bir nevi teşvik pirimidir. fakat istenilen sonuçlarla karşılaşılmaz. bir arkadaşımın babası da aynı teklifi sunmuştu. şu an yüksek lisans yapmasına rağmen hâlâ toplu taşıma kullanıyor.
türkiye'de çok nadir olarak rastlanan babadır. genel olarak 40 paralel üzerindeki ülkelerde görülür. üniversiteyi kazandığında golf bitirdiğinde ise volvo s60 alan babadır.
maddi durumu iyi olan babalar çocuklarının okulunu bitirmesi kazanması için teşvik etmek amacıyla araç
alacağını söyler fakat genelde araç alınmaz bazı bahaneler uydurulur. en iyisi okumak isteyen insanın içinde
olduktan sonra teşvike falan ihtiyacı yoktur. eğer teşvikle okuyacaksa zaten ondan cacık olmaz.
borçlar hukukuna göre, şarta bağlı borçlarda geciktirici(taliki) şartı örnekleyen babadır. birde şunu ekleyelim ki; taraflardan biri kötü niyetli olarak şartın gerçekleşmesini engellerse, şart gerçekleşmiş sayılır. dersen ki şart gerçekleşmesine rağmen almadı, o zaman evladım baştan borcu resmiyete dökecektin.
sahip olduğum babadır. sonuç mu? okulda dördüncü yılım hala otobüsle gidip geliyorum. yok lan hakkını yemeyeyim adamın, ben ısrar etmedim ihtiyacım yok ki arabaya. istiyorum desem yarın alır getirir ama yeminle.
benim babamdır. onun şartı -üniversiteyi kazanacağımdan çok emin bir halde- bulunduğumuz kentteki üniversitede okumamdı. gönlü olsun diye alt sıralara yazdığım tercihim, yani kentimdeki üniversite geldi beni buldu. dört yıl boyunca çift araçla ilçeden ilçeye yolculuk yaptım her allahın günü. duruma itiraz etme şansım da yoktu çünkü ehliyet için 18 yaşına girmemiştim bile.
şimdi okula onun sayesinde arabayla gidiyorum. hakkını vermem lazım, yaklaşık on yıl önce "araba alacağım" derken durum onun için de toz pembeydi. benim başarıyla aştığım engelleri o parayla haydi haydi aşardı!
evet, düşüncesi buydu.
yani, üniversiteyi kazan sana araba alacağım diyen baba, çocuğunun başarıyla geldiği durakta, parasıyla onu rahata erdireceğini düşünen babadır. eline geçen ilk fırsatta da bunu yapar.