her ile bir üniversite açma dalkavukluğunun sonucudur. artık üniversite kazanmak öyle bir basit olmuştur ki kusura bakmasın kimse ama si..nin ucuna kalemi koyup çözsen soruları kesin 4 yıllık bir fakülteye yerleşirsin birader. demezler mi arkadaşım mezun olanları istihdam ettinde boş kadroların mı var bir yandan öğrenci alıyorsun üniversitelere diye. öğrencileri nakit para olarak görüp gittikleri yeri kalkındırsınlar diye üniversite açmakta neyin nesidir yahu? şu anda üniversite okuyanların hemen hepsine yakınının dünya görüşü yok lan. o kadar düşük puanla herkesi doldurursan üniversitelere olacağı budur.
masa başı oyunlara kurban gittiğindendir. her ilde üniversite açtık, üniversite sayısını 50 den 80 e çıkardık, 1 milyon olan üniversite mezunu sayısını 3 milyona çıkardık şeklinde. *
sınav kazanmakla, dünya görüşünü aynı kefeye koymakta neyin nesi?
her ilde tabi ki üniversite olmalıdır. öğrenim düzeyinin yükselmesi açısından şarttır.
öğrenciyi nakit olarak görmekten ziyade, amaç öğrencilerin işsizlik oranına etki etmemesidir. bu sayede istihdam sağlamak yerine daha ucuz yollu, hemde getirisi olan bir çözüm sağlanır.
dünya görüşü olayına gelmek gerekirse, insanın kendini eğitmesi ile aldığı eğitimle adam olması, dünya görüşü kazanmasını kıyaslamak gerek. kendini eğiten ya da eğitime açık olan birey her zaman önde gider. bunun üniversite döneminde değil, üniversite öncesi alınan 12 yıllık eğitim ve öğrenim döneminde yapılması gerekir. maalesef ki üniversite öncesi 12 yıllık eğitim ve öğretim tamamen fiyaskodur. incelenmesi gereken ilk ve orta öğretim düzenidir.
aslında söylenecek o kadar çok şey var ki, sayfalarca yazı çıkar.
şu an okuduğum bölümde dahil olmak üzere bir çok fakülte ve üniversitemizde neredeyse eğitim sıfırdır. üç buçuk yıllık üniversite hayatım boyunca abartmadan söyleyebilirim ki okula giderek kazandığım birşey neredeyse olmamıştır. vize ve final haftalarından önce iki,üç en fazla dört gün önce ordan burdan bulduğun soru,not vs. ne varsa bakarak bi şekilde dersi geçiyorsun hatta içeriğini bilmediğim, hiç gitmediğim ve sınavda çıkan sorular hakkında hiçbir bilgim olmadığı halde geçtiğim dersler oldu. kısacası senede 4 sınav haftası olduğu düşünülürse, her sınav haftası için bile en fazla dört güne ihtiyacın oluyorsa, üniversiteyi ortalama 60 gün gibi saçma bi zamanını ayırarak bitirebiliyorsan ve senin mezun olduğunda artık bir öğretmen olduğunu düşünüyorlarsa üniversitelerin kalitesinin bırakın sıfıra yaklaşmasını tartışmayı, zaten hiç olmayan bir kaliteyle başımızı ağrıtmaktan başka hiçbir şeye neden olmayan birşey için uğraşıyoruz demektir.
sadece bir şehirde üniversite bulunsun diye açılmışsa bu kaliteyi elbette düşürür. devletin parasının çarçur edilipte birşeye benzemeyen okulcukların yapılması ve barınacak yurt bulmanın sıkıntısıyla yaşayan öğrenciler ortada kalmakta ve kendi derdine düşmekten derslerine vakit ayıramamaktadırlar. hal böyle iken üniversitelerin kalitesinden bahsedilemez. hocaların kalacak yerlerinin bulunmaması ve bulundukları üniversiteden acilen kaçmak istemeleri öğrencilere karşı verimlerini düşürmekte ve birşeyler öğretme konusunda yetersiz kalmaktadırlar. trilyonlarca paranın sarff edildiği yeni açılan üniversitelerin öğrencilerinin bir çoğu 2. sınıfların başka bir üniversiteye yatay geçiş yaparak devam etmektedirler. derslerden kopya çekerek geçen bu öğrenciler okulu bitirince ne olacakları konusunda kara kara düşünmekteler fakat kopya çekerek geçmenin verdiği rahatlığıda bozmak istememektedirler. bizzat şahit olarak söylüyorum. geleceğim karanlık. kalite sıfır.