81.oscar ödüllerinde "en iyi yabancı film" dalında aday adayı olmuş hatta 65 film arasından en son, en iyi 9 film arasına kadar kalmış fakat ilk 5 e girememiş filmdir. cannes film festivali'nde "en iyi yönetmen" ödülünü almakla beraber, yavuz bingöl'ün oyunculuğu, içinde sean penn'inde bulunduğu güzide jüri üyeleri tarafından çok beğenilmiş, ancak ödülü son anda "che" rolüyle benicio del toro'ya kaptırmıştır. ayrıca filmde diğer dikkat çeken oyunculuk kuşkusuz ahmet rıfat şungar'ındır.
selena, bez bebek ya da papatyam dizilerinin en kötü bölümlerinden birini izleseniz; (ki tüm bölümleri saçmalıktır) bu kadar strese gir(e)meyeceğiniz nuri bilge ceylan film(ims)i.
2008 yapımlı bu filmde muhteşem bir sosyo kültürel eleştiri yapmıştır nuri bilge ceylan. yavuz bingöl gibi gıcık bir bünye bu yönetmenin elinde adam olmuştur. yoksulluk edebiyatı yapılmadan iki yüzlü insan ilişkileri anlatılmıştır bu filmde. ve son derece gerçekçi ve doğal bir anlatımı vardır. kapı gıcırtısı, gökgürültüsü, rüya gibi motifler burda da hakimdir.
aile içerisinde ne kadar aldatmaca, yalan varsa yine de ailedir ve birlikte olmalıyız mantığındaki bir ailenin parçalanmamak için üç maymunu oynadığı filmdir. akşam akşam sinir oldum hacer e. alçak kadın.
en iyi film değil de en iyi yönetmen ödülü alması daha bir iyi oturmuş. nuri bilge ceylan ın ellerine sağlık.
sinematografisiyle insanı büyüleyen film o nasıl bir ışıklandırma nasıl bir renk kullanımı filmin içerisindeki depresif hava o kadar güzel anlatılmışki ayrıca yavuz bingölün oyunculuğunu da unutmamak lazım
''Görmedim, duymadım, bilmiyorum'' anlamı modern milenyum çağında değişmiş olup ''gördüm ama görmezden geldim, çaktırmadan dinledim, işime yaradığında dinlediklerimi aktarabilirim, biliyorum ama zamanı geldiğinde kullanmak için saklıyorum'' anlamına gelen imalı hareket grubu.
çok sıradan hayatların da ''film gibi'' heyecanıyla dolu olabileceğini hissettiren nuri bilge ceylan filmidir.atarlı,uçmalı,kaçmalı olmadan da,sırf günlük hayatın sıradanlığında da anlatılacak,anlaşılacak,irdelenecek,sorgulanacak ne kadar çok şey var esasında dedirtir.
gerçek istanbul un, istanbul un arka yüzündeki sıradan insanların olabilecek en doğal şekli ile anlatıldığı filmdir. kanımca filmde kan uyuşmazlığı yaratan en önemli husus ise oğlandır. ne fiziksel olarak anne babaya benzemekte ne de filme duygu katabilmekte.
sonuç olarak bu film kurgu filan değil gerçeğin ta kendisidir.
bu film kesinlikle ceylan'ın sinematografisiyle bağırdığı filmdir. bu filmin en iyi film ödülü almamasının tek sebebi oyunculuklardır. yavuz bingöl dışında herkes oldukça vasat. üstelik bir de "bir zamanlar anadolu'da" nın üzerine izlerseniz, zaman zaman anne'nin hareketleri, çiğ mimikleri öylesine gözüme battı ki yarısında çıkmayı düşündüm entel bir sözlükçü gibi izlerken*. filmin tamamı neredeyse üç kişiyle geçen bir anlatı olmasına rağmen bu kadar ortalama oyunculuk fazlasıyla sırıtıyor.
ancak nbc'nin fotoğraflarının önüne geçememişler. ayrıca ne alaka demezseniz bence breaking bad sevenler bu filmi de kesinlikle çok sevecekler. öyle ki bazı sahnelerde sanırsın ıssız çöllerdeki mike & walt buluşmalarını istanbulda izliyordum falan.
izlediğim ikinci Nuri Bilge Ceylan filmi,ben sevdim ve beğendiğim bu filmi.Daha önce Bir Zamanlar Anadolu'da filmini izlemiştim ve beğenmiştim,Üç Maymun ise hikaye olarak Bir Zamanlar Anadolu'da filminden bence daha iyi fakat genel olarak Bir Zamanlar Anadolu'da filmini daha çok beğenmiştim.Filme gelirsek film tam bir festival filmi zaten Nuri Bilge Ceylan'ın tarzına aşina olanlarda bu filmin durağan fakat derin bir film olduğunu eminim izlemeseler bile tahmin ediyorlardır,film baştan sona durağan karakterlerin psikolojisine odaklı bir film fakat durağan olmasına rağmen izlerken hep acaba şimdi ne olacak hissi uyandırdı bende,yani durağan fakat gizemli ve merak duygusunu tetikleyen bir film.Film,dışarıdan bakıldığında sıradan gözüken bir ailenin aslında psikolojilerinin hiçte öyle olmadığını anlatıyor özellikle filmin son yarım saati oldukça sağlam.Ben oyunculukları beğendim özellikle Ahmet Rıfat Şungar'ın olaylar karşısındaki tepkileri ve bunalımlarını beğendimi söylemeliyim.Film olay değil bir durum hikayesi filmi,asıl anlatılmak istenen filmde bu aile bireylerinin psikolojilerinin ne halde olduğu.Nuri Bilge'nin hikayeyi anlatım tarzı yine etkileyici,yine fotoğraf kareleri gibi sahnelerle izleyeni etkilemeyi başarıyor.Ben fon müziksiz filmlere önyargılı yaklaşırım ve kolay kolay da etkilenmem ama bu görüşümü çürüten nadir yönetmenlerden biri Nuri Bilge Ceylan aynı bu filmde olduğu gibi.Ayrıca filmin ses miksajı çok başarılı sahnelere ayrı bir etkileyicilik katmış,yani film teknik bakımdan çok başarılı.Son olarak zaman zaman biraz kısır döngüye giren bir film olsada ben filmi beğendim.Depresif,ağır,durağan ve tam bir festival filmi.Festival filmi veya Nuri Bilge Ceylan filmleri sevenlere tavsiye ederim.Bu arada filmin sinematografisi gerçekten etkileyici.
Nuri Bilge Ceylan'ın bol ödüllü bir filmi. Gayet durağandır fakat konusu ve konunun muhteşem işlenişi sayesinde bu durağanlıktan beklenmeyecek derecede merak uyandırıcıdır. Kendinizi o ailenin bir bireyi gibi hissedebilirsiniz tıpkı bir zamanlar Anadolu'da da ekipten biri gibi hissedebilmeniz gibi. NBC ın en çok bu yönünü beğeniyorum, kendinizi izleyici değil filmin içinde biri gibi hissetmenizi sağlıyor. Filmde özellikle yatak odasındaki o mutlu mutlu sevişeceklermiş gibi başlayıp birden sinir krizine dönüşen parçadan çok etkilenip bi müddet ağzım açık takip ettim filmi. Ceylan resmen ters köşe yapmış seyirciyi ve bu çok hoşuma gitti açıkçası. Oyunculuk konusunda ise, her oyuncu işini tam, hakkını vererek yapmış hepsini tebrik etmeli. Zaten bu kadar filmin içinde hissetmemde oyuncuların payı çok büyük.
"sıkıcı sanat filmi" kafasını yaşayan insancıklara izletmeli.
eyüp ve ismail'in, arabada oldukları sahnede emniyet kemeri takmaları; hiçbir ahvâl ve şerâitte gerçeklikten taviz vermeyen nuri bilge ceylan'ın, kötü örnek olma ihtimaline adeta içi elvermeyerek, bir an için ''sanat sanat içindir''den feragat edip ''sanat toplum içindir`''e geçiş yapmasıdır.
her zamanki gibi büyük zevkle, göz kırpmadan izlediğim nuri bilge ceylan filmlerinden biri. birkaç sahnede ahmet rıfat sungar'ın ve genel olarak hatice aslan'ın oyunculukları beni tatmin etmemiş de olsa senaryosuyla ve ercan kesal'ın olağanüstü oyunculuğuyla çok beğendiğim bir filmdir.