kabak çiçeği misali açılan patlama yaşayan bu ablalarımız bir gün anne olacaklarını çocuklarının yüzlerine nasıl bakacaklarını unutmuş olan ablalarımızdır.
değişik şehir değişik bir ortam ve görmemişliğin verdiği hazla birlikte neydim ne oldum delisine dönen kişinin geldiği durumdur. kız ve erkek diye ayırt etmemek gerekir folloş olan erkeklerde vardır.
herkese dert olmuştur. aslında kimseyi igilendirmez. beni, seni, onu... herkes bir birey. kendi vücudundan, kararlarından kendi sorumlu. ama ortada bir sorun var : toplumun iki yüzlülüğü. bir cinsiyeti ortalığa azgın boğalar gibi salıp , hata da yapsa aferin diyen öteki cinsiyeti ceviz kabuğuna hapseden bir toplum bu. entelinden cahiline hiç farketmez. genel görüş kadının suçlu olduğu yönünde. sanki tek başına yapıyormuş gibi. ne olacağımıza bir türlü karar veremedik. ya da daha kötüsü modernlik, aşk ayağına kandırılan kızlarımızı afaroz edip, diğerini kahraman ilan ettik. annelerimiz kıymetli de ya onu bu hale getiren niye bu toplumda ayıplanmadan yaşıyorlar? kabul edin kadınlarımızı ezen, onlara iyi bakamayan toplumuz biz. suçumuz , günahımız büyük. hem de çok büyük.
Erkek milleti kızı kandırma aşamasında "süper özgürlükçü"dür. Hatta yeri geldiğinde "ne kadar gericisin, namus bacak arasında mı?" gibi mide bulandırıcı şeyler de söyler. Ama iş ciddiye bindiğinde, başlıkta söz edilen kızla asla ileriye dönük bir ilişki içerisine girmez. Girse de bu sıkıntılı bir durumdur. Düğünde çekilmiş bir fotoğraf düşünün, fotoğraftaki tek alıcı kadındır, diğerlerinin tamamı verici. iç burkan tek detay ise son vericidir. Hepsi gülümser onun dışında. biter bu ilişki.
hiç bir şekilde ne modernlikle ne de laiklikle açıklanamaycak, kabul edemediğim durumdur, ulan okumaya gidiyorsun, kendini kocana sakla bari, gelene geçene verme a.k. annen baban da mı yok ?
sayıca baya çokturlar. ama hiçbirzaman namuslarına laf ettirmezler. hatta arkadaş ortamında olup herkesle yatmış olsalardı kız oğlan kızım diye gezerler. çok yüzsüzlerdir.