eğer hacettepe gibi bir üniversitede okuyorsanız ve beytepe kampüsünde kalıyorsanız gerçekten çile olabilecek bir durumdur. yeri gelir o egoya bir kendinizi sığdıramazsınız kaldı ki o koca valizlerinizi sığdırabilesiniz. taksiyle gidiyim derseniz memlekete gittiğiniz otobüs bileti parasına okulunuza gidebilirsiniz evet.
valizlerin her birinin üstüne teker teker oturmak suretiyle fermuarları kapatılır... bu çilenin o anlık küçük bir kısmının bittiğidir. onu otobüse taşıyacan, hadi taşırken iyi aile var yanında.. okunan şehre varıldığında tamamen tek başınasın, survivor gibi hissedersin kendini. o kadar valizi, laptop çantasını, elektro gitarı, amfiyi, sırt çantasını yurda kadar tek başına götüreceksin.
bi halk otobüsü çevirirsin, millet seferber olur yardım ederler. elden ele mallar taşınır felan, rezalet amk. çile levelli rezalet hemde.
ızdırabına sövdüren çiledir. yeminlen kas yaptım bu valizler yüzünden. hele toplu taşıma araçlarında, o sıkışıklıkta taşımak adama okulu bıraktırır. üniversite terk olan çok arkadaşım oldu benim bu valizler yüzünden.
bavulun normal kullanım amacının dışında ayrılık, hüzün, özle gibi duyguları kapsamasına sebebiyet veren çile. zaten içinde bir şey olmaz bu valizin. en azından benim valizim hep boştur.
uludağlılar için resmi adı 93 tür. valizler otobüsün orta kapısından üst üste itina ile dizilir, daha doğrusu arka taraftan bakıldığında ön tarafla arasında valiz duvarı örülmüş gibidir.