üzüntülerini içine atmış, kimseyle paylaşmamış kişinin içinde bulunduğu durumu gösterir.
artık yükleri ağır gelmiş, taşıyamamaktadır. bazı kişilerin "delirmek" olarak tabir ettiği aslında ruh sağlığının bozulduğu duruma kadar gelmiştir. (öyleki akıl ve ruh sağlığı çok farklı şeylerdir.)
ağlarken, içten ağlarken çıkan hıçkırıkları da gülme olarak adlandırabiliriz. "gülüyor mu ağlıyor mu belli değil" diye tabir ettiğimiz insanlarda..
gülünür efenim üzüntüden mümkündür. şimdi diyorsunuz ya "ne saçmalıyorsun lan şerrefsiz" bende size diyeceğim ki hiç mi dikkatini çekmedi lan şerrefsiz mutluluktan ağlamak..
insan doğası karışık tabi, akıl sır ermez..
paylaşıpta daha çok üzülmemek adına gülerek kendine saklamak üzüntünü. nihayetinde mutluluk paylaştıkça artar mantığından yola çıkılırsa üzüntününde bir farkı yoktur.
ki; mutluluk paylaştıkça rengi değişir amacından sapar ve azalır, yoğunluğu kalmaz sığlaşır, kıskanç fikirlerin kıskacına takılır ve sonunda bir şekilde karaya oturur.
üzüntü de; paylaştıkça katmerlenir, yeni yorumlarla eciş bücüş olur, karmaşıklaşır ve içinden çıkılmaz bir hal alır. üzüntümü paylaşıyorum derken, bir bakarsın paylaştığın kendi derdini anlatıyordur sana. sana derman olmaz senden derman bekler. böylece belki kendi derdini unutursun. budur en fazla azalma mantığı. ancak yanlız kaldınmı yine bastırır yeni yandaşlarıyla paylaştıkça artar artar boğar.