu, orta sona gidiyorduk biz,
sana yine aşıktım.
öğretmene hoca demek en büyük cakamızdı.
çocuktuk, ben daha çok çocuktum hatta.
üç oda bir salon kiralık kalbime bakmaya gelen duygusuz, önyargılı kişiler de oldu.
ne kadar para verdilerse, almadım.
benim kalbim, eskiden senindi, o kadar da kiralık değil çünkü.