tamamen yapmacık, iğrenç gündür. herkes olduğundan sevimli, sıcak vs görünmeye çalışır. herkes mutludur. zorla birileriyle tanışma veya tanışılma çabaları. bir yandan ya arkaşsız kalırsam burada korkusu. hemen ilk günlerin atlanılıp herkesle tanışmış, iyi arkadaşlar edinilmiş, tanışma evresi atlanılmış olsaydı çok daha güzel olurdu gibi.
özel bir okul ise zengin zuppeleri kendisini havalı göstererek ilgiyi kendine çeker. fakir ama gururlu olan %100 bursluları kızdırabilir dikkat etmeli.
Babamla gelmiştim. Üniversite nin ilk günü değildi. Başlamadan önce ki Cumartesi günüydü. Babamla alışveriş yaptık. Gezdik. Sonra babamı otogara götürdüm. Gidince kendimi çaresiz ve iğrenç hissedip ağlamaya başladım. Baba seni seviyorum. Çok seviyorum. Şimdi de çaresiz hissediyorum.
ölümüne kasıntı gün. zaten ilk bir ay çok az insan için kolaydır.
ilk gittiğimde klasik sorunlar oldu kumaş kimseyi tanımıyor bok bir ortam falan. sonra bayağı zaman geçti biz arkadaşlarla bayağı samimi olduk. oynaşmalar şakalar falan, hocaları tanıma faslı okul sonrası takılmalar. bir baktım bir hafta geçmiş amk. aha dedim yarrağı yedin oğlum.
4 yılınızı ve ondan sonrasını şekillendiren gündür.
ilk önce bakarsınız bi tartarsınız insanları. o gün konuşan sadece iç sesinizdir. gördüğünüz her yeni yüze yorum yaparsınız. ' off ergen amkoduum '
' yalnız hatun güzelmiş ' ' harbi eğlenceli adama benziyo ' 'tam yalama piç ' vs bunun gibi.
muhtelemen sınıf ortamına ilk defa uzun diyoloğa girilen kişi ondan sonra takılıcağnız kişi olur.
sonra arkadaş grubunuz oluşur büyür. büyür ve büyür. gruptan 2 kişi çıkmaya başladığında veya anlaşmazlığa düştüğünde grup ilk çatırdamalarını verir. ondan sonra süreç içerisinde grubunuz dağılarak bi sürü küçük küçük yeni gruplar oluşur.
sonra dedikodu safhası başlar.
+kanka siktiret ya muhabetleri hiç çekilmiyodu zaten iyiyiz böyle
+off merve gerizekalısı da ne kadar kendini beğenmiş yeaa paaçoz
+olum bunlar tam mal nasıl takılmışız biz aq
vs vb.
tüm bu sürecin başlangıç noktasıdır ilk gün.
heyecanlıdır ama sıkıcıdır da. sonradan pişman olmamak için arkadaşlarınızı iyi seçin gerçekten bin bir türlü insan var.
sevgiler.
büdüt: zil çalmasını falan beklemeyin.
pazartesi günü yaşayacağım gündür aslında fakat gitmem herhalde, kuulluktan ölmedim daha ama ölebilirim, Salı giderim çarşamba giderim ne olacak ilk gün gidince hurma mı veriyorlar?
Bir anda samimi olan insan rahatlığını, bir köşeye çekilip kulağımda james hetfield' in sesiyle izlemiştim.
Sonradan o yanıma gelmiş ne dinliyorsun diyerek tam 3 saat süren bir sohbete başlamıştık. Sonra en iyi arkadaşım oldu hala da ööyledir.
universiteyi filmlerde gordugum gibi sanan benim gibi biri iseniz hele...
bundan tam 6 yil onceydi. sicak bir eskisehir gunu. orucluyum yanilmiyorsam. dedim ilk gun, guzel giyiniyim. giydim topuklu ayakkabilari filan gittim. okulda oyle pek bisi yoktu, herkes benim gibi. arkadas edinme telasi filan. o gun oyle gecti gecmesine de donus felaketti.
kaldigim evin adresini unuttum. bir kroki cizmistim kendime ev adresinin oldugu. cikardim onu. basladim yurumeye. eskisehiri bilenler bilir, garin ust kisminda ust gecit tarzi bisi var, ayni zamanda tramvay yolu ama biraz yokus.
yurudukce susadim ve ayakkabilar yuzunden bayilmak uzereyim. (tramvaya binmek aklima bile gelmiyor cunku evi bulamam diye korkuyorum)
dedim artik yuruyemiycem. cikardim ayakkabilarimi, aldim elime ve yurumeye oyle devam ettim. kalabaliga karisinca giydim ayakkabilarimi tabi. ama yol kenarinda ayakkabilar elinde yalin ayak yuruyen bir genc kiz icin neler neler dusunulmustur kim bilir...
çok birşey ummayın rektör, bölüm başkanı konuşması dinleyeceksiniz, fakülteni tanıtacaklar anlatacaklar senin de çok hoşuna gidecek ama sonra görecez seni.