annelerde ve kızlarında görülen bir hastalıktır. halı ve baza altlarından itinayla zulalanmış zara, mango, tommy, lacoste çantaları çıkmakta. örgü işlerini, güne giderken bu poşete doldururlar. sanırsın ki, akmerkez'de alışverişten geliyorlar. şahinlerden alınan donu bile lacoste torbasına koyup dışarı çıkanlar var.
bir nevi görgüsüzlük alametidir. şöyle ki, bir poşet adı üstünde poşettir. poşetgillerden türemiştir. pazar poşeti, balık poşeti, pancar poşeti, ayakkabı poşeti vs. vs. bütün poşetlerin ana maddesi poşet olmasıdır. ya da nam ı diğer torbadır. bir torba sınıflandırıldığı zaman 'mango' 'zara' 'cacharel' 'vs.'aristokrat torbalar sınıfına girer ve fakat içinde barbunyalar vs. olan torbalar 3. sınıf poşet durumuna düşürülür. torbalar arası oluşturulan bu ayırımcı sınıfsal bakışın ortaya çıkmış hali 'torbaya kıyamamak' olarak insanlar üzerinde tezahür eder.
tikky diye tabir ettiğimiz kaşar kızlarımızın kendilerini; ellerinde pembe Victoria's Secret poşetlerle resimler çektirip daha sonra bu resimleri face te yayınlamaya zorunlu hissetikleri için yapmak zorunda oldukları eylemdir.
hayır link verip; en az dört beş tanesini deşifre etmek farzdı şimdi ama neyse deyip allaha havale edelim
hatta bez olanları ki tutma yerleri genelde tahta olur, annelerin örgü çantası olmaya mahkumdur. Bu ünlü markaların poşetlerini atmaya kıyamayan insan aynı zamanda gittiği her lokantada aldığı ıslak mendili kullanmayıp saklayan insanın emmioğludur.
alakasız bir yere giderken içine ıvır zıvır konur. elde taşırken, bak ben buradan alışveriş ediyorum, mesajı verildiği düşünülüp içten içe hava atılır. kadınız işte.
Ne yazık ki, büyükler tarafından zorla taşıttırılan tencere benzeri malzemeleri bu ünlü markaların poşetlerine koyarak dışarıya farklı bir görüntü verilebilir. Değerlidir atılmaz.