az kalsın başımı yakacak olan eğtim sistemi hakkında yazacak olduğum belki de bininci yazıyla karşı karşıyasınız.
üniversite sınavında ilk bine girdim. fakat az kalsın yerleşmeme rağmen üniversiteye giremiyordum. çünkü hiç bir zayıfım olmamasına rağmen liseden mezun olmuş görünmüyordum.
sebebi ise nakil olduğum okulun yani eski okulumun yeni okuluma girdiğim sorumluluk sınavındaki notu bildirmemesiydi.
ve üniversite sınavında ilk bine girip yerleşip az kalsın liseden mezun olamıyorudm. peki nasıl mı mezun oldum?
şans eseri okula gittim.
diploma alacaktım.
dediler mezun değilsin.
bugün sınava gireceksin 3'te gel.
gittim sınava girdim ve mezun oldum.
ama düşünün ya bir gün sonra gitseydim ne olacaktı? sınavı kaçırmış olacaktım ve bir sene daha lise okuyacaktım.
ülkemi ne kadar değiştirmek istesem de halkımı ne kadar bu cehalet bataklığından ezberci ve dogma zihniyetinden ve bu yalancı beş para etmez siyasetçilerden, abd mandasından kurtarmak istesem de içimdeki öfke buna engel olabilecek güce erişiyor. ve bunun tek sorumlusu eğtim sistemini bu hale getirenler.
düşünün avrupa birliği her koşulda bizi uyarıyor. şunu düzeltin bize uygun değil bunu düzeltin bize uygun değil?
peki neden eğtim sistemine birşey demiyor?
yılda sadece 5 saniye kitap okuyup gün başına 5 saat televizyon izleyen bir türk milleti tabii ki işlerine geliyor da ondan.
canım türkiyemde bir gün yaşamak "yaşanamayacakları yaşayabilme ihtimaliyle yaşamak" demek oldu artık.
