aslında hemen oracıkta, azıcık bile sorgulamadan, kuytularda empati kurmadan yargılanmaması hatta yadırganmaması gereken minili sekreterdir.
mini etek dediğimiz, hanım kızlarımızın tercih ettiği, metrekare olarak küçük, etkilediği coğrafya olarak büyük bir elbise, alt giyim. bazen karelileri falan oluyor. tesisat.
sekreter dediğimiz ise, çalıştığı ofisteki bir çok sorunu, sorun olmaktan çıkaran, çoğu zaman hızır gibi yetişen, duruma göre ufak problemleri çözen bir meslek grubu. patronlarının sağ kolu, eli ayağı. tabiysi her meslekte çürük elmalar var.
üst raf dediğimiz ise, iş yoğunluğu fazla olan ofislerde, dolaptaki alt rafların dolmasıyla taşılan ikinci, hatta üçüncü bölme, mekan. elde var 1.
tüm bunları aynı potada erittiğimizde, yoğun bir iş yerinde çalışıp, mini etekle işe gelmeyi tercih etmiş bir sekreterle karşılaşmak bana hayatın olağan akışına aykırı gelmiyor. ben bunu üroloji uzmanı hekimle bilem tartışmam.
haaa şu da var ki; davasında sonuna kadar da haksız minili sekreterdir! hanım kız sen hangi tokmağın, hangi kucağın peşindesin. zaten at gibi yahut da taş gibi olman, ekzel bilmenin yanında işe kabul için önemli bir meziyetti. bir de üzerine mini etek keyip geliyorsun. o da yetmiyor gözünü üst raflara dikip bacaklarını şovun konusu etmeye yelteniyorsun. erkek dediğimiz biz babayiğit beyler zaten aklı afedersin sikinde olan insanlarız. o patron seni işe alırken "karıya bak la at gibi. gün olur memintolarını emikleyebilir miyim acaba? yoh la bana vermez ki. ya verirse sami. yohh yohh vermez" diye bir muhasebeye girmedi mi sanıyorsun? ondan sonra patron beni düdükledi, mobbing falan. avukatlara niye para kazandırıyon hanım kız! kendine çeki düzen ver iki rekat hanım ol, sikerler!
