asosyallik. dandik bir kaç ders yüzünden bir dönem bekletilir mi insan ya? bunun uzatmaları oynayan öğrenciler için dönem bitiminde değil de aralarında bitirme sınavı olmalı. yaz tatilini üç ay, bir dönemi de dört ay sayarsak toplam yedi ay iki dersin sınavını bekletebiliyor insana, başka şehirlere gidemiyorsun. çakılıp kalıyorsun kampüs etrafına.
şayet ailenin yanında okunmuyorsa geçinmek adı verilen cinnet halinin nasıl birşey olduğunu öğretir. şöyle ki; babanız işçi emeklisidir ve aldığı emekli maaşı ancak aileyi geçindirebilecek düzeydedir. elinde avucunda kalan 3-5 kuruşu size yollar, sizin ise en büyük heyecanlarınızdan biri ayın 7'sini beklemektir. ayrıca yurttan atılmışsınızdır ve evde kalmak zorundasınızdır. ev kirası, elektirik/su/doğalgaz masrafı ve yeme-içme parası derken öğrenirsiniz ev geçindirmenin nasıl birşey olduğunu. * önemli deneyimlerden biridir.
üniversitenin her senesinde farklı bir özellik taşır. ilk sene saçları uzatmanın o kadar da önemli olmadıgını anlarsınız. ikinci sene gerçekten çalışmadan ders geçmeyi öğrenirsiniz üçüncü sene üniversitenin zorlugunu öğrenirsiniz son sene de mezun olunca ne yapacağım düşüncesiyle kendi kendinizi tüketmeyi öğrenirsiniz.
üniversite denen melet eğer şehir dışındaysa hiç öyle çok eğleniyorum yok efendim aman ne güzel hayat diye atıp tutmasın kimse. Ana evindeki kira derdinin olmaması,bırakıpta geldiğin şehirdeki onca yaşanmışlığı iki gece viceroy-efes yaparak mı unuttun a ergen. bir buçuk sene geçtiki deli gibi özlüyorum istanbuldaki o "yok " dedikleri samimi ortamımı. alakasız başlıkta alakasız yakarışa adminin ne diyeceğini umursamadan ekliyorum. hadi şimdi yad edin geçmiş seneleri.