" çevremdeki bütün maddeler benimle aynı maddeden yani benim gibi sakil bir acıdan yapılmıştı. dünya o kadar çirkindi, dışımda, masanın üzerinde şu kirli bardaklar, aynanın lekeleri ve patron kadının şişman sevgilisi... dünya'nın varoluşunun kendisi o kadar çirkindi ki kendimi yakınlarımın yanında gibi rahat hissediyordum. "
"....reason being that there are three different groups with regard to the knowledge of God: a. those who only know the literal meanings God's attributes and names and sometimes ascribe to them wrong meanings; b. those who believe in and accept God's attributes and names, but do not enter into discussion of them; and c. those who know the real meanings of god's attributes and names."
önümde duran bir kitaptan bir alıntı. bu sayfada kalmışım.
Ben içimde ölen insanların yasını tutmuyorum, en ufak pişmanlık duymuyorum, zerre suçluluk hissetmiyorum. Yüreğimde bir mezar yeri bile vermiyorum onlara ve vicdanım çok rahat. Çünkü öldüren ben değildim, içimde intihar etmeyi onlar seçti.
“Her şey koca bir rezilliğin etrafında dönüp duruyor. Hepsi de memnun, böyle olması gerektiğinden eminler, ölene kadar bu şekilde devam etmeye razılar. Ama ben edemem.”
'' Geceleri sabahlara kadar okumayayım da ne yapayım? Ben, el ayak çekildikten sonra odamın kapısını sürmeleyip kitaplarımla baş başa kalmak saatini dört gözle beklerim. Çünkü, bu ömrümün bütün hazin sergüzeştini ve yaşadığım anın ağır sıkıntısını unuttuğum tek saattir. O vakit bu çıplak ve yalçın oda, gerçek dünyadan daha geniş, daha ferahlı bir âlemin munis, sevimli ve her biri sihir ve füsunla yoğrulmuş mahlûkları ile dolmaya başlar. ''