Gripin amcaların hikayeler anlatıldı albümünde vega'dan deniz özbey ile düet yaparak söyledikleri, manyak şarkı. herkesin ölmeden önce dinlemesi gereken şarkılardandır zannımca:
Saat üç ayaktasın uyku tutmamış yine
Ne yazıyorsun kara kara beyazlar üstüne
Kalem biter hiç güvenme tükenmez diye
Hayat bile sona erer günün birinde
Sen hiç yalnız kalmadın mı kalabalığın içinde
Derdine derman aramadın mı şişelerin dibinde
Sözler sahteymiş çek kendini adım adım
Yüzler belliymiş yağmurlarda aradım bulamadım
Üşenmişsin hikayeni baştan anlatmaya
Faydası yok nefesini geçmişle yormaya
itiraf et seviyorsun hüznü kederi
Acı besler uyandırır boşvermiş bünyeyi
Gecenin ücra saatlerinden biri. Bana göre çok şeyin başlangıcıydı.. Sonu hala gelmedi. Şiirler yazdıran, şarkılar söylettiren, hikayeler anlattıran saat..
Açılan ilk yaranın sebebi.
bir gripin şarkısıdır..
saat üç ayaktasın, uyku tutmamış yine
ne yazıyorsun kara kara, beyazlar üstüne
kalem biter hiç güvenme tükenmez diye
hayat bile sona erer günün birinde
sen hiç yalnız kalmadın mı? (kalabalığın içinde)
derdine derman aramadın mı? (şişelerin dibinde)
sözler sahteymiş, çek kendini adım adım
yüzler belliymiş, yağmurlarda aradığın
bulamadığın
üşenmişsin, hikayeni baştan anlatmaya
faydası yok, nefesini geçmişle yormaya
itiraf et seviyorsun hüznü kederi
acı besler uyandırır, boşvermiş bünyeyi
bazı yerlerde şarkının deniz akyüz tarafından yazıldığı iddia edilmekte..
Söz müziK: Birol Namoğluna aittir sadece..
Kelimelerden, cümlenin dizilişlerinden de rahatlıkla algılanabilir bu..
Şarkı herkesin yaşadığı şeyleri anlatır.. Kelime oyunları güçlüdür..
Oldukça başarılı şarkıdır..
Dört ve beş ile dinlendiğinde insana hayatı sorgulatır ve can yakar..
insanın bünyesi üzerinde oldukça etkilidir...
Birol'un sesinin geride kalması, aralarda o puslu sesinin duyulması şarkıyı daha mükemmel kılmaktadır.
her kültürde kendine ayrı bir yer bulmuş sihirli bir sayıdır. dördüncü büyüyü bozar. üçleme olan kitap ve filmler genellikle kült kategorisine girer, üçüncü hata affedilmez, üçüncü olmak iyinin sınırında takılmaktır, kahve falları üç vakte kadar vaatte bulunur, kötü olmak üçüncü sınıf olmaktır, yabancı olmak üçüncü şahıs olmaktır, başınıza kötü bir şey gelmesi üçüncü sayfa haberlerine konu olmaktır, üç silahşör olmak iyi arkadaş olmaktır, allahın hakkı üç olur hep... üç harflilerden korkulduğundan entry burada sonlanır.
3'tür sayıların en güzeli.
Biçimler biçimi.
Hiçbirine de benzemez.
Bir
daire
çiziyor
gibidir
ama
(alttan alta yatık iki açı da diyebiliriz)
iki çengel de
(gene
alttan
alta.)
Asıl da iki yarım dairedir: Dikey.
(Dikeyin
güzelliğini
düşünün!)
3'ün güzelliği salt biçimden de gelmez: esrik doğmuştur.
Uzaktan da olsa etikçi (etik şeylerin sorunu değildir) olduğunu da söyleyebiliriz.
Hazcı bir etikçi. Kaynağını aramaya çıkmış gibidir sevincin.
Hiç mi hiç asmamıştır yüzünü.
Hem sayılar içinde yalnız 3'ün canından söz edilebilir belki de.
'SAYILARIN CANI YOKTUR'
sonra da, güzel huyludur 3. Bu da yetmelidir bize.
Ama sayıların gizli tarihçisi sevgi Borges'e yetmez bu.
3'e 1'i de katarak 3 için özel bir varlık kütüğü de biçecektir.
Varlık tutkunu Eskimolar da 3'ü belki de bu yüzden severler.
Eskimo dilinde üçten çoğu yoktur, yalnızca koca bir
ÇOK
vardır.
Her şey üç ile ve çok'la biter.
Dünya da 3 ile anlatılır.
3 gelecektir hem.
Büyük uzaklık!
(Hem 3'le öğrenmedik mi biz uzaklığı?)
sırf deniz özbey'in "şişelerin dibinde" demesini duymak için bile tekrar tekrar dinlenilen, akustik haliyle stüdyo halinin arasında dağlar kadar fark olan, 4 ve 5'ten önceki gripin şarkısı.