üst kata öğrenciler taşındı.(oh bee ne kadar güzel bir cümle imiş lan bu, hep bizim hakkımızda, gıyabımızda söylenirdi, ben de öğrenci komşudan şikayetçi olabiliyorum artık. yaşlandık amına koyiyim. ama hala mezun olamadım.) abi bi dümbek, bi darbuka sesleri, bi kikir kikir anır anır gülüşmeler, yüksek sesle müzik dinlemeler, bi çalgı bi gengi kıyamet gidiyor yukarıda. bense iyi yetişmiş bir aile çocuğu olarak efendi gibi 31'imi çektim yattım yerime. bu darbukatör baryamlar yüzünden uyuyamıyorum. sonunda canıma tak etti, elime bir kupa aldım dayandım kapılarına:
- şey ya çok pardon bizde hiç kalmamış da komşu, varsa fazladan dansözünüz birazcık ödünç alabilir miyim?
- vallaha bizde de bize kadar kalmış yoksa sizin gibi 33. dereceden bir manyağı gecenin bu saati asla mağdur etmezdik inanın.
- anlıyorum kardeş, hepimizin başında, hepimizin.. bi tur ben de girsem içeri, hadi ya hadi olma mı vallaha bi köşede oturup bakcam, don't touch only watch ya hadi nolur nolur!
- bilader mal mısın siktir git!