içlerinde doğru dürüst insanları tenzih ederekten büyük bir kısmının oluşturduğu güruhtur.
bu üstün tespitin asıl kaynağını yaşanmış kısa bir örnekle açıklayayım.
sevgilisine, elinde tesbih sallayan genci göstererek "vay bee kroya bak" dedi yan masada oturan genç. hay dıııt* gerizekalısı diye hayıflandım. çünki kro nun anlamını bile bilmiyordu.
yerimden kalktım ve masalarına gittim. oturabilirmiyim dedim. tabi biz özgür üniversite gençliğiyiz, toplumun kaynaşmasına her zaman açığız diye salak saçma hareketlerle cümle kurdu. sizinle kaynaşmak istemiyorum sadece bir çift laf etmek istiyorum dedim. onada açığız ahbap dedi.
kro nedir dedim? karşı masadaki tespih sallayan genci gösterdi. işte bu krodur dedi.
bak güzel kardeşim dedim. senin bu sevgilin ile ortalıkta sevişmen, artis artis konuşman kroluktur. yere tüküren insan krodur. kendi değerlerinle çelişme dedim. sen üniversite genci olabilirsin bende üniversite genciyim. ama sen krosun. sevgilisi ile kafelerde yiyişen tiplerin hepsi krodur. diye üsteledim.
ama bu modernizmin simgesi. gençler özgür yaşamalı. diye dünyanın en gerizekalı söylemini yaptı. sadece baktım " .......dumunun krosu sana lafta anlatılmaz" diyip ezdim ve masama geçtim. sonra oturduk yerden çayımı yudumlarken tespit yaptım.
üniversitede tırişkadan bölüm okuyup, üniversite okuduğunu zannedip havaya giren gençlerin kafelerde yiyişmesi kroluk ise içlerinde doğru dürüst insanları tenzih ederekten üniversite gençliği krodur.
cümle içinde güruhdan sonra topluluk yazan gençlikten daha iyidir.
hatalı kullanıma bir örnek verirsek;
"içlerinde doğru dürüst insanları tenzih ederekten büyük bir kısmının oluşturduğu güruh topluluktur. "
çoğunlukla görülen genelleme olsa da doğru olan vakalardır.
kişi üniversiteye girdiği zaman kişilik arayışına tam gaz devam etmektedir. örneğin odtü ye giren bir genci ele alalım. daha okula girdiğiniz ilk gün saati sorduğunuzda direk beyin yanması geçirir. yani ders çalışmaktan sosyal diyalogları zayıflamış, kişi kişilik gelişimini unutmuştur. üstünden 2 sene geçer. bu genç saçları uzatmış koluna manitayı takmış ordan oraya gezer. siz ise ilk geldiğiniz gün gibisinizdir. çünkü hayatınız aynı şekilde devam eder. değişen birşey yoktur. liseden üniversiteye geçmişsinizdir o kadar.
kişi gelir ve "hacı bu aralar çok yoruldum, sabah akşam duman dinliyorum rock barlarda koşturuyorum. manitayla datartışıyoruz bir gün gezelim içelim kuru da sararız" deyince siz beyin yanması yaşarsınız. kişisel değişimin bu kadar hızlı olamayacağını düşünürsünüz.
bir başka genci alalım. kişi leonardo* nun tasarımlarının sergilendiği yer hakkında yorum yapma gereği duyar. derste hoca der "gençler leonrado cidden de bir akımın öncüsü oldu, tasarımları bik bik bik..." ve kişi kalkar "hocam be n o uçakları 5 yaşımdaykene yapıyordum" der. mantık olarak olma imkanı bulunsa da leonardo nun yaşadığı çağ düşünülür. peki bir isnan neden böyle açıklama yapma gereği duyar 100 kişinin önünde. kanıtlamak mı istiyordur kendisini? kanıtlamak istemesinin sebebi ortaokul veya lise hayatındaki pek de hatırlamak istemediği konumu mudur?
aslında bu tam olarak özentilik olarak adlandırılamaz. özentiliğin arkasından gelen önyargıdır. her converse giyem ölümcüdür. her duman dinleyen de öyle görünür göze. kumaş pantolon giyen ya dinci dir ya kro dur. çünkü insanlar genellemeleri çok severler.
2 çeşit özenti vardır dersek birincisi doğuştan ikincisi sonradan görme olandır. işte üniversite gençliği özenti oluyorsa %99 sonradan görmedendir.**
geçici bir durumdur. çünkü üniversiteli olmak öğrencinin etrafı tarafından vaay bee diye karşılanır. aile büyükleri genelde poh pohlar. bu yüzden bir hava bir özentilik başlar. normaldir, geçer. ilk okula başlayınca bile kendimizi bir halt sanmamış mıydık? *
her defasında okulunu eleştiren, kaldığı öğrenci evini eleştiren, kaldığı evin dağınıklılığını öven, rahatlık sembolü olduğunu söyleyen, bok içindede mutlu olunabiliyormuş diyerek farklı olmaya çalışan canlı metabolizmalardır bu öğrenciler. oksijenli solunum yaparlar, yeri geldiğinde üniversiteli olduğu için hava atıp, yeri geldiğinde "üniversite bi bok değil adamım biz okuyoruzda ne oluyor " diyerek karaktersizlik örneği sergilerler.
en nihayetinde öğrencidir.
üniversiteli gencler hakkında atılıp tutulan 105356524245. başlık olmasından ötürü ayrı bir yeri olan, bir tane daha acılacak olursa okulu bıraktıracak kadar can(ım)dan bezdirmiş baslıklardan biri. en iyisi üniversiteler kapatılsın, evet evet en temiz çözüm budur..
(bkz: bokuyla kavga eden üniversiteli yazar) *
sevgili sözlük,
bugün canım çok sıkkın. evet!. kantinde malak malak otura otura basur olmuşum. neyse kıçım ağrıyor bi taraftan bi taraftanda kendimi zeki olarak bildiğim için hemen sağa sola bakındım, bir kurban bulayımda bugün de ona salça olayım diye. bir de ne göreyim görmez olaydım. kro diyor. alay ediyor. hemen gittim olay mahalline.
-kardeş yaptığın çok ayıp. o da insan böyle özentilik yapma burda herkes kro değil yahu! dedim
-Sen nerden biliyorsun kardeşim?? Anket mi yaptın? dedi .
öylece kalakaldım. sonra da gittim yerime basur basur oturdum. çok yanlızım be sözlük bi el atsan bana.ne dersin hoş olmaz mı?