nasılsa bir şekilde öderiz diye öğrenim kredisi alan ya da almak zorunda kalan gencin, gelecekte daha büyük sıkıntı çekmesi muhtemel olan versiyonudur.
vardı benim de tanidigim böyle bi salak. gider herkese birşeyler ismarlardi, istenmedigi ortama gidip milletin hesabini öder kendisiyle taşak geçtirtirdi, sehir disindan sevgili yapmisti oraya gidip geliyordu arada, ilk vize tarihi gelmeden kahvehanede işe girdi sonra borcunu ödeyebilmek için. okulu birakti siktirdi gitti haber alamadik sonra *
bi de bunun tek kartla yetinmeyip dört tane kredi kartı olan bir versiyonu vardı. arkadaşım. dördünün de limitini internetten poker oynayarak doldurmuştu geri zekalı. borcunu ödemek için telefonunu, yarı profesyonel fotoğraf makinasını, gitarını satmak zorunda kalmıştı. milletten de borç para dileniyordu da burnunu sürtmek için vermemiştik.
her neyse. üniversite de heyecan olsun, bir felaket yaşayım diyorsanız kredi kartı alın güzel kardeşlerim.
muhtemelen bankaların kantinlerdeki mobil çalışanlarının gereksiz ilgisine maruz kalmıştır. adamı susturmak için tamam abi çıkartıyorum, al bu da kimliğim demiştir. nereden bilsin üniversite boyuncu kredi kartı borcunun yalnızca asgarisini ödeyebilecek kadar geliri olduğunu? acıyın onlara.
benim de içinde bulunduğum tip. gelen bütün borçları aksatmadan ödemenin verdiği haklı gururla aynı kartı kullanmaya devam etmekteyim. gerçi en büyük harcamam nakit kalmadığında mecburiyetten aldığım sigara ama neyse. *
300 liralık işte universiteli kredi kartini odeyemeyip kanuni takibe dusenleri de vardir bu tiplerin. Kkb puanının anasini beller, yarin oburgun evlenecekken kredi çekmek için bankaya ugradiginda da koca bir nah alır.