Yani yıl iki bin on sekiz (2018), başka şehire okumaya giden kız yoldan sapar, yanımızda okusun okuyacaksa tarzı kirsalda yasayan amca düşüncelerini benimseyip devam ettiren gençler var ve bazıları sözlükte. Hayretlik.
üniversitedeki ilk 3 yılımı arkadaşlarımla çıktığım evde geçirdim. televizyon açmaya bile fırsatımız olmaz, sabah akşam kakara kikiri komşuları rahatsız ederdik. özgürdük. gece yarısı pijamalarımızla bahçeye iner çekirdek yer, onu kovalayan günlerde de kil maskeleriyle yediğimiz çekirdeklerin günahını çıkarırdık. birisi hasta oldu mu evde seferberlik ilan edilir, hasta olan arkadaş karantinaya alınır ve annelerden öğrenilen koca karı ilaçlarının biri gelir biri giderdi.
son 2 yıldır ailemle kalıyorum, ve farkediyorum ki aileden uzak yaşamıyormuşum. eğer şanslıysanız, aynı evi paylaştığınız arkadaşlarınız da ailenizden bir parça oluyor. elbette özgürlüğün getirdiği sorumluluklarla iyice annenize benzemeye başlıyorsunuz ama bence aile olmayı da asıl o zaman öğreniyorsunuz.
kafelerde it gibi gezip tokmakçı peşinde koşmayan kızdır. hanım hatuncuk bir şekilde dersine gider gelir. zaten üniversitenin amacı da okumak. cima yeri değil.
Bok gibi olay keske biraz daha a az başarılı olaydım da şehir dışına gideydim dedirtir ha yine gidilebilirdi ama puanın yetiyorken şehir dışını yazarsan babadan burs olarak üçün birini gelir.
bir erkek olarak şehrinde iyi üniversite varsa akıllılık ettiğini düşündüğüm kızdır. ben de çok daha iyi bir üniversiteye gitmeyeceksem şehrimde okumayı tercih ederdim macera aramaya gerek yok.
Universiteyi ailesinin yaninda okumak istemiş olan kizdir. Rahattir. Gece aciktiginda yiyecek seyleri olur, yurtta kalan için olmaz mesela. Olsa bile oda arkadasim uyanmasin der aç aç uyursunuz. Usume sorunu da yoktur ama ogrenci evinde kalanin vardir. Her gun makarna yemez. Fakat bence belirli bir yastan sonra ailenin yanindan ayrilmak gerekiyor. Ayrilip her şeyi kendi basina halledebilmeyi ogrenmek. Her ne kadar "ben onlar olmadan yapamam" dese de ayrildiginda aslinda cokta kolay onlarsiz yapabildigini görmek.. imkaniniz varsa ayrilin. Tek basiniza hayati yasamayi ogrenin.
Buraya bekaret, vajina vs konularda yazan paramesyumlar icin diyorum, dedikleriniz kimsenin umrumda degil.
Ekmek elden ördek bizden yuvarlanıp gitmiş kızdır. Kira, yemek, çamaşır, temizlik, fatura gibi bilimum dertleri olmadığı gibi; menfaati bitince tekmeyi basan kötü "arkadaşlara" gönül sahipliği yapmamıştır.
insanlar kötü be azizim. Hele ki üniversitede. Arkadaşlık; kısa süreli (okul bitene kadar) win-win formuna dönüşmüş bir kavram.
Kullanamayanın kasmadan çıktığı ilişkiler bütünü.
Korunmuş kızdır özetle.
Ha illa ki dezavantajları olabilir.
Bu dezavantajlar bu kadar zarara değer mi onu tartmak lazım.
Bir gün bir şekilde çıkacaksın zaten aileden.
Belki yarın belki yarından da yakın.
Mühim olan kendi ekmeğini kazandıktan, yerini sağlamlaştırdıktan sonrası.
işimize gücümüze bakalım. Teşekkürler.
Uzaga gitmek istemeyen kizdir. Yurtta kalmanin ne kadar survivor hayati gibi olacagini gitmeden kavrayan kizdir. Erkek halimizle gittik bir igne bir iplik kaldik. Yasayan bilir.
uzun bir ipe bağlı hayvan gibi oluyorsunuz, üniversiteye gidiyorum diye kendinizi özgür sanıyorsunuz ama değilsiniz. hep bir burukluk bir tamamlanmamışlık oluyor.
melabaaa ^^
zaten allah belasını vermiş kızdır. bi de siz yapmayın. yazık..
edit: siz bilir misiniz olmayan sevgiliden ayrılmanız talebini? siz bilir misiniz hava kararmadan eve dönmek nedir? peki ya sırf adı "asım" (erkek yani) diye piç ilan edilen arkadaşlarınızı? dramdır dram..
edit 2: insan böyle olmayan şeylerden suçlanınca her türlü azar işitiyoz bari yapayım da boşa gitmesin demiyor değil. çocuklarınızın üzerine çok gitmeyin efendim.
Liseyi okumanın belki bir tık üstüdür ama iki tık üstü değildir.
Edit: avantajdan çok dezavantaj yaratan bir durumdur. Ben ailemin yanında okumamama rağmen ve ailem çok çok rahat olmasına rağmen bi hafta sonra kendime ait bir yaşam alanı, kimseye söylemeden evden çıkmayı ve eve dönmeyi özlüyorum. Sokaklara aşık olduğumdan değil ama insan yalnız yaşamaya alışınca sudan çıkmış balığa dönüyor.
ilk zamanlarda söylenen ne iyi ettimler gittikçe keşkeye döner.