"tabi bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek, kimliğini bilmiyorum, üzerinde durmaya da gereğini duymuyorum kalp krizi sonucu ölmüş."
vay arkadaş ya bırak bu adamın senin yönettiğin, başında olduğun ülkenin vatandaşı olmasını, insan yahu bu adam, ne olursa olsun bir insan yaşamını yitirmiş ve sen alaycı bir tavırla, biride ölmüş, üstünde durma gereği yok diyorsun. sana acaba kimse öğretmedi mi? müslümanlıkta ölenin arkasından rahmet okunur diye.
ne demesini bekliyordunuz ki? "allah rahmet eylesin inandığı şeyler uğruna öldü polis de orantısız güç kullandı özür dileriz".
bu adamdan iyice nefret ediyorum. hatta daha da ileri giderek ne kadar akp'li varsa bundan sonra onlara onların anladığı dilden konuşacağım. hoşgörü saygı nezaket fazla o beyinsizlere.
başbakana taş atarken ölene duyulan sempati, ayı yavrusunu seven, besleyen sevgi pıtırcığı pkk lı teröristin davranışının gerçekliğiyle eşdeğerdir.
herhangi bir terör eylemi sırasında ölenlere rahmet dilemek aşırı hümanist yaklaşım. ayrıca, atılan taşlarla ağır yaralanan görevlileri hatırlatmakta fayda var.
zorunlu edit: söylenen gayet açıktır. herhangi bir terör eylemi sırasında ölen insana rahmet dilenmez. ister başbakana, ister muhalefete, isterse israil vatandaşına karşı yapılmış olsun.
eğer ölen şahıs masum vatandaş ise başbakan ve hepimiz ilk önce bu olayların çıkmasına sebep olan eli taşlı sözde demokrasi savaşçısı teröristleri kınamalıyız. tabi amacımız üzüm yemek ise...
başbakan tiltine sahip şahıs demek istemişki;
"ben onun temsilcisi değilim, onun en önemli hakkı olan yaşam hakkına yapılan saldırıda beni ilgilendirmiyor"
bir başbakanın bu kadar bölücü olabilmesi takdire şayan bir iş olmalı.
o vatandaşın başbakanı olmadığın gibi milyonlarında başbakanı da asla olamıyacaksın.
şiddetin olduğu yerde mantıklı açıklama olmayacağını gösteren yorumdur. siyasetçi güneydoğu'ya gider taşlanır, istanbul'un arka sokaklarına gider pkk'lılar tarafından taşlanır, aşırı solcuların yaşadıkları bölgelere gider taşlanır. siyaset dili şiddet olanın şiddet gördükten sonra ağlamaya hakkı yoktur.
kendine düşmanlar türeterek çatışma ortamından nemalanmanın en somut örneğini sergilemiştir.
o ölen öğretmenin de bize öğrettiği son şey budur.
at gözlüğü takanlar da bu gerçekleri göremez.
kendi ışığını aramayanlar da başkalarının ampulleriyle yola devam ederler.
(bkz: kirli siyasetin kirli çocukları)