bugün

yusuf hayaloğlu tarafından anlatılır. üzerine tanınmaz.

https://www.youtube.com/watch?v=afmGymdpbx4

Merhaba Nalân... bu sen misin,
Yoksa sen mi sandım;
Biri çimdiklesin beni...
Şöyle ışığa gel de göreyim,
Beni dümdüz eden,
O yalandan da yalan gözlerini...

Merhaba Nalân...
Amortiden mi çıktın güzelim?
Bak yine şapşal ettin bizi...
Oysa ne güzel unutmuştuk
Ve ne güzel sona ermişti,
O gerzek pembe dizi! ..

Hani, son bölümde sen yamuk yapıp
Fabrikatör Nubar Bey'in
Tarabya köşküne gitmiştin...
Hani, arkadaşım Halit Akçatepe'nin yanında
Beni acayip refüze etmiştin...
Ve işte o an gözümde,
Eskicinin bile almadığı
Bir eski eşya gibi, bitmiştin! ..

Merhaba Nâlan..
Pişmanlıklar denizinin biletsiz yolcusu...
Merhaba, artist olma hayallerinin
ikinci sınıf karakter oyuncusu! ..

Vay anasını sayın seyirciler,
Vay anasını be... vay anasını! ..
Bak, şimdi ağlarım ha,
Tez kapatsın biri,
Gözlerimin bozuk vanasını! ..

Oysa, o zehir kusan fabrika yolunda
Beraber ıslanmıştık biz, nice yağmurda.
Ve o gün, Nubar Bey'in çarpıp kaçtığı
Bir hayvancağızdı inleyen,
Yol kenarı çamurunda.

Ve hep kendine ayırdığın
O bencil yüreğin,
Bir de o gariban köpeğe sızlamıştı.
Ve ben, ilk defa seni böyle bilmiştim,
Ve damarlarım ilk defa böyle cızlamıştı! ..

Merhaba Nâlan... merhaba!
Yoksul mahallemizin en havalı kızı.
Merhaba, yanlış ağlara takılmış
Muhteşem deniz yıldızı! ..

Ben sana bakınca, dolardım bulut gibi
Dolardım da bir türlü yağamazdım...
Sen bana bakınca,
Bir ağlamak düğümlenir boğazımda,
Gurur yapar, ağlamazdım...

Ne düşkündüm sana be!
Hani hayvanlar yavrusunu yalarmış,
Aynen öyle...
Ne tutkuydu bizimkisi be!
Hani Ferhat dağları nasıl delermiş,
Aynen öyle...
Ve o nasıl gidişti be!
Hani bir tren gelir de üzerinden geçermiş,
Aynen öyle...

Of Nâlan of! ..
Sen benim neler çektiğimi bilsen,
Bunu bilmekten ölürdün...
Şu kadarını söyleyeyim:
Hani taş olsan,
Yani taş olsan;
Ortadan ikiye bölünürdün...

Gitme Nâlan, dur!
Tekrar gitme ne olur! ..
Aldırış etme saçma sapan sözlerime.
Yoo... hayır, ağlamıyorum,
Galiba cıgaranın dumanı kaçtı gözlerime.

Belki de sen haklıydın,
Bu mahallede ne bahtın açılır,
Ne de boyun uzardı.
Üstelik annen ölmüştü
Ve sokağınız,
Acını kaldıramayacak kadar dardı...

Terso gidiyordu herşey...
Milllet işi-gücü bırakmış,
Aklını bize takıyordu.
Altımızda çul yoktu,
Üstümüzde dam akıyordu.
Arap kızı camdan bakıyordu...

Sen gittikten sonra ben,
Hiç sorma...
El attığım her işi, çok geçmedi batırdım.
Çünkü seni unutmanın tek yoluydu;
Bütün kazancımı şaraba yatırdım.

Ama gelinliğin duruyor.
Baba yadigarı cumbalı evi de satmadım.
Yalanım varsa kalkmayayım şuradan:
Ben seni bir tek gün,
Bir tek gün bile unutmadım! ..

Merhaba Nâlan,
Merhaba üzgün melek.
Merhaba kadersizim, talihsizim.
Merhaba titreyen elim, sancıyan belim,
Ağrıyan dizim, vazgeçilmezim! ..

Ama Necdet Tosun öldü Nâlan,
Artık yemekleri sen,
Salatayı da ben yapacağım.
Sami Hazinses kadar olmasa da
Bahçeyi sevdiğin çiçeklerle donatacağım.

Kemal Sunal da öldü Nâlan,
iyi kalpli amcaları birer-birer uğurladık.
Ve dünya kirlendi,
Filmler bozuldu
O masum sevdalar yaşanmıyor artık...

Sen varsın, ben varım.
Bir de, acımasız bir dünya var dışarıda...
Esas film şimdi başlıyor,
Ve bütün koltuklar bomboş bu sinemada! ..

Merhaba Nâlan, merhaba! ..
Sen ortada sıçan, ben şaşkın körebe...
Ulan seviyorum seni be! ..
Ulan, nereden inceldiyse,
Oradan kopsun be! ..

Yusuf Hayaloğlu
bir kaç gün sonra tecavüz, sonra olaylar olaylar, sonra da kendinden büyük biri ile evlenme ile sonuçlanır. ne bilim lan hep filmlerde öyle olurdu.
(bkz: hello malatya)
Orospu olarak evine dönemeyecek kızdır büyük ihtimalle zaten köylüdür ve namus davasından gazetelerin 3. Sayfalarına düşecektir.
lisedeyken bizim sınıftan kızın bir bu olaya teşebbüs etmişti. istanbulda yakalayıp geri getirdiler. nasıl yakaladılar hiçbir fikrim yok ailesi demek ki bu ihtimali daha önceden öngörmüş. neyse daha sonrasında üniversite için nihayet istanbul a gitti. bi ara hatta beşiktaştaki cafe pi de gördüm, garsonluk yapıyordu. sonra manken olmuş, az biraz populer de olmuş yalan yok. bazen haklı olabilen kızlardır açıkçası o kızı genç yaşta bi ajansa kaydettirselerdi kızın talihi çok başka olabilirdi.
bir düzine yarrağı yemeden ünlü olamayacaktır.

acı ama gerçek!
yolu bulmakta zorluk çekmeyecek kişidir: http://www.youtube.com/watch?v=MobKweEsA5E
ünlü olacaktır. ama nerede olacağı belli olmayan kızdır.
şanslıysa ünlü olacak kızdır.
hoplayacağı kucak sayısının haddi hesabı yoktur.
kardeşi 'namusu' kurtarılacaktır. yaşasın töre!
Başına gelebileceklerden habersizdir. Büyük ihtimal sonu iyi olmayacaktır.
evet ünlü oldu. köprü altları ondan sorulur.
pavyona düşer.
görsel
yeteneği varsa şanslıysa önü açık kızdır. Ama şansı yoksa önü açılacak kızdır.
bir çok şarkıya ilham kaynağı olan kızdır. (bkz: hello malatya)
http://www.youtube.com/watch?v=Xk-lCHQnOZ0
var olan ününü de kaybedip en adi ünsüz olacak kızdır.
medyanın gençler üzerindeki olumsuz etkisinin göstergesidir.
not: magazin programları sağolsun. içine etti gençliğin, haberler bile magazinle doldu.
(bkz: köyde yetişen gül şehirde büyümez)
filmlere bir çok kez konu olmuş kız tipidir. *
hiç vermese bile, sırf uludağ' da adına başlık açıldığı için şimdiden meşhurdur.
ne tür bir piyasada ünlü olacağı belli olmayan kızdır.
onu ünlü yapacak olanların kucağına oturacak olan kız.
zamanımızda nesli tükenmiş olan insan türüdür. zira internet sayesinde değil şehrinden köyünden bile çıkmadan ünlü olmuş pek çok kişi bulunmaktadır. yok illa ben kaçıp ünlü olucam diyorsa bilin ki bu kızın derdi erkekler arasında ünlü olmaktır. ki siz ne demek istediğimi anladınız.