uzun başlık: 'ünlü biriyle karşılaşan sözlük yazarları ve onunla yaptığı diyaloglar' olacaktı.
-hiç unutmuyorum, bir gün babamın bingöllü bir arkadaşına misafirliğe gitmiştik. o zamanlar daha ilkokulluyum. misafirliğimiz bittikten sonra babam kalkmak istedi fakat babamın arkadaşı çok ısrar etti kalmamız için. 'az sonra abdullah gelecek' dedi.
biz tabi ki 'o kim?' dedik.
oda 'gelince görürsünüz.' dedi.
yarım saat ha kalkcaz ha kalkmayacaz diye knouşurken kabı çaldı.
ve içeri abdullah bazencir girdi.
niye abdullah dediğini o zaman anladık. tabiki biz şok olduk. şaşkınlıktan ağzımız açık kaldı. meğer kuzeniymiş.. bizede sürpriz yapmak istemiş.
bir konser için bursaya gelmiş. ziyaret etmek istemiş kuzenini.
o zamanlarda çok ünlü bir şarkısı vardı. orada klibindeki taklidi yaptırmışlardı bana. bayada gülmüştü söz konusu sanatçı. baya eğlenmiştik. *
-bursaspor'da oynuyorum. o zamanlar 14 yaşındayım. ve gazeteye bile çıkmıştım performansımdan dolayı. okan yılmaz vardı o zamanlar gazeteye beraber fotoğrafımızı vermiştik. ve benden röportajında gelecekteki gol kralı olarak bahsetmişti. **
-flashtv deki gerçek kesit adlı programı herkes bilir. orada bir tane adam vardı. sarıbıyık. ismi cahit kaşıkçılar. o şuanda benim tiyatro hocam. onunla gayet sohbet ederiz ve aramızda iyidir. onun sayesinde bir çok ünlü ile el sıkışma ve sohbet etme imkanım oldu. onun sayesinde kurtlar vadisinde figüran olarka rol aldım.
istiklal caddesi'nde anketörlük yaparken, önümden geçip giden ramiz dayı'nın arkasından koşup "dayıı! dayıı!" diye bağırıp yetişince, kaplıcalarla ilgili anketime katılmasını teklif etmiştim. o da "benim kaplıcam var yeğenim, sağol." demişti.
bir gün ankara da bir alışveriş merkezinde bir mağzanın vitrini önünde üç arkadaş vitrine bakıp konuşuyoruz. bir anda nihat hatipoğlu geldi aramıza daldı selamunaleyküm dedi. önce bi apıştık kaldık sonra aleykümselam dedik sırıta sırıta gitti...
* istiklal caddesi'nde hararetli bi telefon konuşması yapan ceyhun yılmaz bana çarpmış hatta bodozlama dalmıştı.. Sonrasında da aramızda bi aşkın doğmasından geçtim bi özür bile dilemeden yanımdan geçip gitmişti.
mahallenin abilerinin adam eksik die götürdüğü bir halısaha maçında (bkz: çılgın sedat) da karşı takımda çıkı vermişti karşıma. birde bana faul yapmışlığı var.
o anki heyecan çok utanç vericidir. yani şöyle bir düşünün ne sanki, ne oluyoruz abi karşındaki de sen ben gibi bir insan. hemen bir fotoğraf çekinme faslı filan. normaldeki davlaranışların değişir.. ilginç yaratıklarız ne deyimki
Alex ile bir AVM nin otoparkında karşılaşmak üzere olan yazarımız, olm Alex geliyor gel öbür taraftan gidelim tanımasın şimdi der.
( Fenerbahçeli Alex )
gizem özdilli'ye soda limon vermişliğim, cengiz abazoğlu'nun arabama çarpması sonucu kavga etmeye yeltenmişliğim, haluk levent'le heybeliada'da potpori yapışlığım, melike karakartal'ın beni ezmeye çalışması, murat özarı'yla migros'ta aynı kasa sırasını paylaşmışlığım, gülben ergen'e sandalyemi çekerken sırt atmışlığım, cemil ipekçi'ye bodrum'da omuz atmışlığım, okan bayülgen'le aynı sahneyi paylaşmışlığım ve hatta sigarasından otlanmışlığım, ****** uğur dündar ve ailesiyle aynı denize yüzmüşlüğüm, fehmi koru'yla aynı uçağı paylaşmışlığım,
olması dolayısıyla benim de yer aldığım yazar güruhu.
surekli seyahat halinde biriyseniz, havaalanlari unlulerle karsilasilacak yegane yerlerdir.
sirf havaalaninda karsilastigim arka arkaya pasaport sirasina girdigim oyle cok isim var ki arada unuttuklarim muhakkak olacak.
necati sasmaz ( tv deki goruntunun aksine kisa boylu ama genis omuzlari var acaba ceketin vatkasi olabilir mi ? demistim)ayrica etrafi man in da black tarzinda adamlarla doluydu.
demet akalin (new york da ex aski ibrahim kutluayla birlikte gorulmustur. ayagindaki beyaz spor ayakkabilari unutamiyorum gecenin rukusu halindeydi.)(birde o kadar esmer ten nasil olurda sari sacla bagdasir kadin sarisin olduktan sonra anlam verememistim)
cem yilmaz (uzulerek soyluyorum ki evet soguk gorunuyor uzaktan) gorulen yer JFK hava alani
haldun dormen ( havaalani pub'inda uzerinde uzun pardesusu , gozunde gunes gozlukleri ile sherlock holmes kivamindaydi)
beyaz ( surekli arkama donerek onu kontrol etmeme sebep olmustur) bildigin uzun boylu adam
kahtali mici (evet cok garip , kizida onunlaydi, hangisi kahtali mici tereddut ettim o derece )
hilary clinton: henuz bakan olmadigi ,milletvekilligine adim attigi donemlerde , kendisiyle karsilasilmistir. cok saci olan, cok da sakin bir sahsiyet kendisi , nasil oldu bu kadar yukseldi garip.
ve son olarak John bon jovi kendisi ile bizzat tanisilma imkanina erilmis, donemin baskan adaylarindan john kerry'nin kampanyasi dahilinde bizzat bon jovinin evine gidilmis, partiye katilinmis esi ve cocuklari ile tanisilinmistir.
henüz tarkan'ın dişlerinin ayrık olduğu zamanlarda ve ben küçücükken karşılaşmamız, ailemin mahcup bir şekilde engellemeye çalışmasına rağmen salçalı tost yediğim aşırı seksi(!) dudaklarımla kendisini öpmem...
istanbul'da bir gece sahil keyfi yaparken yanımıza gelen arabadan ismail yk'nın inmesi, gerçekte de robocop modunda takılması ve almancı arkadaşa asılması...
ve ersin karabulut tabiriyle "az ünlü olan" sevgili dergi yazar-çizerleri... bir de imza günü başlamadan önce sağda solda deli gibi ersin'i aramam, bir köşeyi döndüğüm anda bütün tayfayla karşılaşıp beynimin donup kalması, ersin'e "çok özledim" gibi şeyler söyleyip rezil olmam... allah beni kahretmesin bence. *