çaylak olma sebebi. şöyle ki. bu işaret dururkene yazar iki noktayı kullanırsa bu bir hatadır. bunun sıkça yapıldığını düşünüdüğümüzde sürekli gammazlanacak ve çaylak olacaktır. üç nokta varken iki noktayı kullanmak büyük cehalettir.
bazen sonu olmayan cümlelerin sonundadır bu üç nokta, sen başlatırsın cümleyi, bi yerde üç nokta koyarsın okuyan kişi kendine göre tamamlar. asıl söylenmek istenen şey genelde o üç noktada saklıdır, zamir gibidir üç noktalar, her şeyin yerine kullanırsınız, 4 yada 2 nokta olmaz, illa üç nokta olmalıdır, ve genelde, ya sövdüğünüzde yada sevdiğinizde kullanırsınız, hemen hemen sövmeyen yada sevmeyen yoktur aramızda, yani herkesin kullandığı, şahsen benim severek kullandığım bir yoldur üç nokta...
elvedaya tekabül eder.
cümleleri ard arda sıralarsın ama biter ya işte sonuna bu üç noktayı dizersin. işte bu kadar, buraya kadarmış gibi. ben olumsuz olarak kullanılırım bu noktaları.
oysa virgül ne güzeldir devamı var bekle der. ve de nokta ne kadar düzdür sona geldik hoşça kal der noktam.
üç nokta hiçbir zaman sonu belli etmez her an dönüş olcakmış gibi. insana tarifsiz bir ümit verir. oysa ben hayal kırıklıklarından bıktım bana ümit verme bir nokta yeter bana. gömerim kalbime sustuğun tüm cümleleri.
bu karanlık bu puslu veda neden ?
ya virgülüm ol
ya noktam
ya alfabemin tek harfi ol
tüm cümlelerim senli olsun
e harfim baştacım olsun.
19.01.2008 22:42 tarihli bir entry idi kendileri*
demek ki anlatmak istediklerimi tam olarak anlatmıyorum, anlatamıyorum. belki de anlatmak istemediğim için sana açık kapılar bırakıyorum, istediğini seçebileceğin kapılar... geçip de doğru yolu seçtiğinde beni bulabileceğin kapılar... bir oyun değil bu ama tek noktayla kolay olmaktansa, bilirsin severim zoru, sana çok noktalı bir labirent sunuyorum. yanlış yollarım da anlatır diye beni sana, sen istedin diye beni görmeyi, sana açıyorum tüm hatalarımı...
sonra sunuyorum sana virgüllerimi dilediğince ayır diye beni, ünlemlerimle acıtman için, soru işarelerimleyse hüznü yakalaman... hepsi bir ipucu bu labirentte, ancak üç noktalarımla anlam bulan... *
herkes çılgınlar gibi içip eğlenirken, eline birasını alıp, gruptan uzaklaşarak denize, mehtaba dalan poz delisi gizem insanını andıran yazı şeklidir. her cümlenin sonunda varsa tabi.
tüm karaladıklarımda
hep bir bitmemişlik tedirginliği
ve
varamayınca tümlere
yarımlarda yatılı misafir çekingenliği...
'neden' diyosun ya
'üç noktayı çok seviyosun?'
öyle olması gerektiğinden işte
sadece...