açıkçası hiçbir sırrım yok.insanların takıntı yapıp günde en az 6 saat çalışarak girdiği üniversiteye tamamen yeteneğimle girdim,ha,belki biraz kıl payı girdim ama girdim işte.
size vereceğim tek tavsiye sevdiğiniz işi yaptığınızdan emin olun.ben mesela eşit ağırlıkta devam etseydim şimdi kim bilir nerelerdeydim,piii.
planlı çalıştımdı, hergün deliler gibi soru çözdümdü, hiç çalışmadan kazandımdı bunları geçiniz hepsi palavra.
1. sınava stres yapmadan rahat gireceksin.
2. boş bırakmak yerine sana en yakın gelen şıkkı işaretleyeceksin.
3. kendi bölümünde yapamıyorsan yapabileceğin bölümü yapacaksın.
4. bir testte asla gereğinden fazla kalmayacaksın hadi diğerleri daha kolaysa ve boşuna bakamazsan.
5. türkçe ya da uzun soruları olan testlerle başlamayacaksın.
6. matematik için karekök serisini, edebiyat için fdd yayınlarını, coğrafya için güvenderi, tarihi ne isterseniz felsefeyi ne isterseniz türkçeyi ne isterseniz hatta bunun için kitap da okunabilir sadece roman tarzı olmak üzere her dersten 1 kitap bitireceksiniz adam akıllı yapamadıklarını yaparak.
herkese inat planlı,programlı yani düzenli çalışın eger dershaneye gidiyorsanız rehber ögeretmeninizle aranızı iyi tutun. onun sözünü dinleyin, verdiği ödevleri yapın. evet çok çalışın ama çalışmanında bokunu çıkarmayın, sonra devreleri yakarsınız mazallah. masanızda duran test kitapları var ya işte onları yiyin, yutun. sonra ver elini üniversite... vizeydi, finaldi ugraşır durursunuz neyse bunları sonra konuşuruz.
5 sene biyoloji okumak ama bitirememek. bu benim sirrim. sonra gittim bote okuyorum. beni takip edin, beyfendi olursunuz. kizlar anca kasar olur ama uyarmadin demeyin.
En başta belirteyim tm öğrencisiydim, düz lise mezunuyum, sınıfın zeki kızı sayılırdım ki okul 4.lüğünden 73,8 puan geldi, tmde 10 ile 14 bin arasında sözelde 6 binde idim, bu yılda istanbul üniversitesi ingilizce işletme bölümüne ilk 10'dan yerleştim. Evet, hukuk istemedim.
Ygs'ye 5 ay kala çalışmaya başladım, bu 5 ayın 2 ayı adam gibi oturup verimli bir şekilde ders çalıştım. Kalan 3 ayda da dersaneye gittim, arkadaşlarla buluştum, eğlendim, eve geldim test çözdüm.
Lakin benim çok sevdiğim bir huyum vardı ki test sorularında belli bir limitim vardı ve o limite ulaşmadan yatarsam kendimi rahatsız hissediyordum. En az 250 soru çözecektim. yeri geldi ineğe bağlayıp 700 soruda çözdüm yeri geldi 10 tane coğrafya sorusu çözüp bıraktığım da oldu.
sayısal derslere yatkındım hatta zaman zaman alan seçimimin de yanlış olduğunu düşündüğüm olurdu. okulda seçmeli derslerim fen dersleriydi dersanede de 3 ay kadar soru çıkabilecek ana konulardan test çözmüşlüğüm vardı.
Çıkmış sorular denemelerinde ygs bazında en fazla 134 net yaptım, gerçek sınavda 104 net yaptım.
- Aman ha diyorum Türkçeye dikkat edin ben de 20 dakikada türkçeyi çözüp atanlardandım ama sınavda tam 51 dakika harcadım. sonuç ilk seferde fullemişim kontrol edip bir soru değiştirince 1 yanlışla merhabalaştım.
- Türkçeden sonra matematiğe geçin sakın ha sıradan giderim klişelerine kapılamyın derim ben, sonra matematik bir kazık çıkar görürsünüz vaktim kalmadıydı öyleydi böyleydi demek çare olmuyor. bilmediğinizi sallamayın, mantık yürütmek sallamak değildir bence bunu da belirteyim. matematikte de 35 net üstü olsa yeter diye girip 27 net falan yaptım. evet, türkçenin şaşkınlığını atamamıştım üstümden.
- Sosyalde sözel ders deyip hafife almayın benim hep kötüydü, sınavda da kötü geldi yiğitliğe laf ettirmeyeceğim ya boş da bırakmadım sonra nur topu gibi geldi helalinden 11 yanlış. 26 net falan.
- Geldik fene, öyle zaman arttırıp 30-35 dakikalar kalmadı hiç sadece 5 dakikam vardı. Soruları nasıl okudum bilmiyorum 14 soru işaretledim 2 yanlışım çıktı. ya kolay sorulara denk geldim ya da şansım yaver gitti de mantık yürüttüğüm sorular doğru çıktı.
Efenim zaten sınavdan çıkıyorsunuz ne rahatlama ne bir şey git gide artıyor yükünüz bu bitti lys başlayacak diyorsunuz. hiç kimsenin sınavdan hoşnut olmadığını öğreniyorsunuz, içinize su serpiliyor. falan fıstık sonuçlar açıklanıyor 396 puan 25-30 binlerdeymişim, hedefim daha yüksekti doğal olarak hevessizlik gelip oturuyor içime daha da yapamam diye.
Lys temposu başlıyor, daha doğrusu rakip ve rakibelerime başlıyor bende tık yok dersane-ev yapıyorum, 100 soru çözersem çözüyorum, konu tekrarı falan hak getire böyle böyle ilk sınava 1 ay kalıyor. benim aklım başıma o aralar geliyor işte, çalışma notları hazırlamalar, konu tekrarı yapmalar fakat yine fazla çözmüyorum tabi çünkü bu kez tekrardan vakit yok. yüzde 30 dan yüzde 70 e çekiyorum lys seviyemi.
ilk sınav matematik geometri sınavı. lys kaçtı unutmuşum bile. ne yalan söyleyeyim 50 neti görmemiştim 80 soruda o güne dek. şansıma sorular kolay çıktı. geometiden 21 soru işaretledim yanlışım çıkmadı, toplamda da 55 net geldi. düşük biliyorum, ama mat2 yarım yamalak, integral ve yarı türev yoktu bende. geometriden de yıl başında 6-7 net yaptığımı baz alırsak, şahaneydi benim için. matematik can kurtarır, ne yaparsanız yapın mantıkla bakın sorulara zihninizi bulandırmadan kolaylık vardır muhakkak.
ertesi gün sözel sınavı vardı lys4, alan dışı sınavım çok da ciddiye almadım tercih yapmayacağım diye. 42 net mi ne çıktı, 45 net yok yani. neden öyle oldu, çünkü çok boş bırakamama gibi bir huyum vardı ne yazık ki, yakın geleni işaretlerdim tereddürsüz. sonrada geldi helalinden 31 yanlış. bana düşmez ama bu sınavda ezber sınavı gibi geliyor bana.
son sınavım da edebiyat-coğrafya sınavı. nedense o gün rahatsızlığımdan dolayı bir mahmurluk var üstümde ne yaparsam yapayım kafam ayılmıyor. sık sık deneme sınavına girenler bilirler kafan net değilse o sınavdan hayır gelmez, ha zihnin açıksa da ne var ne yok akıtırsın optiğe. okudukça daha da anlamsız geliyor cümleler, zaten sürpriz sınavdı bu ters köşeye yatırmıştı ösym sağ olsun. 70 altına düşmediğim sınavdan 55 netle çıktım. edebiyat 11 yanlış coğrafya 6 yanlış. haydi bakalım psikolojin yaşasın ardı ardına sorular çözüldükçe çöküşleri. neymiş ben yapıyorum deyip rehavete kapılmayacakmışız. edebiyat o kadar geniş bir evrenki bu çıkmaz dediğim hiçbir şey çıkmadı ama çalıştıklarım da çıkmadı dikkatli olmakta yarar var. sonra da edebiyata kafayı takıp coğrafyayı sallamamazlık yapmayın ha. gördünüz yıkım ortada.
gel zaman git zaman alışıyorsun olanla ölmüşe çare yok, ama tek keşkem bir halt yapamayacağımı bildiğim halde lys'2 ye girmemiş olmamdı. lys5 zaten umrumda falan değildi.
bari ilk 25 bine gireyim tripleriyle girdim saniyesine ösym sonuç açıklama sistemine. açıklanmış sonuçlar yüzde 1 lik dilime girebilmişim, şaşırmadım da değil ama sevinemedim de. sonuçta en baştaki hedefim benden çok uzaktaydı.
yakın vadede başka tercih listesi yapmayacağım deyip yazdım ilk ikiye boğaziçi işletme-iktisat 3 ve 4'e galatasaray işletme-iktisat 5. tercihte asıl tercihim iü ingilizce işletmeydi. 17 tercih yaptım babamın ısrarlarıyla yoksa ben burada bırakıyordum, ölü tercih olduğunu bile bile gönülleri olsun diye 5 ten sonrasını doldurdum hukukla, siyaset ve uluslararası ilişkilerle.
beklediğim gibi de oldu 5. tercihime ilk 10'dan yerleştim. pişman mıyım, değilim ama keşke o rehavetlere kapılma ahmaklığında bulunmasaydım ya da ygsden sonra çalışmayı bırakmasaydım.
benim size tavsiyem kendinizi ciddiye alın, kendinize saygı duyun. Ben yapamam demek zaten olayı baştan bitiriyor. Ütopik bir hedef belirleyin en azından sizi yukarı çekmekte yardımcı olacaktır. tercih konusunda da ne isterseniz onu yazın puanı hiç önemli değil, mutlu olmadıktan sonra puanınızı hakkıyla kullansanız ne çıkar.
kim zahmet edip bu kadar yazıyı okur bilmiyorum, ben şahsen yarım yamalak atlaya atlaya okurdum, yalan yok. ama bu hatunu ciddiye alın gençler, en azından alırmış gibi yapın. O da içini döktü, gönlünü ferahlattı bir nebze.
detay hocanın da dediği gibi en güzel üniversiteler sizin olsun gençler, hayalleriniz size ulaşmaz, siz onlara ulaşacaksınız aklınızdan çıkarmayın.
şimdi sınava hazırlanan bir birey olarak sizlere tüyolar aktarmayı bir nevi sözlük dayanışması çerçevesinde gördüğümden dolayı sizlere 3 ayda en iyi üniversitelerden birini kazanmanın yolunu açıklayacağım toplanın hele.
malum ülke şartları belli, hepimiz derslerimizi çalışmalıyız bu aşamada, bu nedenle anlatacağım şeyler çok önemli. direkt programı yazıyorum konuyu falan siz ayarlarsınız işte.
matematik1 = günde 3 saat
matematik2 = günde 4 saat
geometri = günde 3 saat
türkçe = günde 3 saat
edebiyat = günde 2 saat
coğrafya = günde 2 saat
tarih = günde 1 saat
felsefe = günde 1 saat
1 saat yemeğe, tuvalete, kendinize zaman ayırın.
en az 4 saat uyuyun, uyku çok önemli.
okul mu ? son 3 ay kalmış ne okulu, hangi okul ?
eğer fen alanından sınava girmeyi düşünüyorsanız üstte yazan programdan bir nebze olsun fazla çalışmanız gerekmekte.
yani ek olarak ;
biyoloji = günde 2,5 saat(dakikalar çok önemli)
fizik = günde 3 saat
kimya = günde 2,5 saat(dakikalar diyorum)
evet program budur. şimdiden tüm adaylara başarılar dilemem, çünkü benim önüme falan geçen olur sözlükte, çok bozuşuruz, her neyse. çalışın!
("bir günü geçiyor ama yeaa!" söylentileri duyuyorum, hayır!!bir1. üniversiteye hazırlanan öğrenci bir günde yapacak bunları.)
tanım: öğrencileri başarıya götürme amacıyla ortaya atılmış tırt, işe yaramaz "sırlardır."
3 şey yeterlidir.
-düzenli tekrarlarımı yaptım.
-bir sonraki gün işleyeceğimiz konuya önceden göz gezdirdim.
-mmmmh...of o kadar başarısızım ki başarının 3 maddesini bile yazamadım.
Dostum bak, yıllar geçti aradan ama, yine de sana bazı tavsiyeler verebilirim.
-Yapamadığın soruları bir hocana çözdürme! Asla. Olum hoca zaten çözüyo. ikinci sorudan sonra etrafına bakıp duruyosun. Aynı soru yine çıkınca yapamıyosun. Asıl yapman gereken, soru kitaplarında, yapamadığın soruları işaretlemek. Kısa süre sonra, kitabı açtığında ara ara o işaretli sorulara bakmak. kitap bittiyse, başka zaman oders çalışılacağı zaman sadece işaretli soruları çözmek. diğer çerezleri herkes yapıyor zaten. vakit kaybı.
-deneme çöz mutlaka. O denemelerdeki yanlış ve boşlarını işaretle. hepsini biriktir. Sınava 1-2 gün kala, tüm denemeleri al yanına. işaretli sorularına bak. Çözmeye çalış. Daha önceden çözemediğin soruları çözdükçe hem moral bulacaksın, hem de çözmekte zorlanabileceğin konularla ilgili minik bir tekrar yapmış olacaksın.
