"göz bakar beyin görür" gibi açıklaması aklımda kalmış. görebilmenin püf noktası şaşı bakmak değil, görüntüyü buğulandırmak, (uzaklara bakıyormuş gibi) ve tek noktaya odaklanıp tüm resmi germeye çalışmaktır. gözler yaşlanınca oluşan buğulu atmosferi oluşturabilmek, bulanık bakabilmek ve sabırlı davranmak işin özü.
çocukluğumuzda ilgimizi daha çok çektiği yıllarda komşumuzun çerçeveleyip astığı ebru çalışmasına üç boyutlu resim muamelesi yapmışlığımız vardır, kardeşimle. derinliği algılayamayınca koltuklara çıkmış odaklanmaya çalışıyorduk. "çocuklar o üç boyutlu resim değil" ikazı hem bizi hem çalışmayı kurtarmıştı.