ürkek çekingen tavırlar ardından kabak çiçeği gibi açılma hali.
kızların kendini dünya güzeli erkeklerin kendileri james dean sandıkları haller.
ortam yapma cabaları..
transkrip,ff fd aa ,çömez,paçöz kavramları ile tanışma hali.
öğretmenim derler genelde, derste parmak kaldırırlar, ayrıca otomasyondan ders seçmiş olmalarına rağmen otomasyon ne bilmezler bir de ya otomasyon diye bişey varmış sınav sonuçları orda açıklanıyormuş biliyor musun diye birbirlerine yararlı bilgiler verirler. ayrıca koloni halinde gezerler özellikle ilk haftalarda. bir de bunların onlarla alttan ders aldığın için kendi döneminde verseydin bizi mağdur etmeye ne hakkın var diyenleri vardır ki budaklı meşe odununu hakederler.
muhendislik öğrencisi ise;
herkesin söylediği gibi; yahu sen hele bir kazan zaten okursun orası kolay, hiç çalışmadanda geçersin kim çalışır üniversitede? lafına kanıp ilk dönem 4 5 tane düzerler alttan. sen mühendisliktesin genç yok o dalgalar sana öğüdüyle kendine gelir.
1. sürekli elinde cep telefonu vardır.
2. herkes önce bir canımlı cicimlidir, bir tanedir.
3. herkes önce bir inektir, sağılasıdır.
4. herkes önce bir.. (bkz: şaka lan şaka)
yeni tanıştığı bayan arkadaşıyla erkek arkadaşı arasında karar verememek.hangisine daha yakın olsa acaba sorunsalı ile uğraşır.mesela erkek arkadaşla takılsa belki de hep böyle sap sap gezicek ve üniversite hayatı boyunca sürekli istemediği türden bir ortamı olcak fakat sağlam bi dostu olucak her başı sıkıştığında ilk onu arıycak..kızla takılmak istese bu sefer diğer sağlam kankasından olucak sürekli kızlarla gezip tozucak belki de kız sevgili bulduğu zaman esas oğlandan uzaklaşıcak ve bizimki dımdızlak ortada kalıcak... zor iştir 1.sınıf olmak.
iktisada giriş dersinde, hocaya, ders için nasıl bir defter alması gerektiğini, 160 kişinin içinde sormak/sorabilmek. liselilik forever modunda bir arkadaştı, yazık tabii...
1. sınıf öğrencisi yurtlara giden dolmuş arar
2. sınıf öğrencisi üniversiteye yakın ev arar
3. sınıf öğrencisi caddeye yakın ev arar.
4. sınıf öğrencisi üniversite ve caddeden en uzak yerden ev arar.
genç bakış programına katılmak.
hatta programda büyük bir hevesle söz istemek.
ama seçildiğinde elindeki kağıda yazdığı daha önce defalarca tekrar edilen şeyleri okuyamamak.
halbu ki o kağıda onları yazarken kalktığında müthiş zekice, entellektüel ve daha önce kimsenin düşünemediği şeyleri harika bir şekilde ortaya koyarak okulda prim toplayacağını sanmıştır.
komşumuzun çocuğuyla aramda geçen konuşma şu şekildedir;
+ komşu kızı
- emektar
+yarın okul var yaa offf
-aslında "yarın okul var yaa çok heyecanlıyım" demek istiyorsun da yapamıyorsun değil mi?
+ya evet biraz heyecan var tabi. ilk yazılılara abanmak gerek abi ya
-yazılı değil canım vize ve final oluyorlar onlar.
+ya ne fark eder.
-aslında hiçbirşey fark etmez evet (teselli etmek mayetinde)
+nasıl peki sen nasıl geçirmiştin o evreyi?
-uyuyarak canım, uyuyunca hatırlamıyosun.
+öğretmenler nasıl peki ünideki? arızalısı var mı?
-öğretmen mi? hmm. iyiler ya ne yapsınlar öyle takılıyorlar.
+yarın sen de gelicek misin?
-yok biz arkadaşlarla iş bakıcaz. ama bir ara uğrar sana güzel bir ortam oluştururum.
+ne giysem ki ya?
-fark etmez bir süre sonra hiç giyinmeyeceksin zaten.
+nasıl ya?
-benim çıkmam lazım, görüşürüz canım.