lisede bile genelde spiralli defter kullanıldığını düşünürsek durumu gerçekten vahimdir. hem spiralli deftere geçememiş hem de yüzlemekten vazgeçememiştir. spiralli defteri yüzleyebiliyorsa zaten getirin elini öpücem.
özel üniversite hazırlık bölümündedir. kitapları orjinal alıp deli para bayılmıştır. seneye 2. el olarak satıp paranın birazını geri döndürmek çabasındadır.yapar.hor görmemek gerek.
vardır böyle insan. ha ben hiç garipsemem kendini ama. benim garipsediğim üniversiteye pembe, peluş çocuk kalemkutusuyla gelen insandır. ben hastasıyım onun.
doğal davranış sergileyen insandır, yeni başlamıştır belki de üniversiteye, liseye kadar hep kaplamıştır defterlerini kimi zaman gazete kağıdı ile, sırf biraz daha uzun ömürlü olsun defteri diye.
üniversiteye başladığı için değişmesi gerektiğine inanmıyordur, belki de üniversitenin nasıl bir yer olduğundan çok da haberdar değildir. nihayetinde geldiği yerde üniversite mevcut olmayabilir, daha önce hiç ziyaret etme şansı da olmamıştır. sadece öğretmenlerinin anlattıklarından biliyordur. kimse ona böylesi saçma bir detayı anlatma gereği görmemiş, onun da aklına gelip böyle bir şey sormamış olması çok da tuhaf değildir.
yahut herkesin dalga geçtiği defteri kaplı öğrencimiz, lisede kullandığı defterlerini kullanıyordur, müsriflik ve masraf etmemek adına, malum henüz öğrencidir, çalışmıyordur, bir de zor şartlar altında gelmiş ise bulunduğu konuma, her bir sayfanın değerini bilir.
kısacası üniversiteye kaplı defter ile gelen insan, dalga geçilecek, insanlığından şüphe edilecek birey değildir. *
muhtemelen üniversiteyi iyi bir dereceyle bitirip, zamanında ona gülenler iş ararken, aldığı yüksek maaşla keyif çatacak kişidir. kendisi inek olarak nitelense de bazı şeyleri üniversite sonrası da yapabilecek insandır ayrıca.
(bkz: 30 yaşından sonra gitar öğrenen insan)
'beslenme çantan nerde canım' diye bir soru yöneltilmesi gereken insandır, ayrıca 'suluk getirmeyenler beslenme dersinden kalıyormuş', derseniz inanabilir.
defteri kaplamasının kimseye zararı dokunmadığı insandır. ama yine de yadırgayan bakışlardan kurtulamaz. hele de erkekse. hele de defter kaplığı güllü dallı veya sindi bebekliyse.
üniversiteye yeni kayıt olmuş, liseden kalma bitmemiş defterlerini kullanmak isteyen ve yeni deftere de para harcamayıp ailesine yük olmak istemeyen düşünceli talebedir.
ustunde etiketle ismi, dersin ismi, hocanin ismi falan da yaziyorsa ve kap boyle alli gullu biseyse kisi ruh hastasi olabilir. bu kisiler kalemkutusu da kullanirlar kocaman, ici 1500 tane kalem, kuru boya, silgi vs.. doludur. yanina oturursaniz asla kalem getirmenize gerek yoktur ki eleman buyuk ihtimalle bir sevgi pitircigi oldugundan size odunc verecektir bi tane. size kokulu silgiyi alip koklamak duser butun ders boyunca. sizin les gibi ajandadan yaptiginiz her derse kullandiginiz skindirik defter ve dmo kaleminden sonra bu arkadasin esyalari ilkokul yillarinin masumlugunu tasidigindan hep bir saygiyla bakilir. yazik lan..
nostaljiyi seven insandır.. yıllardır okullar açılmadan önceki son pazar akşamı defrer kitap kaplayan bu şirin insan.. yine bi pazar akşamı belli ki kendine çocukluğunu hatırlatmıştır..
belki de hiç bu düşüncelerde değildir.. ama olsun en azından bana hatırlatmıştır..
öğrencinin bilincine varmış olması çok birşey ifade etmeyen durumdur. bölümdeki hocalardan üniversite ortamında yaşadıklarını idrak edemeyenler vardır. çünkü ismi lazım değil bir hoca hem defterleri ciltlettiriyor, hemde defterdeki ödevlere imza atıyor ve de kırmızı kalemle. acınası kişiliktir saygı duyulmaması gerekir.
