gelmişsin 150 yaşına ama torunun yaşındaki bana -yaşar usta'ya- hunharca yavşamaya utanmıyorsun. yetmiyor, ev telefonunu arayıp önce nefes veriyor, sonra "seni seviyorom" diyorsun. neden dedecim? neden?
"dedeye sahip çıkalım" cümlesindeki dede olacak yaştasın, niçin üzerindeki eprimiş atletle beni balkonda bekliyorsun? niçin çiçeklerime ve saksılarıma inatla bulgur atıyorsun? neden balkon camımı açtığımda içeri kedi maması fırlatıyorsun? kedi miyim ben?
hayatım yeterince zor, hastalıklı ve bunalımlı. mumdan çıkarıcam bigün evindeki yangını. sonra ön dişlerimi söktürüp "beter olsun pezevenk" diye psikopatça gülerek demeç vericem yerel televizyonlara. şrfsz.