klişe muhabbetlerde top 10 da ilk sıları alması muhtemel muhabbettir.
lisede bir sene sınıfta kalmış ve üniverste sınavına iki sene girmemiş, dolayısıyla yaşıtlarım gibi üniversite okuyamamış *bir genç olarak her zaman ki gibi bugün de bir kaç bardak çay ve sigara eşliğinde biraz kafa dağıtmak için gittiğim benim için bir gündüz zevi olan çay bahçesine gittim. çok samimi olmamakla birlikte liseyi birlikte okuduğumuz * ve halihazırda üniversite okuyan bir kaç arkadaş winstone sofları bir yanda dumanlarken çaylarını yudumluyorlardı. her tanıdığıma *selam vermeyen hatta bazen yolunu değiştiren* ben allahın selemıdır verelim maksadı ile masalarına doğru ilerken 'vay kardeşim' diyerekten ayağa kalktılar. ufak bir sevişmeden sonra mecvuren masalarına oturdum. e vazifemizdir hallerini hatırlarını soralım dedik.
- ne yaptınız hacı ev yurt?
+ eve çıktık kanka ya yurt açmadı bizi hehe**
- aa iyi ya nedir durum ev geçindirmek zor bu devirde.
+ makarna yiyip battaniyeyle ısınırıyoruz kanka durum bu hehe.
-*rengin kaçmış hee
+ makarna yemekten kanka hehe*
- ee manita durumları ne alemde üniversitede kızlar teklif ediyormuş biz öyle duyduk hehe.
+ makarna yiyene teklif etmiyolar moruk hhaha
- * gelin bi lahmacun ısmarlıyayım size?
+ yok hacı saolasın yaa alıştık makarnaya haha.
telefonun alarmı bir dakika sonraya kurulur. ardından hemen geliyorum.
insan neden triplere girerki bu kadar? altı üstü iki yıllık kıçı kırık bir üniversite okuyorsun. ben sizinle nasıl arkadaşlık etmişim.
ulan kalkmadılarda bir çay keyfi yapamadık.
önemli not: bir kıskançlık veya çekememezlik olarak algılanmasın.
bir diğer önemli not: bu sitemim sadece üniversite kazanıp marsda hayat olduğunu kanıtlamış triplerinde dolalan ergenlikden kurtulamamış beyinledir. normal olarak üniversitede okuyanlara saygın sevgim sonsuz. onlar bu ülkenin geleceğidir zira.