konservatuvardan mezun türk sanat musiki söyleyen bir abimiz gelmiş, yanında bir çanta ney ve türevleri var... yanında da şehrin en iyi gitaristi... adamlar gerçekten müzik yapıyorlar yani... ev ev olalı bu kadar güzel ses ve müzik duymadı...
23 suları...
kendimizden geçmişiz... yani yaptıkları müzik türü çok da gürültülü, amiyane tabirle tıngırtı da değil... anlamak mümkün değil...
yukardan 3 kere yere vurdular... "yok canım rahatsız olmamışlardır" diye düşünüp devam ettik... bu sefer biz susana kadar vurmaya başladılar... biz de pılıyı pırtıyı topladık sessiz ve sakince oturduk... ah öğrencilik yok mu şu öğrencilik...
valla en üst katta oturuyorum o yüzden üst kat komşum olsa olsa çatı katındaki değişik boy ve ebatlardaki böceklerdir. yani benim de üst kat komşularımı pek sevdiğim söylenemez.
yahu her türlü sesleri mi duyulur kardeşim, her türlü seslerini çekiyoruz bu adamların . evde 3 çocuk zaten var, gelen giden misafiri saymıyorum bile, halı çırpma, balkona onu bunu atma eh o da bir yere kadar; ama mübarek insan bari gece sessiz ol ama yok. üst kat komşusu zor valla çok zor.
evcek nefret ettiğimiz insanlardır. gecenin 12sinde başlayıp sabahın ilk ışıklarına kadar gitar, bateri... kısacası müzik sesinden uyumak mümkün değildir. özellikle vize ve final zamanları bu adamlar hiç ders çalışmıyor mu denilecek durumdur. değerli üst kat komşularından oluşan ordu. ( kızlarda geldi mi ev panayır alanına dönüyor çünkü ) lütfen azcık saygı ya.
üst kat komşusuna açık mektup;
değerli abi,
duydum ki hanım yokken eve matkap alıyormuşsun. ortaya gayrimeşru bir daire çıkmasından korkuyorum abi. ve senden matkapla arana mesafe koymanı temenni ediyorum.
benim üst kat komşum çok fena bişey ama. sürekli kahvem şekerim bitiyor ondan istiyorum. bazen fazla çarşafın fazla yastığın var mı diyesim geliyor. yunan yontusu...taş...beton... çok seksi bir adam... aha yine kahvem bitmiş!!!
Sinir olunan komşu tiplemesidir. Gecenin bi yarısı kişnemek ve anırmak suretiyle kahkaha atar, tam hazırlanmışsınızdır balkonda arkadaşınızı bekliyorsunuzdur başınızdan aşağı örtü silkeler, kışın kaloriferi hiç yakmaz sizinde ısınmanızı engeller işte tüm bunları yapan üst komşunuzdur.
gecenin 4ünde paldır küldür eşya taşır gibi ne yaparlar merak konusudur. bir gece yine eşya taşırmış gibi tavanı inletirken mutfaktaki fayansların dökülmesine sebep olanlardır. deprem oluyor zanneden alt komşular * yarım saat yusuf yusuf titrerler.allah belasını versindir onların. annenin yaptığı güpgüzel yemeklerin üzerine halı silkeler bu şerefsizler. köpeğini görünce ıyy pis diye kaçarlar sigara küllerini aşağı balkona sallarlar. atsan atılmaz satsan satılmaz. dövsen dövülür ama.
tavanlara vurmaktan yerçekimini bir hayli ihmal ettiğim adeta litosferi deldiğim bir komşu çeşidi.
hiç tavsiye edilmez!
hele ki aile üyeleri yaşlı bir çiftse onlar torunlarını getirdiğinde rahatsız olunmaz zira onlara göre onlar çocuktur.
"biz neyiz peki ?
biz anamızın karnından 21 yaşında mı çıkıyoruz ?"
dedirtir insana.
(bkz: çok çektim ben bunlardan)
150 kilo kadar olan komşudur. 10 çocuk sahibidir üstüne üstlük torun sahibidir, anasına bak kızını al misali kızlarında ibresi 150 ye yaklaşmaktadır ve 3 er kişi olarak asansöre binmektedirler. koşturma seslerinden çıkarttığım sonuç; evde at beslemektedirler.
genellikle şikayet nedeni olan kişidir. gürültülü hareketler, abuk subuk saatlerde yükselen sesler adamı çileden çıkartır. ama unutmamak gereklidir ki herkes birinin üst komşusudur eğer en alt katta oturmuyorsa.
herkesin uyuduğu bir saatte bilgisayarın sesini sonuna kadar açıp '' urfaya paşa geldi'' türküsünü anıra anıra söyleyendir. bigün yukarı çıkıp ''ulan paşa gelmedi ama azrail geldi kapına'' diyesim gelendir.
