bak kardeşim(inci sözlük mottosu gibi oldu. olsun)
ben buraya taşındım diye sokağın elektrik direkleri arasına fotoğrafımın olduğu bayraklar bağlamak, binada boydan boya afişimi sallandırmak, sokaklarda benim buraya taşındığımı haykıran arabalar dolaştırmak zorunda değilim. o yüzden tanımıyor olman çok doğal. üst katta oturuyo olman bişey değiştirmez
bi diğeri; sen beni tanımıyorsun diye ben yaşadığım apartmanın önünde telefonla konuşma zevkimden mahrum kalamam hiç kusura bakma. hele de sinirlerim bozukken en büyük hobim o oluyor, çünkü evde doğru düzgün telefon çekmiyor amk!
kafayı çekiceksin, götü başı dağıtmış halde eve gelirken hiç derdin yokmuşçasına kapının önünde telefonla konuşmakta olan bana salça olucaksın. adamı cacık yaparım birader kusura bakma. ben de içiyorum, hayatın boyunca içtiklerini oturup tek seferde içiyorum ben de dağıtıyorum götü başı ama eve girerken kapımın önünde meydan savaşı olsa dönüp bakmam amk. sen kim oluyorsun lan? bi de sana izah ediyoruz hadi diyoruz kafan iyi, takılmana bak bulaşma. yok ben sarhoşum, polatım, burası benim çöplüğüm lan diye diretirsen, o kafayı hastanede ayıltırlar kardeşim. gene iç, gene gel bulaş amına koduğum.
tanım: komşuyla mahkemelik olmanıza sebep olacak durumdur. manyaklığın ötesinde mal olmasıdır.
sabah akşam kavga edip birbirlerine ağza alınmayacak küfürler eden çiftlerin de dahil olup olmadığını merak ettiren gruptur. dahilse eğer üst katımdaki manyaklardır.
bir üst kat komşusu olarak alt katla gerçekten ruhu bedenin de olan komşularım varmı bilemiyorum. müziğin sesiyle varlıklarını belli etmelerini sağlamam için bir takım çalışmalarım olmuş olsa da bşarılı olamadım çok üzülüyorum.
hele bir de giriş katında oturuyorsanız işkence olabilecek durum.
nitekim her sabahın 7.30'unda
"kağaaaaaaaaaaaaaaaan oğluşuuuuuuuum, hadi bana el salla, hadi bak ağlama kıyamammm ben
bak sana gelirken ne getireyim?" şeklinde yaklaşık 15dk. süren konuşmayı yatağımda dinliyorum. hatta artık çalarsaat bile kurmuyorum. kadın konuşmaya başladığında tamam 7.30 olmuş diyorum.
yaw madem oğlunu bu kadar seviyosun çalışma, otur evinde bak oğluna
hadi ayrılmaya dayanamıyosun diyelim. o zaman evinde vedalaş. neden tüm mahalle senin oğluşunla süren 15dk.lık konuşmanı dinlemek zorunda. sabah sabah insana cinnet geçirtebileceek türden bir sahne.
bu başlık bütün üst kat komşuları için geçerli olup tarafımdan test edilip istisna gözetmeksizin onaylanmıştır.
bütün üst kat komşuları manyaktır.
açıklayayım:
üniversite sınavına hazırlanırken sadece benim odamın tavanından gelen eşyaların yere sürtülme seslerini dinlerken aklıma gelmişti: bir önceki ailede de aynı durum vardı. test kitaplarımı bir kenara itip beyaz, temiz bir kağıdı ortasından kağıdın sonuna kadar bir çizgiyle ayırdım.
sol tarafa artık bizimle olmayan sağ tarafa hali hazırda taşınmakta olan komşularımızın çıkardığı (çeşitli) sesleri not edip sonuca baktım. Aman tanrım! ortada büyük ve göz ardı edilemez bir benzerlik vardı. yere sandalye sürtme sesi, sabahın sekiz buçuğunda çalıştırılan süpürge sesi, bir odadan diğerine koşan küçük tombul ve sersem çocukların sesi, allah belanı versin nidaları ve daha nicesi... bu kadar ortak durum istisna olamazdı. gerçek ortadaydı: bütün üst kat komşuları manyaktı.
notlarımı bitirip tespitimi yaptıktan sonra kağıdı buruşturup bir kaç metre uzağımdaki çöp sepetimin içine doğru salladım. kağıt çöpe girmedi. çok sinirlendim ve hay ben senin gibi kağıdın diye bağırıp ellerimi çalışma masama dayayarak sandalyemi geri ittim. çöp kovasının yanında duran top halindeki kağıda yüksek sesle küfürler savurarak alıp kovanın içine attım. masama dönüp test çözmeye bir yandan da üst kattakilerle ilgili fantaziler kurmaya devam ettim.
