insanın iyiliğini ya da kötülüğünü yansıtan özellik.
örneğin üslubu düzgün, saygılı biriyle sıcak bir ilişki kurabilirsiniz.
ancak kaba ve saygısız birine bir saniye bile tahammül edemezsiniz.
bu bir gerçektir.
hangi dünya görüşüne sahip ya da düşünceye meyilli olursak olalım, hangi doğruları savunursak savunalım, hangi yanlışları da dile getirirsek getirelim, "üslup" insanın kapısını açan güzel bir anahtardır.
üslubumuz karakterimiz, dilimiz de kimliğimizdir. kaybetmeyelim.
(bkz: benim adım kırmızı) kitabında üslup bir hırsızın parmak izine benzetilir. usta bir sanatçı geride parmak izi bırakmaz denir. ne kadar mantıklı yahut mümkün tartışılır.
söylemek istediklerinizi yanlış ifade etmeniz çoğu zaman büyük sorunlara yol açtığından üslup, konuşmanın sürdürülmesinde büyük rol oynar. Bu konuda bildiğim birkaç püf nokta var; örneğin karşınızdakinin anlattığını anlamadınız, bunu " sen anlatamadın" şeklinde değil de " ben anlamadım" olarak dile getirirseniz suçlayıcı bir tavır sergilememiş olursunuz ve yüksek ihtimalle sonlanmak üzere olan konuşmanız devam eder.
bir şeyi, bir konuyu anlatırken kullanılan anlatış biçimidir. bazen ne anlattığından ziyade nasıl anlatığın önemlidir. ayrıca uslüp, insanın karakterini ortaya koyan unsurlardan biridir.
sözlük sınırları dahilinde pek de dikkat edilmeyen şey. "benim görüşüm marjinal, o yüzden tepki alıyorum" diyen adamlar, keşke marjinal görüşlerini güzel bir üslupla anlatabilseler de, bize okutabilseler kendilerini.
ateist olman değil sorun; "inancınıza sokayım" demen.
cinselliği uçlarda yaşama isteği değil kızılan; "kızını kucağında hop hop hoplatan baba" demendir tepki verilen :)
oysa her kapıyı üslupla açarsınız. kendinizi kanıtlayabilmek, kabul ettirebilmek, sevdirebilmek.
çok önemlidir. belki de saygı görebilmenin tek şartıdır.
çünkü yüzde yüz haklı olsanızda kullandığınız dil sizi haksız durumuna düşürebilir. özellikle internet sözlüklerinde kullanılan aşırı ve ben korkusuzum kisvesi altında yapılan atarlı yazılar, sizi dobralıkla terbiyesizlik arasındaki farkı bilmeyen bir insan konumuna düşürebilir. bu yüzden o ince ayarı insanın kendisine verebilmesi gerekir.
gördüğüm kadarıyla sözlükte çok tanınan ve bilinen yazarların birçoğu bu yanlışın içinde. dediğim gibi yüzde yüz haklı da olsalar söylediklerini kalitesiz kelimelerle anlattıklarından itici ve sevilmez bir alıyorlar. fakat burada popüler olmanın yolu bu malesef ki. bu yolu kullanmayanlar, yani zoru seçenler ise bence burayı vareden ve burayı güzel kılan.
(ki gereksiz olmasını bir yere koyuyorum) nick altlarında atışma durumunda çok açı şekilde ortay çıkan bir olay bu.
yazılanları okuyunca, yazan yazarın yüzünü canlandırıyorum kafamda. böyle gözleri sinirden büyümüş, ağızda salyalar, adeta stres böceği gibi bir görüntü geliyor gözümün önüne.
insanlarla olumlu/olumsuz fikir teastisine giriyorsun. gir, çok güzel bir şey bu. süper hatta.
fakat 2 şey var.
-burayı foruma çevirme (nickaltı savaşları)
-artı en önemlisi bence 'üslup'. bunu bozma. tutabildiğin kadar yukarda tut bu değeri ki. saygı gör.
üslup özellikle yazımda önem ve farklılık yaratan bir unsurdur. kalıplaşmış ''sanat sanat içindir'' fikriyatından öte üslup anlatılanın mahiyetinden daha önemlidir zira mahiyet ancak uslupla anlam kazanabilir.