üç maymun

entry213 galeri29 video1
    62.
  1. 61.
  2. filmi izledik mi? -görmedim,duymadım,bilmiyorum , nuri bilge ceylan'dan bir başyapıt daha...
    1 ...
  3. 60.
  4. 59.
  5. az replikli, müziksiz*, tek açılı çekimlere sahip, hayatlarımızın ne kadar nasır tutup robotlaştığını anlatan enteresan bir film. ülkeye bir ödülle geri dönmesi ise muhteşem ötesi, takdire şayan.
    2 ...
  6. 58.
  7. 57.
  8. her karesi kartpostal gibi olan, güzel bir film. babamın, ne çıkıyorsa kadınların başının altından çıkıyor olarak özetlediği bir konuya sahiptir.
    0 ...
  9. 56.
  10. bir nuri bilge ceylan klasigi. nuri bilge ceylanın profesyonel oyuncular calıstıgı ilk filmi. nuri bilgenin bir cok filminde oldugu gibi insanı konuşmalarla degil de ifadelere yönlenmesini saglayan bir film. nuri bilge ceylan bu filminden sonra daima profesyonel oyuncularla calısmalıdır dedirten güzellikte film hatice arslanın ve yavuz bingolun mukemmel bir oyunculuk sergiledigi aslında bir oyuncu icin zor olan film. tebrik ettigim ve aldıgı ödülleri gercekten hak eden film.
    0 ...
  11. 55.
  12. 2009 oscar aday adayı olan film. 6/9 ocakta elemelere girecek.
    bir jet li filmi değildir.
    Ayrıca Nuri bilge ceylan'ı sadece bir cümle ile tanıyanların hayal kırıklığına uğradığı ve uğrayacağı filmdir.

    o iğrenç telefon melodisi * olmasaymış keşke. Ceylan'ın diğer filmlerine göre -şahsen- bu en güzel filmiydi diyebilirim. şimşek görüntüleri muhteşemdi. aslında bütün çekimdeki görüntüler güzeldi. zaten özelliği bu nuri bilge ceylan'ın.

    --spoiler--

    bıçak ve tokat sahnesi çok etkileyiciydi. tokat atarken bile vurmaya kıyamıyordu, annesine karşı nefret dolu ama anne sevgisini kaybetmemiş bir çocuk.
    --spoiler--

    akademi jurileri adaletli olmadığı için bu filmin oscar'dan bir beklentisi olamaz.

    entel kesım bu filme bayılmış diyenlere de bir çift sözüm var.
    bi haftasonunuzu nuri bilge ceylan ya da zeki demirkubuz filmlerinize ayırın.
    ha elinizde filmleri yoksa ocak ayında cnbc-e veriyor filmleri, izleyin, ondan sonra bu ne biçim film diyebilirsiniz.
    çok sevgiler.
    2 ...
  13. 54.
  14. Öncellikle belirtmek isterim ki kesinlikle depresif bir psikolojiye sahipken gidilmemesi gereken bir filmdir.Film iyidir,hoştur,başarılıdır.Olumlu birçok sıfatı sıralayabiliriz.Çekimler çok güzeldir,bir fotoğraf filmidir.Fakat,olumlu şeyler düşünmek,kafayı dağıtmak için gidilecek en son filmdir.Bu düşüncelerle giden ben,filmin anlamını da hissedemez hale geldi,o karanlık,o loşluk beni değişik ruh durumlarına soktu,filmden çıktığımda ne düşündüğünü dahi bilemez bir halde kendimi saçma sapan bir halde buldum.

    Çekimler için kullanılan ev,bir hayli dikkatimi çekti.Hatta içimi o evi gidip bulma hissi kapladı,oysa ev de bir o kadar sıkıcı ve boğucuydu.Bu kadar sıkıcılık,boğuculuk olmaz diye düşünmeden edemiyor insan,hani bir yerde hareket olur ama yok.Çıktığınızda da üzerinizde süper bir etki bırakıp,filmin etkisinden kurtulamama gibi bir durum da yok fikrimce ama yine de bir çekiciliği var.Sanırım görsel sanatlarla yakından ilgisi olan kişiler için anlamlı,faydalı bir film olmuştur.

    Bir de çok tartışılan göğüs sahnesi vardı bu filmde,ama film o kadar yavaş ki hani bu konudaki abartmalar bile ya da saptırmalar diyelim bu sahne hakkındaki,hareket kazandıramamış.

    Kendi yorumumu okudum da filme karşı çelişkilerle dolu olduğumu farkettim,bunu da belirtmeden geçemeyeceğim.Ama izlenebilecek bir film diyebiliriz.
    0 ...
  15. 53.
  16. aslında ödülü filmi baştan sona sabırla izleyip bitirebilen izleyicilere verilmeliydi dediğim film. tamam nuri abiye saygımız sonsuz, ödülü alırken ki kurduğu cümle bizi bizden aldı ama beğenmedim be abi kusura bakma. büyük bir heyecanla arkadaşlarla kiraladık büyük beklentiler içinde, sonuna kadar gözümüzü dört açtık, bazen yalvardık oyunculara ''allah rızası için konusun' diye,konuşmadılar bari sevişin a.q dedik o da olmadı. büyük tepkilere rağmen kapatmadık filmi acaba sonunda müthiş birşey mi oluyor bizi dumura uğratacak lan kesin dedik, ödülü neden versinler a.q. dedik. ama olmadı a.q olmadı. boşver nuri abi sen beni, ben sanattan anlamam, sen yükseldikce, ödül aldıkça götün kalkmasın hep bizi sev, vatanını yücelt hep o gün yaptığın gibi, tebrik ediyorum abi seni, alnından öpüyorum...
    4 ...
  17. 52.
  18. --spoiler--
    +arkadaşla takılıcaz.
    - kimle?
    +kimle olacak recai'yle.
    - recai kim?
    +fedai'nin arkadaşı.
    -fedai kim?
    +sezai'nin abisi.
    -ben sana sezai denen çocukla takılma demedim mi?

    ve;

    (bkz: e mi)
    --spoiler--

    edit: son cümle.
    *
    1 ...
  19. 51.
  20. nuri bilge ceylan'ın farklı birşey denemesi bile takdire şayanken bir de bu deneme ile ödül alması anlatılmaz bir duygu olsa gerek. kendi ağzından çıkan "bilmediğim sularda yüzüyorum" cümlesi bu kadar büyük bir yönetmenin içindeki naifliğin en büyük göstergesi. işte bu yüzden bu adam çok iyi bir yönetmen.

    evet film muhteşem görüntüleri dışında bambaşka donelerle karşımıza çıkan bir nbc filmi. hiçbir filminde olmadığı kadar akıcı anlatılıyor bir kere hikaye. ama bundan yola çıkarak kimse sıkı bir aksiyon filmi beklemesin kalbi kırılır. ayrıca ilk defa dijital çalışılmış ve bütün nimetlerinden en güzel biçimde faydalanılmış. bu faydalanma sürecinde nbc kadar gökhan tiryaki'nin de emeği var. unutmamak lazım.

    senaryonun üç kişinin elinden çıkması kimi yerlerde anlatımı savruklaştırsa da o kadar da büyük problem yaratmıyor. nbc her filminde olduğu gibi sindire sindire anlatıyor tüm derdini. filmde michael mann tarzı aksiyon bekleyenlerin sıkılması doğal. kendilerine death race filmini öneririm. şahane. gidip seyretsinler.

    filmin tema müziğinin cep telefonundan çalan yıldız tilbe şarkısı emi olması, olmadık yerlerde ortaya çıkan küçük kardeş imgesinin yarattığı tedirginlik, minimal planlardaki devasa oyunculuklar ve sinemanın bir görüntü sanatı olduğunun üstüne basa basa az ama öz konuşmayla anlatılan bir hikaye. tek kelimeyle şahane. hele bunun bir türk yönetmenin elinden çıktığını bilmek daha da şahane.

    kısacası gidin ve seyredin. her bir karesi üzerine kitap yazılacak kadar derin bir o kadar da naif bir türk filmi. hiç beklenmeyen oyunculuk performansları ve şahane bir yönetim.

    hele ki filmin başında rast geleceğiniz destere denen rezilliğin tanıtımından sonra daha da gurur duyacaksınız bu filmle.
    4 ...
  21. 50.
  22. nuri bilge'nin hikaye/senaryo yönetmeni olmadığını bir kez daha göstermiş "yalnız ve güzel" filmdir.
    beylik bir hikaye üstüne kurulu orta halli bir senaryodan bu kadar iyi bir film çıkarabilecek çok az yönetmen var.
    1 ...
  23. 49.
  24. büyük beklentilerle gittiğim, izledikten sonra nbc'nin eski filmlerine derin bir özlem duymamı sağlayan filmdir.yönetmenin görsellikteki başarısı ve fotoğraf sanatından gelmiş olmasının verdiği incelik ile yarattığı ışık oyunları bu filmde de kendini hissettirmiştir(özellikle rüzgarın estiği ve dalların sallandığı sahnede sanki tarkovsky'e bir saygı duruşu vardır) fakat zaten basit bir hikayeyi sıradan bir şekilde anlatması, oyuncu seçimindeki hatalar(yavuz bingöl'ün patronu hariç), uzak filmindeki doğal diyalogları yakalayamaması filmin eksileri olmuştur.ceylan'ın yüzlere yakın çalışması dikkati çeken bir başka detaydır.
    2 ...
  25. 48.
  26. bir nuri bilge ceylan filmi.

    gittiğime gideceğime pişman olduğum, sinemada geçen o dakikalarıma yanıp yanıp kavrulduğum film.

    bir film bu kadar mı sıkıcı olur, minimalist takılma sevdasını yiyim de bu kadar basit bir konu bu kadar mı uzatılır şaşım şaşım şaşırdığım, baya bir sövdüğüm film.

    sanatsal film(miş). yiyim sanatını sana bir şey olmasın.

    ulan yazıları okudum millet hastası olmuş. hacı kimi yiyosunuz yahu. bu filmi beğenmek zorunda hissediyorsunuz kendinizi di mi lan * hadi hadi öyle ama! beğenmezseniz size sinemadan anlamıyo bu kıro dicekler dimi. desinler lan bi bok olmaz rahat olun.

    çoğunuz, ben bu filmi beğendim, acayip entelim kızım, aaa hadi bize gidelim mi ayaklarındasınız.

    ayrıca her karesi kartpostal gibi filan da değil. çok film gördük biz öyle olan merak etmeyin.

    neyse canım herkesin fikri kendine tabi.

    ama bence izlemeyenler varsa boşverin kesinlikle izlemeyin, paranızada zamanınızada çok yazık olur. he beni dinlemeyip gidenlerini olacak ama filmi izlerken beni hatırlayınız pliiiis.

    edit: yahu bu adam uzak filmini çekmedimiydi. ne güzel filmdi o. eli ayağı düzgün anlatmak istediğinin derdine düşmüş naif bir filmdi. aynı yolda devam etseydi keşke. hoş hareketler değil yani bunlar.
    7 ...
  27. 47.
  28. altın portakal film festivalinde ''yalniz ve guzel ulke''sinin sadece (özel efekt ödülü)ne layık gördüğü filmdir.ayrıca fotoğraf sergisi gibi nuri bilge ceylan filmi.
    1 ...
  29. 46.
  30. filmin web sayfasındaki bu tanım "Küçük zaafların büyük yalanlara dönüşerek parçaladığı bir ailenin gerçeği örtbas ederek herşeye rağmen birarada kalma çabası. Altından kalkamayacağı acılara ya da sorumluluklara maruz kalmamak adına gerçeği bilmek istememek, onu görmemek, duymamak, hakkında konuşmamak ya da günümüz tabiriyle "Üç Maymun"u oynamak, onun varolduğu gerçeğini ortadan kaldırır mı?" beni bitirmiştir filmi özetleme konusunda derdime derman olmuştur..

    sinemA çıkışı filmin bıraktığı sıkıntıyı atmak için beklersiniz filmi hazmetmeyi ama olmaz konusmak istersiniz film hakkında soru işaretlerini gidermek için ama bulamazsınız herşeyi çözmüş birini sonra siz de boşluklara soru işaretlerine aldırmaz 3 maymunları oynarsınız..

    ..ne demeli.. aşmıssın sen hocam..
    2 ...
  31. 45.
  32. öncelikle filmi merak edenler için hoşuma giden bir yorumu iletmek isterim:

    http://www.sinemalar.com/...-Nuri-Bilge-Ceylan-Filmi/

    film hakkında söylenecek pekçok şey dile getirilmiş zaten. film değil de sanki daha çok akılda yer eden karelerin bir bütünü. insanların umarsızlıkları, tepkisizlikleri, susuşları... sanat yönetmeni iyi iş çıkarmış. ayrıca yavuz bingöl'ün bezgin yüz hatları hiç konuşmasına gerek bırakmadan duruma tercüman olmuş. oyuncu seçimi, konu seçimi öyle çok üst düzeylerde seyretmese de düşündürmeyi başaran ve insanda tepkisizliklere tepki verme isteği uyandıran bir film. hacer'in kevaşeliğine rağmen atlayıp atlamama arasında git geller yaşadığı anda kocasına gülümsemesi, aldatıldığını bildiği halde hacer'in atlamasına gönlü razı olmayan baba, dayak yediğinde ve annesi bunu farkedip hiçbir şey demeden gözlerini çıkararak bakmakla yetindiği sahnede oğulun suratına yerleşen bitirici gülüş. sahne sahne aklımda film, kare kare. öyle ki her karesini alıp duvar kağıdı niyetine kullanabilirsiniz, özellikle son sahnede yavuz bingöl'ün delice ıslandığı an. koca bir şehir ve herşeye rağmen sürüp giden hayata tepkisiz kalabilen, içinde bastırabilen sırtı dönük bi adam.
    4 ...
  33. 44.
  34. nuri bilge ceylan'ın aldığı ödülü çok da hakkettiğini düşündüğüm son filmidir. son derece klişe bir konu öylesine büyük bir gerçeklik ve sadelikle anlatılmış ki, film süresince hiç sıkılmadan hikayeyi büyük bir zevkle takip etmek mümkün olmuştur. tabi ki bunun en büyük sebebi yönetmenin gerek sarı/gri renklerle gerek gölge oyunlarıyla yakaladığı görsel başarıdır. fakat oyuncuların, özellikle de yavuz bingöl'ün patronu ve oğlu rolündeki erdal kesal ve Ahmet Rıfat sungar'ın üstün peformansları da şaşırtıcı boyuttadır.

    film boyunca gölgelerle yaratılan etki yer yer öylesine şaşırtıcı olmuştur ki, yönetmen nbc olmasa kasıtlı olup olmadığından süpheye düşürecek, acaba kendi kafamda mı kuruyorum dedirtecek kadar ince sembollerle bezenmiştir. (bkz: bir sahnede yavuz bingöl'ün oğlunun ağzının üzerinde ince bir sansür şeridi gibi belirip yok oluveren siyah gölge. adeta üç maymundan biri!!!)

    iki sahnede evin ölen küçük oğlunun hayaletinin belirmesi fimin kurgusu açısından büyük bir süpriz ve absürdite örneği olmakla birlikte asla sırıtmamış, izleyenin (en azından benim) tüylerimi diken diken etmeyi başarmıştır.

    kanaatimce hayatta en az bir kere aldatmış ya da aldatılmış olanlar filmde yaşananların ve daha da önemlisi yaşanmayanların ne derece gerçeklerle örtüştüğünü daha iyi anlayacaklardır.

    son olarak belki izleyicinin içine sinmeyecek tek detay olarak hatice aslan'dan bahsedebilirim. kendisinin her ne kadar çok iyi bir oyunculuk sergilemiş olduğunu düşünsem de gerek avrupai yüz ve vücut hatları gerekse kılık kıyafeti, özellikle de modern saç stili ile hikayedeki varoş anne rolü ile görsel açısından çok uyuşmadığı hissini vermiştir.
    6 ...
  35. 43.
  36. 17. yüzyılda yaşayan ve ömrünün büyük bölümünü Hindistan'da geçiren Venedikli hekim Niccolo Manucci Goa'daki bir tapınakta görür bu heykeli ve ilk kaydı düşer.
    Heykelin altında şöyle yazıyormuş: "Görüp, işitip de hiç ağzını açmadan yaşayan insan tasasız bir hayat sürer."
    yine 17. yüzyılda inşa edilen Japonya'daki Nikko tapınağı'nda aynı üç maymun şeklinin kabartması varmış. Dahası Japonca'da böyle bir halk deyişi de bulunuyormuş: Mi-zaru*, Ki-ka-zaru*, iva-zaru*.

    -haşmet babaoğlu'nun 01.11.2008 tarihli yazısından alıntıdır.-
    1 ...
  37. 42.
  38. bir filmin; dramatik müziklere, hayat dersi vermeye çalışan uzun ve anlaşılmaz repliklere, oyuncuların şöhretlerine veya aşırı tiyatral tavırlarına, uçuk senaryolara, ajitasyona sığınmadan da son derece etkileyici olabileceğinin kanıtı olan nuri bilge ceylan filmi.
    4 ...
  39. 41.
  40. sinema kültürü olmayan bir apaçi olarak diyebilirim ki , yönetim açısından cannes lıktır ,* senaryo açısından 2. masumiyet müzesi vakası diyebileceğimiz türden bilindiktir. bana da sıkıcı gelmiştir ama beyoğlu fitaş sinemasında önümdeki sırada daha filmin 5. dakikasında horlayan abimize daha sıkıcı geldiği kesindir.

    ayrıca filmde güldüğüm bir sahne vardır ki , eve döndüğünde yatak odasından annesiyle servetin seslerini duyan evin oğlunun mutfağa bakması ve yine ve yine levye büyüklüğünde bir bıçağın ekmekler üstünde az önce bırakılmış halde gözükmesidir. bildiğin emrah ın anasını doğramadan önceki bir kaç saniyesini anlatan sahne.

    filmde yeşil tonlardan vazgeçilmemesi bir ara camide olduğumuz hissyatına savurdu bizi ama daha sonra en can alıcı sahnelerde fonda bol bol ezan sesi verilmesi haklı olduğumuzu teyid etti.

    hacer(anne) nin renksiz erkan , nokia melodisini bile topallayarak çalacağı sanılan telefonundan da yıldız tilbe emi şarkısının ipod tadında duyulması da bir hata mıdır yoksa ben mi telefonu yanlış gördüm bilemedim .

    son olarak sinema kültürü olan bir dantel olarak da diyebilirim ki , muhteşemdir ; beğenmeyen sidiklidir.
    6 ...
  41. 40.
  42. çarpıcı bir finali yoktur. ama pembe dizileri yapa yapa yakın planda üstad olduğumuz ve bunu iyi kullanmaya başladığımız ortaya çıkmıştır. film dizi tadında değil ama kısa film olacak kadar da uzun sahneleri var. sanki vakit doldurmak için boş boş bekleniyor hissi veriyor. arada uyuz olup çıkanlar olabiliyor. çok yalın bir anlatımı var. bu güzel ama insan biraz kafa karışıklığı da istiyor. bu kadar yalın olması basit hissi uyandırıyor. bir dahaki sinema ile yaşıyorum programında görüşmek üzere.
    4 ...
  43. 39.
  44. nuri bilge ceylan kalitesine yakışmasına rağmen finali olmayan filmler listesine girmekten kurtulamayan film.
    2 ...
  45. 38.
  46. aksiyon, heyecan ya da vuruş, çakış bekleyen bünyelerin pek tabii beğenmeyeceği ama nbc filmlerinin ne olduğunu bilenler için çok şey anlatan, dolu dolu ve çekimleriyle ayrı bir tat veren bir nuri bilge ceylan filmi.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük