ülkemizin var olan simgelerinin kutsallığı adına yapılan, akıl ile değil de duygularla hareket edilen, tabii olarak gereksiz olduğunu düşündüğüm bir davranıştır. çünkü; kutsallaştırdıkça, yücelttikçe bir şeyin temelinde yatan özün unutulduğunu; öz unutulunca da sırf böyle görüldüğü, duyulduğu için sevilmesine, sayılmasına, değer verilmesine yol açar ki bu da tehlikeli bir şeydir.
yuzyillarca bayrak ve sancak olarak uzerinde allah ve peygamberin isimleri yazili sembolleri kullanan bir ecdadin torunlari olarak uzerimize kalmis aliskanliktir.
turk bayraginin bizdeki yerinin farkli olmasi, bayragi hala eski bayragimiz sanmamizdir.
gerci simdiki de iyidir, islamdan baska hicbir seyi hatirlatmaz tum dunyaya masaallah ama uzerinde ayet yazanla bir de degildir efendim tabii ki.
üstünde türk bayrağı olan pastayı kesemeyen komutan kadar şekilcidir.
o balonun kazara havası falan sönse, bi yere çarpıp patlasa mazallah yeminle savaş çıkar!
hem zaten pastayı kesemeyen komutan'ın pastayı ömür boyu saklayacağı da gelen bilgiler arasındaymış. biz alışkınız öyle şekillere tapınmalara. bu gözler türkiye haritası şeklinde pastayı kesmeyen komutanlar, üstünde jöleye fotosu bastılrılmış atatürk'lü pastanın kesilmesinin hakaret olacağını düşündüğü için pastadan mahrum kalan ilkokul öğrencileri de gördü.