devamının gelmesi umulan gelişme... halk eğitim merkezlerinde 50 yaşındaki teyzelere de aleminyum folyo kursu sertifikasını "diplomaya başı açık fotoğraf vermediği için" vermemezlik etmezler artık umarım. *
kendilerini cumhuriyet in koruyucuları olarak gören bir gurup zavallı azınlığın çemkirmelerine rağmen gerçekleşecek durumdur. olması gereken budur. türkiye yıllar sonra özgürlükler adına önemli bir adım atmış olacaktır. benim ülkemde rahibe kıyafeti ile de eğitim alınabilecektir türbanla da. isteyen top sakal bırakabilecek, boynunda hac ile gezebilecek, isteyen mescitte ibadetini yapabilecektir ki özgürlük de bunu gerektirir. bu durum özgürlüğü içine sindiremeyen azınlığın içinde patlayacaktır.
en doğal bir yaşam hakkı olarak bakıldığında elbette ki gecikmiş ve terbiyesizce elinden alınmış bir selahiyetin geri verilmesi ve bazılarını ağızlarında salyalarla sağa sola sataştıracak kadar kudurtan bir iade-i itibar meselesi olduğu için mühimdir. lakin hadiseye insan olabilmek ya da irfan sahibi olmak açısından bakıldığında o kadar da mühim değildir.
bu açıldığı söylenen yolun hayırlara vesile olup olmayacağından emin değiliz; kimse de emin olamaz zaten. çünkü memleket üniversiteleri, kim ne derse desin, halihazırdaki düzenin illetli işleyişine dayanak olacak sığırları yetiştirmek için kurulmuş üniversite görünümlü haralardır efendim. az da olsa "hayvanlığın lüzumu yok, iki dakika insan olalım" diyenlerin de bir anlamda sürgün yeridir.
şimdi bu terbiyesizce önleri kapatılarak üzerlerine ağ atılan bu parlak ve asi zihinler bunca zaman kendileriyle hesaplaşmak zorunda kaldılar. ve eğer har vurup harman savurmadılarsa bu hesaplaşmalardan güzel dünyalar biçtiler kendilerine. şimdi o güzel dünyayı tamamlamadan, inşa halinde bırakıp oyundan ve eğlenceden başka hiç bir şey vaad etmeyen bu yalancı ba-har-a-lara sürgün olacaklar.
hülasası üniversite yolu boktandır efendim, ve kim ne derse desin boktan bir hayatın süslü tapınağıdır. açılsa ne olur açılmasa ne olur?
çok geç gelen karar. olması gereken. laikiğin gereği.
kimse laiklik elden gidiyor çığırtılarına başlamasın. ben etrafımda gördüğüm mağdur öğrenciden yanayım kardeşim. türbanlı öğrencilerin içinde bir çok iyi niyetli sadece okuluna bakan insanlar var. türban derken başörtüsünü de içine katıyorum kimse türbanla başörtüsü arasındaki farkı bilmeyen zihniyet bakınızı vermesin sonra.
benim arkadaşım okuluna girerken inancı gereği taktığı başörtüsünü çıkarmak zorunda kalıyor mu kardeşim? ben ona bakarım. bu kararı siyasi amaçlarında kullanmak isteyenler için de yaptırımı artırın, yapın bir şeyler. yeter ki insanlar mağdur olmasın. en temel haklarından biri ellerinden alınmasın.
kimsenin kimsenin öğrenim hakkını dini inançlarına göre kısıtlayamaz elbette lakin yıllardır gündemimizde ki bu türban din için kullanılan bir örtü değil! din için olanı gayet basit bağlanmış anneannelerimiz babaannelerimiz taktıkları örtülerdi. Siyasete alet olmuş bir aksesuar artık türban. türbanla derse girmek parti bayrağıyla derse girmekten farksız. hatta öyle ki bağlayış şekilleriyle karşıdan bakıp cemaatçilerin birbirlerini ayırmasını sağlayan bir yöntem.
ben derste atatürk devrimlerini işlerken önümde bunu yok etmek isteyen bir zihniyetin bayrağını kafasına dolamış birini görmek istemem. hiç bir laik gencin de isteyeceğini sanmam.
kampüs dışında kapalı olan kişilerle konuştuğumda bu seçimi niye yaptıklarını anlatamıyorlar bile. dayatmalar sonucu belleklerine yer etmiş klişe cümleler çıkıyor sadece ağızlarından kızların. genelleme yapmak istemememe rağmen şunu da söylemeliyim ki bir çoğu din için takılacak bir örtüye hiç yakışmayacak davranışlar içinde. nerde kaldı o zaman dini inançlarına göstereceğimiz saygı. kendileri inançlarının gerektirdiklerine saygı duymazken hemde.
önce türbanı bayrak olmaktan cıkarsınlar birbirlerini ayırt etme yöntemi olarak kullanmaktan cıkarsınlar cumhuriyete laikliğe atatürk'e karşıt düşüncelerinin simgesi olmaktan sıyırsınlar bu kavramı sadece dinleri için taktıklarına inandırsınlar milleti buyursunlar girsinler üniversite kapısından baş örtüleriyle.
bir şekilde olması gereken bir olay. çünkü üniversiteye girişte insanların kıyafetleri çok önemli değil çünkü bir çok genç kız başını açıp aynı düşüncelere sahip olabiliyor. fakat bazı sorunlar var.
öncelikle bunun basit bir demokratikleşme adımı olarak görülmesi can sıkıcı bir durum. çünkü siyasal iktidar bunu demokratikleşme adına yapıyormuş gibi gözüküyor. fakat aynı durumun karşıtı yani zamanında okullarından kovulmuş olan sol görüşlü öğrenciler için geçerli bir af ilan edilecek mi? "ideolojik halay" saçmalıklarına bir son verilecek mi? ya da üniversitede söz sahibi olmak isteyen öğrencilere, söz hakkı verilecek mi? yani üniversiteler gerçek anlamda demokratikleştirelecek mi yoksa bu siyasal iktidarın bir oyunu mu? üniversiteler birer bilim ve eğitim yuvalara haline mi getirilmek isteniyor yoksa medreseleştirilmeye mi çalışılıyor bunu hep birlikte görecez. evet içlerinde pırıl pırıl genç kızlar var mağdur olan. bunların eğitim hakları gasp edilemez fakat onların üstünden siyasal rant elde etme isteği demokratik midir, bunlar insanların vicdanlarına kalmış bir durumdur.
diğer bir durum ise başörtülü vatandaşların inançlı olarak isimlendirilmesi. elbette bu kişiler dinine düşkün insanlar, din ve vicdan hürriyeti gereği bu kişiler karışalamaz. isterlerse başını kaparlar, isterlerse açarlar. fakat bu kişilerin "inançlı" denmesinin altında ne yatmaktadır onu irdelemek gerek. buradan başını örtmeyen kızlarımızın, kadınlarımızın "inançsız" olduğu manası çıkmaktadır. bu düpedüz insanları ayırmaktır, tıpkı eğitim hakları gasp edilen genç kızlar gibi.
bu durumları aşıp, asıl demokratikleşmeye, bilinçlenmeye gelmedikçe bu kısır döngü devam edecektir.
başörtüsünü veya türbanı siyasi simge olarak kullanmak isteyenler yüzünden siyasetle alakası olmayan, sadece eğitimini sürdürmek isteyen, inancı gereği başörtüsünü takan öğrencilerin mağdur edilmesi saçmalığın daniskasıdır. ayrıca bu öğrenciler kimseyi kötü niyetli olmadıklarına inandırmak zorunda değiller. başörtüsüyle üniversite kapısından girmek onların insani hakları.
bu saçı örten bezi siyasi amaçlı kullananlar için ise çeşitli önlemler alınabilir. üniversite içinde ilk vukuatında kesersin okulla ilişkisini bak bakalım bir daha olay çıkıyor mu? çıkmaz. yaptırım artırılırsa hem bu yukarıda bahsettiğim iyi niyetli öğrenciler mağdur olmaz, hem de okullarda türban olayları çıkmaz. kararın yanlış olduğunu savunanlar bu bahsettiğim sadece eğitimini sürdürmek isteyen başı kapalı öğrencilerle diyaloğa girseler benim gibi düşüneceklerdir. hatta diyaloğa gerek bile yoktur empati kurmak yeterlidir. "lan nası olsa erkeğim bana ne girmesinler başı kapalı a.q" ya da "zaten benim başım açık beni ilgilendirmiyo" düşüncesinden bir an önce sıyrılmak gerektiği aşikardır.
akp'ye giden oyların birçoğunun da başörtüsü ile eğitim yasağının kaldırılması için olduğunu unutmayın. sinan çetin mesela... evet bu adam demeç verdi "oyumu akp'ye verdim çünkü kızlarımızın başörtüsü ile üniversiteye girebilmelerini istiyorum." diye. onun gibi bir sürü insan var bu düşüncelerle oyunu veren.
sadede gelirsek bu konu gereğinden fazla ülke gündeminde kalmıştır ve sorun haline getirilmiştir. bu demokratik uygulamanın yürürlüğe girmesi ile mağdur öğrencilerin başını açıp üniversite kapısından girerken yüzlerinde beliren rahatsız ifadenin kaybolması tek dileğim.
dünyanın en antidemokratik yasağının kalkacağının müjdejisi olan haber.
bacılarımız artık insan gibi üniversitelerine gidecekler, peruk gibi (ki bu yasaktan dolayı takmak zorunda kalanları da tasvip ediyor değilim, perukla tesettür olmaz.) çağdışı yöntemlere başvurmak zorunda kalmayacaklardır.
bu ülkede allah'ın izniyle iyi şeyler olmaya başladı. artık şu da kalksın da insanların saçını, başını, kılını bırakıp işine baksın herkes.
zaten olması gereken durumdur. zira; üniversite sivildir. kılık kıyafet kanunu olamaz. bandana veya şapkayla girilmesi ne kadar normalse, o kadar normaldir. evet siyasi bir sembol haline gelmiştir, son zamanlarda.. ama erkek türban takmadan da aynı anlamı, yakasız gömleğiyle, gümüş yüzüğüyle, sakalı bıyığıyla gösterebilir, bu bedelin kadınlara ödetilmesi haksızlıktır.
yıllardır savunduğum, hiçbir alakam olmamasına karşın her zaman kalkmasını umduğum bu yasak hakkında üzüldüğüm tekşey bu miladi kararın, tasdik etmemekten çok daha öte nefret ettiğim akp hükümetinden çıkmasıdır. Ne diyelim, gerçi olmayacak duaya amin diyoruz lakin inşallah bunu da oy avcılığına dönüştürmezler. Olması gereken olmuş ve adalet yerini nihayetinde bulmuştur.
hep bir geyik vardır ya, türban üniversiteye girmiştir, kızımız da doktor olmuştur, normalde erkeklere bakmayan, namahrem erkeğin elini bile sıkmayan kızımız ürolog olduğunda nasıl tedavi edecektir erkeğimizi? yoksa bundan sonraki aşama, haremlik selamlık hastaneler midir?***
bildiğim kadarıyla yasanın özü şudur:kamu kurumlarına, üzerinde dini simge barındıran kıyafetlerle girilmez.bu yasa değiştirildiği zaman da muhtemelen şöyle değiştirilecektir:"kamu kurumlarına girişte belli kıyafet şartı aranmaz" ya da "kamu kurumlarına, üzerinde dini simge barındıran kıyafetlerle de girilebilir."
o zaman üniversitelerdeki öğrenciler ve hocalar, diğer kamu kuruluşlarında çalışanlar bu yerlere isterse dini simge barındıran kıyafetlerle girebilirler. benim anladığım bu.ve benim anladığıma göre o zaman sadece türbanlı ve çarşaflı müslüman hanımlar değil, sarıklı beyler, kendi dinine özgü giyinen hıristiyanlar, museviler,budistler vs. de bu kurumlara bu kıyafetlerle girebilirler ve bu yasa böyle değişirse girmeliler de.o zaman bu işin içinden nasıl çıkılacak merak ediyorum.
aşırı dinci müslümanlar ve onlar gibi düşünen diğer insanlar hep kendilerinin ezildiğini, özgürce istedikleri yerlere giremediklerini söyleyip duruken, aslında bu yasanın sadece müslümanlık için değil diğer bütün dini simgeler için de geçerli olduğunu ya bilmiyorlar ya da bilmek işlerine gelmiyor.
gerçi "din kültürü ve anlak bilgisi" dersi adı altında sadece islamiyeti hatta sadece sünni inancını anlatan bir zihniyetin bu konuda nasıl düşündüğünü bilmek zor olmasa gerek...