3 türü vardır ve her türü kendi arasında büyük tehlikelere sahiptir.
1.tür
annesi ölmüş veya terk etmiş, babası bir daha evlenmiş çocuktur. babasının evlendiği kadın eğer şirretin tekiyse her şeyi çocuğa döverek anlatır eli kırılasıca kadın. adamcağızsa olaylardan habersizdir ve akşamları eve geldiğinde mutlu bir yuva olduğunu sanar çocukta içine kapanık ilerde suç potansiyeli olan bir çocuk oluvermiştir.
2.tür
babası ölmüş veya terk etmiş, annesi yeniden evlenmiş çocuktur. annesi ne kadar sevse de adam sapık psikopatsa çocuk hergece köşesine çekilip babaını özlediği konusunda annesini sıkıştırır ve annesinin yatak odasında başka bir adamla uyumasını kaldıramaz. ne kadar iyi olsada bu yeni adam gerçekten bu durumdan çocuk çok etkilenir. caner isimli zamanın ünlüsü insan-ı mukaddes bu yollardan geçmiştir.(televizyondan öğrendim.)
3.tür
bu tür ise gerçekten acınası ölse de kurtulasıdır. önce annesi veya babası ölmüş sonra hangisi hayattaysa evlenmiş ve evlendikten sonra ise hayatta kalan da ölmüş ve diğer yanlız kalan üvey ana veya üvey baba yeniden evlenmiştir. sonra bu çocuk artık ailesi ile kanbağı olmada yaşamaya mahkum olmuştur. işkencelerin eğer ikiside psikopatsa işkencelerin bini bir paradır. devlette bu çocuklara özel ilgi göstermekte ve davranışlarını incelemektedir, sonrada yakın bir aile yakınına veya çocuk esirgeme kurumuna verilmektedir.
bu gibi sebeplerden; ölümlü dünya da, kocanız/karınız öldüğü zaman, kendinize koca/karı aramak yerine çocuklarınıza anne/baba arayınız.
bazıları küçükken çok dayak yer.
dayak atan üvey baba dayak attıktan sonra evden çıkar kapıyı kapar. ve 10 dakika boyunca kapıda bekler. arkasından söversiniz düşünemezsiniz o riski. dinlemiştir eve direk anahtarla kapıyı açarak koşarcasına üstünüze yürür. bi sağ bi sol.
ve bu üvey evlat 6-7 yaş civarında her dayak yediği sefer ablası önüne geçer 2 yaş büyüktür ablası * vuramazın kardeşime der.
ulan ablam neymiş be. daha bücürken ikimizde 5-7 yaşlarındayken kız nereye gitsem elimi tutardı la. ama eve geldiğimizde hep kavga ederdik. dışarıda ise kollardı vay be