üniversiteye yeni başlamış öğrenciyi, kayıt sırasında kendisine hediye edilen materyallere olan sevgisinden tanımak mümkündür. ayrıca koloni halinde dolaşmak yeni duruma ait kaygılarını azaltıyor olmalı ki hep kalabalık haldedirler. kampüsün herhangi bir yerinde ellerinde aynı defter,çanta ya da şapka olan bir kalabalık görürseniz bilin ki onlar aranıza yeni katılmıştır.
-saç uzatılır
-sakal uzatılır
-şimdiye kadar dinlenilmese bile acaip rock dinlenir ve 1 haftada rock ustası sayar kendini
-sigara ya başlanır
-alkol tüketilir
- hala dikkat çekemediyse esrara kadar gider. *
- aşırı sosyal bir öğrenci olmama rağmen dans, tiyato, ve siyasi gruplar başta olmak bir çok gruba girmiştim. *
- kendimi zorlayarak her insana güler yüz göstermiş ve herkesle arkadaş olmuştum.
- davet edildiğim her yere, istemesem de gitmiştim.
- üniversiteyi kazanan herkesin çok kültürlü bireyler olacağını düşünerek, kendimi eksik hissettiğim bir çok konuda kitaplar, dergiler vs. bir çok kaynaktan bilgiler edinmeye çalışmıştım.
- aşık olmuştum; okul başladıktan iki hafta sonra. ***
- alkol tüketimim normalin çok çok üstüne çıkmıştı. ****
bunlara benzer davranışlardır. önemli olan samimi, sabırlı ve hosgörülü olmak. gerisi çorap söküğü gibi gelir zaten.
edit büdüt: bu arada lise arkadaşlarını da ihmal etmemen gerekir. kalan zamanlarda aynı şehirde olduğun lise arkadaşlarınla buluşursun. kazanamayan arkadaşlarının nazını çekersin, hıhh bizimki üniversiteli oldu bizi tanımaz vs. sözlere gülmek zorunda kalırsın.
yurdun kapısından yeni giren naif bünyem, "üff ya yine mi yeni insanlar? yine mi tanışma ritüeli?" diye homurdana homurdana merdivenlerden çıkar ve hevesli,yurda birkaç gün sonra geldiğim için, grubunu çoktan kurmuş insan silsilesiyle karşılaşır.
-merhabalar..
+merhaba . hoşgeldin.
(yatağıma otururum.)
+ben xxx, bu da yyy..
-ben tanışma ritüelinden hiç hoşlanmam ama.. ben de zzz. nasılsa unutmıcaz mı isimlerimizi.. ne gerek var di mi?
+ mavi ekran
tabi bu insanlarla 4 sene can ciğer kuzu sarması olduk o ayrı.. benim yaptığım mallık işte..
ilk gün kampüsteki en güzel kafeye gidilir ve orda bir güzel yemek parası bayılınır.sonra aklı başına gelir tabi ama çok geçtir 3 sene geçmesine rağmen hala içine oturmuştur ve gitmemektedir.
etrafında dönen hiçbir halttan haberi olmamasına rağmen,olan bitene hakimmiş gibi bir görüntü vermeye çalışır.kantinde oturcak yer bulamaz hatta yemekhanenin yerini sorsan bilmez.*Tez zamanda öğrenci işlerinde titreyip kendine gelecektir.
her etkinliğe katılmak. sosyalleşmek adına, öyle böyle değil... ttnet gelir, adobe gelir onların seminerlerini sonuna kadar dinlerler, sırf fotoğraf çekilebilmek için. sonra ertesi günkü vizeye çalışamadıkları için s.çarlar, "olsun finale qasarız xD" derler. zaten ortam yapıcam diye sağa sola koşması yüzünden okul sandığından çabuk biter, sonra seneye al alabildiğin kadar alttan dersi.
hukuk fakültesinde okuyanlar için durum şu şekildedir:
1. sınıflar kendisini anayasa profesörü zannederler
2. sınıftakiler kendisini avukat zannederler
3. sınıftakiler kendisini hakim zannederler
4. sınıftakiler rahatladıklarını zannederler **
hemen hemen hepsinde, "en iyi üniversite bizimkisi oluuuum" tripleri vardır. hocalardan, asistanlardan, üniversite yönetiminden kazıkları yemeye başladıkça bu tavırlar balon gibi söner.