Aslında dünyanın şu halini anlamak için tek yapmamız gereken üretim sistemlerini anlamak. Bütün sistemler içinde bulunduğu üretim sistemine tabiidir. allah bile sadece üretim sistemlerinde etkin olan unsurlara din gönderir. Din kölelere inmemiştir.. Hiçbir zaman üretemeyeni muhatap almaz tanrılar bile..
Boş sıfatları geride bırakınca başka da bir şey kalmıyor insanın değerini tanımlamak için. insanı değerli kılan tek şey ürettikleri. Bunu da aslında üç başlıkta inceleyebiliriz: algı üretimi, silahlı güç üretimi, tüketim malzemesi üretimi.
Bir insan ya üretiyordur ya da tüketiyordur. Ya üretiyor olmanın yüceliğiyle aydınlanmıştır ya da tüketiyor olmanın verdiği hain zevkle mumyalaşmaktadır. Aynı anda hem ölü hem diri olunamayacağı gibi aynı anda da heem üretici hem tüketici olunmaz.
Kapitalist üretim doğası gereği çok ulusludur, ve birden fazla ülkeye onlarca lojistik ağıyla yayılmış devasa bir ekosistemdir. boeing, intel gibi şirketlerin bile onlarca taşeronu ve tedarikçi binlerce ortağı var. Mevzubahis konu teknolojiye Milli üretim denilen şey kocaman Bi palavra.
insan oğlunun varlığını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu yegane olgu. zira, insanın olduğu yerde tüketim varsa, tüketimin olduğu yerde üretim de zaruridir.
