birdenbire şimşek hızıyla zihnimde çakan cümle. bazı anlar vardır birden hayat anlamsızlaşır ya, işte öyle bir şey.
babaannenin yaşı kemale ermiştir. bakmayın kemale ermiş olduğuna; yaş itibarı ile ne kolesterol, ne şeker, ne tansiyon... vücudunda hiçbir hastalık belirtisi yoktur. senden benden sağlıklıdır zira. tek hastalığı her ihtiyarın başının belası kemik erimesidir, onu da bir şekilde ilaçlarla kontrol altında tutabilmektedir.
akşam olur, yatsı okundu mu kızım diye sorar önce, okundu cevabını aldıktan sonra durur namaza... siz de odanın bir köşesinde sessizce o maneviyatı izlemektesinizdir o esnada, fısır fısır çıkan dualar kulaklarınıza dolar. huzur böyle bir şey olsa gerek dersiniz, kendinizle de kavga etmekten çekinmezsiniz. iç hesaplarınız size kalmıştır.
namaz biter. ve edilen duaların arasında seçebildiğiniz bir cümle:
üç gün yatak dördüncü gün kabir nasip eyle ya rabb'im!
ölümün bu kadar farkında olabilmek, onu bile bu kadar huşu içinde karşılayabilmek ne büyük bir erdemdir. kabir için bile, ölüm için bile hayır istemek ne güzeldir.
bazı şeyler var ki anlatılmıyor. elimden bu kadarı geliyor.