üzülüyordum üzülüyordun

entry2 galeri0
    1.
  1. yine içimde bir şeyler kopuyordu ve herkesten çok sen farkındaydın.

    dilim konuşmadıkça gözlerim, omuzlarım anlatıyordu halimi. oturuşumdan rahatsızdın, susuşlarım tedirgin ediyordu, gözlerimin gözlerinde kalabilmesini istiyordun. biliyordun seni ne çok sevdiğimi ve de istiyordun seni hiç sevmemiş olmamı. ben de biliyordum senin, oturuşumdan güvenimi farkedebilmeyi, konuşmalarımdan enerjimi hissedebilmeyi, gözlerimden mutluluğumu görebilmeyi, bendeki güvensizliğin, içine kapanıklığın sebebinin sen olmayışını anlamayı ne çok istediğini.

    farkındaydın buna sebep sendin.

    beni yalnız bırakıp kuruntularımla çıldırmama gönlün elvermiyordu. hep yanımdaydın. herkesten çok derdimi soran sendin. hayat nasıl diye sorulduğunda 'kötü olanları saymazsak gayet iyi' cevabıma tatmin olmayan kötüler ne diye soran sadece sendin. bazı şeyleri sadece sen yapıyordun. bunlara karşı bende kendimi özel hissediyor, aslında sadece bunları geçrek bi dost olduğun için yaptığını bildiğim halde daha bir hayran oluyordum sana.

    dur diyemiyordum kendime. tavırların beni dibe çekiyordu. mahvoluyordum, farkındaydın, üzülüyordum, üzülüyordun...

    üzmek istemiyordum, üzülmekten de alıkoyamıyordum kendimi. seni seviyordum karşılığının da sende olmadığını biliyordum. her şeyin ben de farkındaydım. ama keşke sen biraz olsun duygularıma müdahele etmeyip seni sevmeme izin verseydin, beni olduğum gibi bırakabilseydin. insanım sonuçta... ve insan emek verip de sonuç alamadığı bir şeyden çabuk bıkar.

    üzülüyordum, üzülüyordun...

    ama üzülmek taklit sayılmaz ki.
    13 ...
  2. 2.
  3. kopan herşeyi, ismini kazıdığım o ince yapraklı ağacın altına gömdüm.

    her uzvun hareketine eşlik ederken biliyordum aslında omuzlarının neden titreyerek yüksekte kalmak istediklerini, kelimelerinin neden hiç olmadığı kadar cılız ve gözlerinin uzaklara baktığını.

    farkındaydım buna sebep bendim.

    ve taklit edilemezdim.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük