Matematik dersim ilkti, ilk gün olduğu için çok heyecanlıydım hatta mat olduğu için de endişeliydim ve bu yüzden erkenden gittim. Sınıfta bir kişi daha vardı ben de girdim sınıfa oturdum. Acaba dedim hocayı tanıyo musunuz? iyi ya da kötü diye bir şey duydunuz mu diye sordum sınıfta bulunan kişiye. Hiç bir fikrim yok dedi gülümseyerek. Neyse oturduk sınıf doldu ve o ilk girdiğimde öğrenci sanıp hoca hakkında soru sorduğum kişi sınıfın önüne çıktı ve ben prof bilmem ne diye başladı. Ben şok tabi o an ama iyi bir Profdu.
benim herhalde en berbat günümdü bir saat boyunca kampüste kaybolmam yetmiyormuş gibi mal bir sınıfa düşmem de cabası,neyse ki alıştım artık yadırgamıyorum.
Fakülteye girdim sınıfı buldum ders iptaldi çıktım bir cafe bulup kahvaltı yapayım dedim acemiyim tabiiki otelin restaurantinda basit bir kahvaltı tabağına 45tl vererek ilk kazığımı yiyip yurduma döndüm.
o ne rezil gündür. allah milletimize bir daha istiklal marşı yazdırmasın ve bana bir daha öyle kötü birgün yaşatmasın cinsinden hemde. çok şükür ki o ilk saflıkla kanka olunan kimseyle bugün hiçbir bağım yok.
Kantini ararken sacma sapan yerlere girmem sonucu ayni bolumden 2.sinif bir eleman beni alip kantine kadar goturmustu. Ben su almaya gitmistim o da arkadaslarinin yanina. Kantinden cikarken uzerime gulduklerini hatirliyorum. intikamimi ancak ucuncu siniftayken alabildim.
yaşanamayanlar dersek daha mantıklı. çoğu öğrencinin okula 1 hafta geç başladığını bilmeyip mal mal ilk gün okula gitmek... gelenlerin de hep sessiz sakin, utangaç , " bölüm birincisi ben olacağım" amblemli bakışları. fırlamalar 1 hafta geç geliyor evet.
Eylemci olan bir grubun oturduğu mekana tek başıma oturmuştum.fakülte önünde bir yer burası. Ve ben bunu bilmiyorum. Bir kız yaklaştı ve "sen tuğçe'nin erkek arkadaşı mısın?" Dedi. Hayır dedim adın ne dedi söyledim. Peki dedi gitti. Ne olduğunu hiç anlamadım. O alanda fırat çakıroğlu öldürüldü 3 yıl sonra. Sıkıntılı bir nokta.
özelde okudum. ilk sene hazırlık. ilk gün ilk derse geç kaldım. zaten gerginim kesin zengin piçleri var amk tribindeyim. hani halimiz vaktimiz idare eder ama mütevazılığımız herzaman top yapar. ama pek de dert etmiyorum zaten birsürü arkadaşımla beraber girdik okula, bölümler farklı da olsa. neyse, yarım saat gec kaldım saati yanlış hatırlamışım. girdim içeri dümdüz. bi baktım julia adında bir hoca. inglizceyi ingiliz aksanlı kadın ögretiyor. hayırlı işler dedim. herkes salaga bak dercesine güldü. sonradan 5 sene bu böyle gitti hep geç kaldım. hoca soru soruyor ingilizce levellerini ayıkmak için bide insanlar kaynaşsın diye, bitane cocuga sordu ata bindin mi hiç diye. yalancı piç de evet bindim dedi(yalancı oldugunu sonradan anladık). hoca ne zaman dedi, daha gecen haftasonu dedi. oo cool where ? bizim çiftlikte hocam .s.s.s hah dedim olaya gel nereye düştük demeye kalmadı hoca bana döndü, senden naber, bindin mi ata dedi. bindim dedim. naaays, when, where? dedi. dedim bunu şimdi inglizce nasıl anlatcam bilmiyorum ama sünnet you know? sünnetimde ata bindim 1 2 dakika falan 14 15 senesi var. its tradition, kalçıral tradition dedim. millet tabi zaa mod. biri çiftlikte binmiş biri sünnetinde.. neyse sonradan halloldu herşey, korku falan boşunaymış. çoğu insan sen ben gibi. o çiftlikte binen oç da lisedeki 500bin var mı kanka elemanları gibi bişeydi. 1 i 1000 gösteren şovmenlerden.