öncelikle raşit beyin olayını çözelim. kendisi ayakkabıcıdır. ayrıca antalya olması gerekiyor.
şimdi size acımasız mahalle geleneği olan yakıştırma ve etiket olayını aktaracağım.
ilk maddemiz, ayakkabıcılara asla güvenme. onlar 10 liradan ucuza aldığı toptan malı allem eder kullem eder 30 liradan aşağıya satmaz. büründükleri o tok satıcı rolünün de sebebi biz alışverişuzlarızdır. çünkü bilir ki sana satmadığı ürünü yarın öbür gün 35 liradan birine kakalar. sebebi de şudur, her ayakkabıyı benimseyen dünya da en az bir varlık vardır.
ikinci madde, eskiden antalya da zenginler kız aileleri ve kızlar olurdu. kızlara sahil kesiminden toprak erkeklere iç kesimlerden tarla tapan ve ev verilirdi. erkekler de kızları kafalayıp toprak sahibi olmaya çalışırdı. bu bir gelenek gibi gelip geçti. şimdilerde olay farklı bir hale büründü. uğraşmaya değmeyen türk kezbanlarımızın yerini saati 20€ olan kızlar aldı. bu da haliyle erkeklerimizi özellikle antalyalı dejenerasyona uğrattı.
raşit bey rolünü ütopyada verilen rolü yerine getiriyor. olabildiğince yapmacık bir haliyle iyi bir diksiyonla ses tonunun da vermiş olduğu yarı karizma ile evlenilecek adam yakıştırması yapılıyor.
maalesef ben o kadar iyimser olamayacağım. benden raşit'e ankara'nın puştu istanbul'da piç olur deyimi gitsin. eee arasında bir tabir alır artık bu bey-i efendi.
Kral kobra(Semih) tarafından sepetlenmis kişi. Yardakci bahadirin yanından ayrılmayan bombaci rasitin güzel olan tek şeyi eleme günü giydiği simsiyah kiyafetlerdi.