karşı cins arkadaşları gözden geçirip .
hangisini en yakışıklı/güzel olduğuna karar vermek .
hangisiyle çıkarım / çıkma teklif eder acaba ? diye düşünmek
bir çocuk vardı çaprazımda oturuyordu. bu çocuk erkekti. masasının üstünde mavi, yeşil, turuncu, kırmızı ve sarı renkte 5 farklı kalem ayrıca bi de kurşun kalemi vardı.
genelde şişmanların yaptığı saçı sakalı birbirine karıştırıp oradan ayrılarak ağzına yüzüne her bulduğunu takan ve rock dinlemesi kaçınılmaz olan kişi.
kantinde yemekhanede veya ders aralarında 30 kişi dolaşırlar. hatta yemekhaneye gidip masa birleştirmeye çalışanlar bile olmuştur.(yaptık ordan biliyorum)
bunlar okula kayıt olduktan sonra en az 6 ay boyunca nereye lem sorusuna üniversiteye hacı diye cevap verirler.kafada ki okul kavramı lise binası olunca üniversiteye gittiğine ikna etmeye çalışma gibisinden bir bilinçaltı savunma sistemleri vardır. bu tip anlamsız sıkıcı cevaplarından çömezleri tanıyabiliriz kısacası.
üniversitenin bulunduğu yerde ev tutulur, bütün işler halledilir ve gezme amacıyla okula gelinir. okulda ki herkes şort ve eşofman ile okulda dolaşmaktadır. üniversiteye yeni başlayan saf bünye "aaa ne güzelmiş lan yarın bende böyle geleyim" der. ertesi gün okulun açılış günü olduğundan herkes okula ciddi ciddi giyinip gelmişken saf bünye eşofmanla gelir ve kendine benzeyen insanlar arar*
etrafını dikizler.
birinci gün gayet sade iken, ikinci, bilemedin üçüncü gün çiçek gibi açılır.
kulaklar dik bir pozisyonda, hocayı gözünü kaçırmaksızın dinler.
erkeklerde bir cool takılma sevdası gözlenir, sonra yavaş yavaş bozarlar uyumu.
kız öğrencilerde belli bir süre aşırı makyaj erkek öğrencilerde kız gibi saç uzatma görülür. kızlar yavaştan artık her gün sivil gelinebileceğini öğrenir eşofmana döner, erkekler de uzun saçla tam bir dalyarağa benzediklerini anlar saçı asker traşı yaparlar.
*üniversiteye geldik o halde neden hemen sosyalleşmenin bokunu çıkarmıyoruz ki.. neden hemen
dağcılık, dalgıçlık, fotoğrafçılık gibi gruplara katılmıyoruz.
*üniversiteye geldik neden çimlere oturup gitar çalmıyoruz ki.. hadi hemen abanalım çimlere.
*üniversiteye geldik neden hemen büyümüş havalarına girmiyoruz ki.. bayan isek hemmen topuklu ayakkabıları giyip bi ton makyaj yapalım da bizi asistan falan sansınlar. o derece bokunu çıkaralım. erkek isek de hemen sigaraya başlayalım. eve çıkıp sabahlara kadar içelim ama içtiğimizi de herkeşlere duyuralım. arada da hayatın yükü omuzlarımıza çok pis binmiş gibi yapalım. hadi.
*üniversiteye geldik neden hemen eve çıkıp ütüde yumurta pişirmek gibi sakillikler yapmayalım. ve bu sakilliklerin fotoğraflarını çekip facebook a koymayalım. çünkü malız biz bi tekli tüp alıp üstünde tavada yumurta pişiremiyoruz. hadi pişiremedik bu ütü olayının reklamını iyice yapalım ki "üniversite hayatı yaşıyom beaaaan" diyebilelim.
*üniversiteye geldik neden hemen barlara falan gidip ellerimizde içki bardaklarıyla fotoğraf çektirmiyoruz.
allah var böyle modlara hiç girmedim. allaha şükür. niye girmedim ben de bilmiyorum. yaklaşık 9 yıldır sigara içerim. önceden memleketimdeyken de saklı içerdim şimdi okuduğum şehirde de saklı içerim. utanırım çünkü. ya da korkarım. şu yukardaki salakların düştüğü duruma düşerim diye korkarım. alkol de alırım sigara da içerim ama mümkün olduğu kadar gizli yaparım. herkeslere duyurmam.
niye böyle yeni üniversiteli mallığı yaşamadım bilmiyorum. sanırım lisedeyken üniversiteyi hiç kazanmayı beklemediğim için. o kadar inanamadım ki üniversite mallığına adapte olamadan mezun olup gidicem .mına koyayım.
