ancak ezik, kendine güveni olmayan ve kendini yeterince geliştirmemiş mezunun başına gelebilecek bir durumdur. ha bir de fakir ve acil işe ihtiyacı olabilir tabi. ama bu durum ezikliğine bir bahane olamaz asla.
torpili olmayanların, özel sektörde amele olup kullanılmasıdır.torpilliler işi ile ilgili yerlerden başlayıp, kariyer yollarını açarken; bu vatandaş hala daha bir yerlerden başlayıp yükseleceğine inanır. neylersin para lazım, kriz var denilir. işte bu çaresizliğin aptallık olarak algılanmasıdır, kullanılmasıdır asıl acı olan. bir bakmışsınız hayaller şiddetli bir depremle yıkılmış altında kalmışsınız. elinizde bozdur bozdur harca niteliğinde asgari ücret. türkiye'deki gerçek hayata hoşgeldiniz.
(bkz: benim hala umudum var)
mezun olduktan 4 ay sonra iş bulduğum için, istanbul'da kendi işimi yapabildiğim için - ki gerçekten mucizevi bir olaydır-, yıllar alsa da işimde yükselebileceğim(inancı) için yine de şükretmem gereken durumdur ama asgari ücret ne ya, teşvik primi denen bişey var arkadaş, valla insanın çalışası gelmiyo o paraya.
bulsam gıkımı çıkarmadan içine katılacağım güruhtur. zira 1 kişilik istihdam kadrosu açılan yere en az 20-25 kişi gidip, mülakatlarda ağzınızı fırçalamaya sağdan mı başlarsınız soldan mı başlarsınız gibi saçma sapan sorularla muhatap olmaktan çıldırmış bulunmaktayım.
esasında açlık sınırının altında kalan bir ücretle, aç kalacağını bile bile zorunda bırakılan durumdur. bu kişinin kendine ait ortalama bir yaşantısı olması mümkün değildir. genelde aileye bağımlı yaşar. asgari olarak belirlenen miktardaki paraya bakıldığında, bu durum devletin kendi vatandaşına kendi hayatını yaşama hakkı tanımaması olarak görülebilir. ya da görülmeyebilir, aynı kişilere oy verilmeye devam edilir.