üniversiteyi kazanamamak

    42.
  1. bundan yıllar yıllar önceydi öss vardı düşünün... sınavdan istediğim puanı alamamıştım. puanım kötü olduğundan değil de istediğim bölüme yetmediğinden dolayı tercih yapmamıştım. o zamanlar tercih yapıp kayıt yaptırmazsan puanın düşüyordu. bir sene daha hazırlanmayı kafama koymuştum. nerede eksiğim olduğunu biliyordum çünkü. minibüse binince "bir öğrenci" dememek bile fena üzüyordu beni. "neler yapıyorsun?" diyenlere "sınava hazırlanıyorum." demek salaklık gibi geliyordu. neyse ki ikinci şansımı iyi değerlendirdim ve şimdi kayıp gibi geçen o yıla bakıyorum da "iyi ki" diyorum. hayatımın en önemli yollarını o kayıp sene sayesinde yürüdüm. bugün beni ben yapan her ne varsa o kayıp sene sayesinde oluştu. bundandır ki üzülmeyiniz. gelecek geliyor.
    11 ...
  2. 8.
  3. o an için dünyanın sonudur.

    2013, 19 buçuk yıllık kısa hayatımın en berbat yılıydı. sadece ygs-lys ye girdiğim için değil. evde de bir sürü durumlar oldu. doğru bildiğim ne varsa, inandığım ne varsa hepsi yalanmış. sevdiklerimin çok canı yandı. yani doğrudan ben ağır darbeler yemedim. ama en sevdiğim insan hayal kırklığına uğrayınca bende dolaylı olarak etkilendim. oysa ne hayallerle girmiştik yeni yıla.. çevremdeki, ailemdeki herkesin çok yüksek beklentileri vardı 2013 için. ama her şey boka sardı. keşke sadece benim üniversiteye kazanamayışıma üzülseydik.

    düz lisede okuyordum. okuldaki derslerim iyiydi. ama türkiyede hep bunun tersi olur. hukuk istiyordum. ama gerçekten çok kötü bir durumdaydım. arkadaşlarımda kötüydü. en yakın arkadaşım sınıf öğretmenliği istiyordu. diğer 2 arkadaşımda işletme. acaba bu yüzden mi kazanamadım diyorum kendime. burnum çok mu havadaydı. ne bileyim arkadaşlarım küçük şehirlerde okumaya razıyken ben sürekli istanbul hayali falan kuruyorum. ygs yaklaştıkça iyice piskolaşmıştık. bir ara ygsyi bırakıp acaba tamamen lys'ye mi çalışcak falan diye konuştuk. ygs ye girdik. o yıla kadar sonuçları 1 ayda açıklayan ösym 8 gün sonra 1 nisanda sonuçları açıkladı. o kadar şakanın arasında ygs açıklandı diye şaka yapmamıştı kimse. zaten şakada değildi. 298 almıştım. sınıf öğremenliğ isteyen arkadaşım 270 işletme isteyen arkadaşlarım da 220 ve 302.

    genelde 12. sınıflar ygs puanlarını gördükten sonra seneye muhappeti başlar. bizde de başlamıştı o. hatta ben de daha önce başlamıştı. öyle ya ben hukuk istiyorum olmucak bu sene başka bölüme gidemem seneye gireceğim. bunu o kadar rahat söylüyordum ki. sanki 2. sene tekrar hazırlanmak çok kolaydı. aslında kolay olmadığının farkındaydım lakin nasıl olsa en yakın arkdaşlarımda kazanamayacaktı. birlikte seneye dafa fazla vaktimiz olucaktı ve daha yüksek puan alacaktık. işte bu yüzden için rahattı.

    kalan son 2 ayda baya iyi edebiyat çalıştık. matematiğimiz zaten rezalet durumdaydı. sınava girdik. sonuçlar açıklandı. hiç beklemediğim kadar iyi bir başarı sıralaması geldi hukuk ve sınıf öğretmenliği için 92 bin, pdr için 73 bindeydim. en yakın arkadaşımda 300 almıştı. ben bu sıralamaları öğretmen olan ablamla birlikte afyon otobüsünde öğrendim. nasıl olsa tercih yapmıcam özgüveniyle oturuyordum. çok net hatırlıyorum bu anı. birde iyi bir puan almışım lan diye böbürleniyordum.

    ben evde tercih yapmıcam diye dolanırken ablam- daha doğrusu evdeki herkes- benim yerime tercih edeceğim bölümleri seçip kodları falan yazıyorlardı. ben hala aval aval bakıyordum. ama onlar belki bir ihtimal sınıf öğretmenliği tutar diye izmire yakın yerleri bir kağıda yazmışlardı bile. ben şaşırıp kalmıştım. hani tekrar deneme hakkım vardı, hani sınav benden, benim isteklerimden önemli değildi... ee şimdi ne oldu peki? olan şu ki. onlar da seneye girsem bu rezalet matemetiğimle hukuk kazanacağıma inanmıyorlardı. bunu ilk zamanlarda açık açık söylemediler tabi. ablam afyonda öğretmen, babamda afyonlu olduğu için afyonu kazanmam ecde bir bayram havası yaratacak ben de sülaledeki bütün kızlar gibi öğretmen olma geleneğini sürdürecektim. zaten babam avukatlara hiç sıcak bakmadığı için bu duruma muhtemelen en çok o sevinecekti. ben evde tercih yapmıcam diye dolanırken herkes üstüme gelmeye başlıdı. gene yap bi yerleri yaz zaten olma ihtimali düşün falan diyorlardı. korkmaya başladım. tutsa ne bok yiyecektim. istemediğim bir bölümde okumayı geçtim ben kendimi başka bir şehirde okumaya hiç hazırlamamıştım. daha çay yapmayı bile beceremezken ben kim tek başına yaşamak kim. ablam korkuyormusun dedi. sinirli sinirli evet dedim. neyse zorlana dokuz eylül ile kocatepe sınıf öğretmenliğini yazdırmayı ikna ettirdiler. ben nasıl olsa tutmayacak diye rahatladım. en azından hem kendi istediğim olacak hemde evdekilerin gönlünü yapacaktım. ama hala afyonu yazmak falan istemiyordum. ablamla birlikte tercihleri onaylatmaya gittik. suratım beş karıştı dokunsalar ağlayacaktım. bu arada işletme isteyen arkadaşım baya bi yerleri tercih etti. 2. tercihi işletmeydi. en yakın arkadaşım öylesine okulların nerde olduğuna bile bakmadan sınıf öğretmenliği yazdı 10 tane falan.

    okul kalabalıktı. müdür yardımcısının gelmesini bekledik. karanlık kolidorda oturduk ablamla. ağlamak istiyordum. hiç böyle olacağını, beni zorlayacaklarını düşünmemiştim. ablamla bir süre konuştuk. afyonu yazmak istemediğimi söyledim. ama ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. o da konuşmasının ana fikrini açık seçik belli edip olmayacak işte demişti. bende bir hışımla tamam amına koyayım sizin istediğiniz olsun yazıyorum işte allah kahretsin diyerek(tabi içimden) hocanın odasına girdik. hoca beni bu halde görünce bir bokların olduğunu anladı ve eminmisin falan diye daldı olaya. ben istemediğimi, ağlak ses tonumla, o ezik halimle bir kez daha yineledim. sonra ablamla müdür yardımcısı başarı sıralamalarından falan bahsettiler. konu döndü dolaştı gene matematiğe geldi. konuşma bittiğinde ben istemediğimi söyleyip afyon sınıf öğretmenliğini bilgisayardan sildirdim. yol boyunca ablamla konuştuk mu hiç hatırlamıyorum. eve geldim annem laf sokmalara başladı. ama gene bunlar geçiçek diye düşündüm. çünkü en yakın arkadaşlarım da kazanamayacaktı. yalnız değildim. dershaneye gitmek istemiyorduk. o kadar parayı bir daha verip evdekilerin suratına bakamazdık. bu yüzden belediyenin açtığı kurs aklımızı çelmişti. ama evdekilerde dershaneyle bu kadar puan aldın oradan nasıl kazanıcan diyip duruyorlardı.ben kararsızlıktan geberirken en yakın arkadaşım yazılmıştı bile.

    25 temmuz 2013 en yakın arkadaşımın kursa yazıldığı gün. millet oruçlu. gece yarısı aynı mahallede oturduğum ,2. tercihi işletmen olan arkadaşım geldi. oturduk, 2 kişi tabu falan oynadık. 11 buçuğa doğru o eve gitti. evinde internet yoktu. 15 dakika sonra kapı çaldı. tercih sonuçları açıklanmış diye geri geldi arkadaşım. ulan amk gece yarısını mı buldun. neyse baktık. allahtan yoğunluk yoktu. ablam ve annem vardı odada. ilk kendiminkine baktım. tahmin ettiğim gibi hiç bir yeri kazanamadım. hemen arkadaşımınkine girdik. bu arada annemle ablamın surat ifadeleri gözümden kaçmadı. arkadaşımında hiç mudu yoktu. ama 2. tercihi olan dumlupınar işletmeyi kazanmıştı. o an çığık attı ve bana sarıldı. bende ona sarıldım birlikte güldük. hiç beklemiyorduk. arkadaşım sayfanın fotoğrafını çekip eve gitti. bilgisayarın başına otudum. acaba diğerli ne yapmıştı. en yakın arkadaşım celal bayar sınıf öğretmenliğini kazanmdım, inanamıyorum al şu şifreyi bi de sen bak dedi. baktım gerçekten de kazanmıştım. o an şok geçirdim. çünkü o tutmaz diye öylesine yazdı ve yıllardır istediği bölümü kazandı onun adına çok sevimdim. şansına da hayran kaldım. diğer arkadaşımda dış ticareti kazanmıştı.

    hepsi için gerçekten teker teker sevindim. öyle kıskanç bir yanım yoktur. ama şimdi şu gelinen noktaya bakın. ben nasıl olsa onlarda kazanamıcak diye götümü yayar otururken bana öyle bir tokat geldi o an belediyenin çukuruna düştüm sandım. kafamı yerden kaldıramadım. herkes kazanmıştı. herkes ben hariç. evdekiler söylenmeye başladı. babam evde uyumuştu galiba. zaten gece yarısıydı.asıl kıyamet yarın kopacaktı. yatağa uzandım ve mal mal tavana baktım uyuyamıyordum. allaha bunların bir kabus olması için yalvardım ama değildi işte. ağlamak istiyordum. ama küçük ablam yan odada oturuyordu. ağlasam duyardı. rahat rahat ağlayamadım. bu yüzden boğazım yandı ve yanak kaslarım feci halde ağrımaya başladı. yatağın içinde döndüm dolandım. 3 te falan uyuyup kaldım herelda.

    sabah 6 ya doğru uyanmıştım. gözümü açmadım ama kulağıma sesler geliyordu. annem ve ablamın konuşmalarını duyuyordum. hah çalışcak kazancak bütün herkes kazandı ama bu tercih yapmadı gibi bir şeylerdi. salak, aptal tarzı sözcükler bile duydum. sonra kalkıp yatağın içinde oturdum. ablamlar internette puanlara bakıyorlardı. kesin olmaz gözüyle baktığım dokuz eylülü bile 4 puanla kaçırmıştım. birde okul öncesinide yazmıştım. ama o ne hikmetse yükselmiş ve ölü tercih olmuştu. yazsaydım da afyon bile tutmazdı. bunu demişti ablam evin içinde babama. ama babam inanmadı. yalan söylüyorsunuz kendi yazmadı dershane falan yok dedi. o an yok olmak istedim. hayır ölmek istemedim. daha güzel şeyler yaşamak istedim. kazanmak istedim. babamın bana inanmasını istedim. ama bu uğursuz yılda hiç bir isteğim olmadı. evde öyle mal mal oturdum ve hiç bir şey yemedim ( moralim bozukken yemek yemem) kafamı kaldıramıyordum. ağlayım desem onuda yapamıyordum bu yüzden boğazım çok yanıyordu. sonra ablam bana kendi eliyle çorba falan içirdi.

    sonuç olarak bu yıl tekrar girdim sınava ve ygs den 310 aldım. ve bu yıl bu puandan daha yüksek alacak kadar çalışmıştım. demek istediğim dünyanın sonu değil belkide ama o kadar hafife alınacak bir şeyde değil.

    edit: 2 buçuk ay sonra gelen edit Pamukkale pdryi kazandım.
    15 ...
  4. 24.
  5. bu devirde üniversite kazanmamak mı kaldı aq

    sınava giren kişi sayısı 1 milyon kontenjanlar 2 milyon.
    9 ...
  6. 39.
  7. Benimdir..

    Sınava girmediğimiz için kazanamadık..
    4 ...
  8. 11.
  9. Dünyanın sonu degildir. Yaşanılan kötü duygu toplumun abuk subuk dayatmasıdır. Üniversitede ve hayatta daha ne kol gibi sorunlar var takmayın.
    3 ...
  10. 25.
  11. kıçımla güldüğüm olay. oğlum, yavrucuğum, güzel kardeşim. tr'de üniversite okumanın hiçbir önemi, anlamı, değeri yok istisna branşlar hariç mühendishane ve tıbbiye gibi.

    onun dışında kazanamadın mı, üzülme. varsa durumun kapağı yurtdışına at. hem oku, hem çalış hem lisan öğren. ne sınav derdi var ne başka bi halt. hem hayatı tanı, hem dünya çapında tanınan bi diploman olsun, hem özgür yaşamın tadını çıkart, hem dil öğren hem de tr'ye dönersen ileride rakiplerine göre ciddi bi avantajın olmuş olur.

    beğenirsen de o ülkede yaşarsın. tercihim ingiltere'den yana. almanya bile olur. imkanı olan burada durmasın.
    3 ...
  12. 19.
  13. 30.
  14. Ciddi ciddi bundan korkan varsa boşadır. Gelsin biraz konuşalım. Ben kazandıysam sözlüğü biraz bırakırsanız siz de kazanabilirsiniz. Asla pes etmeyin. Sadece hırslı olun.
    4 ...
  15. 4.
  16. her şeyin sonu olmayan durum. hayatta ufak bir ayrıntı sadece aslında.
    2 ...
  17. 44.
  18. kazanınca da bir şey değişmiyor.
    mezun olunca da bir şey değişmiyor.
    bu ülkede hiç bir zaman bir şey değişmiyor. birileri bir şekilde bir yere geliyor ve olan bu ülkenin gençlerine oluyor.

    coğrafya kader ya, aile de kader. orta halli bir ailenin evladıysan ve baban da tek başına anca bu kadar olduysa, sen de tırnaklarınla kazıyarak anca o kadar olabileceksin. (şanslı değilsen.)
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük