bu düşünce her aklınıza geldiğinde yüreğiniz hopluyor, göğüs kafesinizde heyecanla gark eden bir uyuşma gerçekleşiyor ama çok büyük beklentiler içinde gelip batak masalarında hayatın anlamını sorgulamayayın diye yazıyorum arkadaşlarınızı iyi seçin.
ha aklıma gelmişken söyleyeyim, üniversitede kızlar teklif falan etmiyor aksine lisedeki gibi sırf yeşillik olsun diye kimse sizinle çıkmaz, ahır gibi kokacaksanız karıyı kızı unutun.
bir kardeşleri olarak tavsiyelerde bulunmak isteyeceğim sözlük yazarları ve sözlüğü dışarıdan okuyacak olan okurlardır.
bugün sınavdan 240 alan ancak yana tutuşa üniversiteye gitmek isteyen, bu uğurda Adıyaman'a, Van'a, Kars'a gitmeyi göze alan biriyle tanıştım biraz konuştum kendisiyle anladı mı bilmiyorum ama ben bir arkadaşı/büyüğü olarak elimden geleni yaptım. Birde bu arkadaşın sınava girdiği 2.senesiydi.
Sınavlardan aldığınız puanlarla hayatta başarılı olamazsınız. size kendi yaşadıklarımı anlatayım.
sene 2002 ticaret lisesinden mezun olmak üzeriyim bildiğiniz üzere ticaret liselerinde son sınıfta staj yaparsınız. nasıl olduysa oldu çok iyi bir yerde ASF otomotivde muhasebe stajı yapma imkanı buldum ve stajere verilmesi gereken ücretin fazlasını veriyorlardı hevesleneyim daha çok öğreneyim diye yani. O zaman sınav sistemi değişikti ticaret liseleri ve meslek liselerinin gidebileceği fakülteler sınırlandırılmıştı sebebi de imam hatiplerdi. Ben sınavdan 290 küsür puan aldım hiç dershaneye gitmemiş kitap açmayan tembel bir öğrenciye göre oldukça iyiydi ancak fakülte tercihlerimde 4 yıllık bölümlere gitmem imkansızdı bir işletme-iktisat birde muhasebe ve muhasebe öğretmenliği vardı. bunları da tercih etsem bile benden daha yüksek alanlar yerleştirilecekti ben açıkta kalacaktım. 2 yıllık işletme okuyayım dedim ancak neden dedim? sırf üniversiteye gitmek için evden uzaklaşmak için daha rahat kafama göre hareket etmek için.
neyse staj yaptığım yerdeki muhasebe müdürü dedi ki " 2 yıllığa gitme yaz aöf 4 yıllık işletme burada hem çalış hem oku kariyerine erken başlamış olursun"... tabi ben ne dedim " sağ olun müdür bey ancak ben üniversiteye gitmek istiyorum ehe"
siktir git amk dangalağı... demedi tabi kibar adamdı. sen bilirsin dedi.
neyse ben bu güzelim firmadan verecekleri mayıştan ve imkanlardan yararlanmayarak 2 yıllık myo bölümünü okumaya gittim. Onuda 3 yılda bitirdim siyasetti oydu buydu derken... döndüm.
dediler ki aöf den 4 yıllığa tamamla... yok dedim.
o sıralar canım sıkkın askere gideceğim dedim inat adamım ya ben kafama koyduğumu yaparım. gidip tecilimi bozdurdum okul biter bitmez ve 3 ay sonra askerdim sene 2006...
askerden döndüm sene 2008...
iş arıyorum 2 yıllık işletme mezunuyum. kısacası lise mezunları bile benden daha kalifiye eleman. Muhasebe ile ilgili her boku unutmuşum. anca fatura girerim başkada bir şey hatırlamıyorum. iş aradım durdum yok bulamıyorum. e yaş olmuş comolokko sigara paramız bile yok. olmuyor... girdim bir yerde aktif satış yapmaya başladım. ilk başlarda arabada vermiyorlar elinde çanta sik gibi takım elbiseyle iett de geziyorsun. o firma senin bu firma benim. *
Aktif satış sakatttır herkes yapamaz yapar ama yapamaz zoruna gider. Birine elini uzatırsın elini uzatmaz birine selam verirsin selam vermez insanoğlu garip ama para lazım alışmak zorundasın. Çalışırsın... ama satış işi nankör işte. bu ay hedefi tutturdun sonraki ay tavan yaptın herkes seni konuşur "helal süper satışçısın sen var ya sen boş kola şişesini bile satarsın helal aslanıma maşallah"... sonraki ay hedefini tutturdun ama müdür "performansın düştü tatlım neden" benim satış müdürüm hatundu * erkek olsa kafasını kırarım kime tatlım diyor amk. neyse... sonraki ay kotanın az aşağısındasın "iyi bir satışçı değil yaaeaa"... sonra şutingen.
ee birde sektörel bunalımlar krizler var. iyi kazanırsınız ama sürekliliği olmaz yani anlatabiliyor muyum?
neyse işte sonra açıktan tamamladım 4 yıllık işletmeyi. ne poha yaradı yine satış yapıyorum yine satış yapıyorum.
--spoiler--
ben sattım senide satacammm ullaannn!
--spoiler--
neyse kardeşim mevzu şu... ben eğer liseli bir ergen olarak kendime laf geçirseydim muhasebe müdürümü dinleyip aöf de okuyup muhasebede devam etseydim şuan belki mali müşavirdim. kafam rahattı. işimi biliyordum.
şimdide işimi biliyorum ama 2 ay sonrasının planını yapmak durumundayım. kime ne zaman çakacağımı bilmek durumundayım... yoksa şutungen.
kısacası üniversite bir bok değil orada yaşayacaklarında bir bok değil emin olabilirsin. düşük puan alman senin için hayırlı bile olabilir. ben kaç kişiyi gördüm makine mühendisliği kazanmış 3 senedir okuyor ama daha hala 1.sınıfta üsten ders bile alamamış. kaç kişinin sahte diploma hazırladığını bilirim eve hesap veremediği için.
her şerde bir hayır her hayırda birde şer olabilir. sıkma canını... üniversite bir pok değil.
çok heyecan yapmayın çünkü üniversitede bir bok yok. elinizden geldiğince başka bölümlerden, fakültelerden arkadaş edinin. gider gitmez eve çıkmayı düşünmeyin mümkünse en az bir dönem yurtta kalın.
Ot gibi gidip gelmeyin okula arkadaşlar. O okul sizin hakkınızz bütün imkanlarından faydalanın topluluklara katılın, hocalara kendinizi fark ettirin.hadi arv.
2 yıllık sıçındırık üniversitelere gitmemelerinin hayırlı olacağı yazarlardır. ebesinin örekesindeki 2 yıllık bölüme koştura koştura gidecek olan arkadaşlar beklediğiniz gibi olmayacak hiçbir bok.
