çocukluğumuzun erkek işi oyunlardından misketi kazanan bazı çocuklar, ki bunların yaşı genelde arkadaş grubunun biraz üstünde olurdu ve kazanmak değilde ütmekti zaten yapılan şey; kazandıkları misketleri parktaki kaydırağın üzerine çıkıp, çocukları da etraflarına toplayıp havaya saçarak dağıtırlardı. sadece camdan, diğerlerinden farklı görünen tek bir bilyeyi elde bırakarak, yeniden sadece onunla kazanma çabasına girerlerdi.hem bilyeleri dağıtarak babacan ağabey rolüne sounurlar hem de tek bilyeyle yine başa oynamanın çocuksu egosunu kaşırlardı.
ya yukardaki gibi karizmasına karizma katan çocuktur ya da saatlerce misket oynadığı için sonunda babasının hışmına uğrayıp vermek zorunda kaldığı her misketin ardından bir tane gözyaşı dökerek misketlerini dağıtan çocuktur.
annenin artık koyacak yer bulamaması ve zaten onlarla oynamanın yaşını epey bir geçilmiş olması sebebiyle sizi güzellikle (!) ikna edip misketleri ve birkaç eski oyuncağı mahallenin çocuklarına dağıttırması... mahallenin sevgili ablası olmak... annesiyle eve gelen sıpanın en sevgili oyuncağa saldırıp "bu benim olsun muuu?" demesi, çileden çıkılan anlar...
Benim gibi abi olmayanları da vardı. Ki zaten bu dağıtma işlemine katılan herkes bu olaya kapış derdi. Hiç bir zaman karizma hayır vs amaçlar güdülmezdi bu kapış olayını başlatan kişi tarafından. Amaç sadece eğlenmekti.