Bu ne lan her üniversiteli bir partiden aday gibi. Okumaya gelmişsin edebinle oku. Yok ülkeyi elden gidiyor ülkeyi kurtaracaz; sen çalışarakta ülkeyi kurtarabilirsin ama nerde eyleme gider gibi derse gitseydiniz bu ülke kurtulmuştu zaten.(bkz: üniversiteye gelen dünyayı kurtarabileceğini düşünüyor)
fen edebiyat fakülteleri kapatılsa yeterli olacaktır. yalnız bu fakültelere ait sosyoloji psikoloji gibi bölümler başka fakültelere taşınıp kapatılsın(bir kaç bölüm daha dahil edilebilir kapatılmaması gerekenler listesine). tabiki öğrenciler bir fikre sahip olmalı ama bunların durumu farklı. ne varsa bu fen edebiyatçılarda var. tıp fakültesi öğrencileri zaten bu konulara çok girmiyor söz de girse de sahada bulunmuyor. iktisattır hukuktur siyasaldır bunlar hayli aktifler ama daha medeni, yontulmuş ve daha az zararlılar. ama gel gör ki fen edebiyat işsizlerini. biliyor zaten bir bok olamayacağını hem devlete zarar hem çevresindeki diğer öğrencilere hem de savunduğu görüşe. neden mi savunduğu görüşe çünkü yaptıkları hareket ve davranışlar savunduklarıyla pek alakalı değil.
not: söylediklerim tüm siyasi görüşlerin partizanlığını yapan fen edebiyat öğrencilerinedir. sadece 1 görüşe mal edilemez.
temennimizdir. üniversiteler aydın, kendi ayakları üstünde yaşayabilecek, topluma faydalı bireyler yetiştirmek amacı taşımalıdır. siyaset de tansiyonu yükselttiği için malumumuz olduğu üzere bu saydığım faktörlere engel niteliğindedir.
üniversiteler ve siyasetin kesişimi hayattır, sen kesişimi boş küme olmayan kümeleri birbirinden ayıramazsın, mutlaka bir seyler yanlış olur, eksik kalır, üniversiteler düşüncenin geliştiği yerdir, siyasetin hamurunda düşünce olduğuna göre... diğer bir yandan siyaset hayatın her yerinde, aldığın ekmekte, okuduğun kitapta, suda, elektrikte, bilimde bunlardan arındıramayacağın gibi üniversitelerden temizleyemezsin, nihai amacınız özgür düşünceyi imha etmek değil mi, elinizden gelse düşünmeden, parazit misali yaşayın, ya da fotosentez yapın demek. hala böyle konuları konuşabiliyorsak, tartışmaya değer bulabiliyorsak o zaman bende nietzsche gibi yüz yıl erken doğmuşum.
hadi üniversiteler siyasetten temizlendi, erkekleri de yer yüzünden mi temizleyeceğiz velev ki o da oldu, okulları sapkın düşünceli öğretmenlerden nasıl temizleyeceğiz. bizim ülke olarak önceliğimiz vicdan sahibi insanlar yetiştirmek olmalı, nerde hata yapıyorsak orayı düzeltmeliyiz diye cevaplanan isyan cümlesidir.
türkiyede hayal olan istektir. bu ülkede üniversite gençliğinin aklı sanat,müzik,spor yerine gereksiz ideolojilerle ve siyasetle doldurulduğu sürece bu ülkenin hali böyle perişandır.
bunu söyleyen adam:
1- üniversite nedir bilmiyordur.
2- siyaset nedir bilmiyordur.
3- tüm bunlara rağmen bu konu hakkında ahkam kesme hakkını kendinde görüyordur.
bunu söyleyen insanların çoğu iyi niyetli olarak söylüyor. ama bilmiyorlar siyaset nedir. siyaseti sadece siyasal partilerden ibaret sanıyorlar. tv'de iki kavga gürültü görünce de bu lafı söylüyorlar. aslına bakarsanız üniversitelerde siyaset yüzünden kavga çıkıyor diye üniversitelerde siyaseti yasaklamak isteyenler, mantık açısından bazı erkekler şiddet eğilimli oluyor ve testesteron da bunu tetikliyor diye bütün erkeklerin hadım edilmesini öneren radikal feministlerden farksızlar.
insanların ve toplumun düzenini ilgilendiren, yani yönetimle alakalı her konu ama her konu, siyasetin bir parçasıdır. yani "üniversiteler siyasetten temizlensin" şeklindeki bir fikir beyanı bile gayet de siyasidir. önce bunu bir anlayalım.
üniversite dediğiniz ise, adı üzerinde evren kenttir. yani oldukça kozmopolit, her düşünceden, evrensel fikirlerin buluştuğu bir yerdir. böyle bir yerde siyasetin konuşulmaması imkansızdır. bir de neden konuşulmasın yahu?
ama efendim kavga çıkıyor, çocuklarımız ölüyor? haklısınız da, çocuklarımızı siyaset öldürmüyor. biz bu çocuklara, oturup insan gibi tartışmasını öğretemediğimiz için, onları akıl ve mantıkla yetiştiremediğimiz için bu çocuklar kavga ediyorlar. siyaset olmasa, bu sefer de kız mevzusu yüzünden birbirlerine girerler. ya da maç muhabbetinden. siyaset bahane yani.
öte yandan siyasetin konuşulmadığı bir üniversite, nasıl bir üniversite olur ki? daha kendisinin nasıl idare edileceği konusunda fikir sahibi olmayan, ya da bunu beyan edemeyen adamlar nasıl olur da ileride bu ülkeye hizmet edebilirler? bizde klasik bir mantık var. aman çocuğum gitsin mühendislik okusun, tıp okusun da adam olsun; siyasete falan da bulaşmasın. işte 80 darbesi bizi bu hallere soktu. siyaset bizim toplumun gözünde gomünist olma, anarşik olma anahtarı. sırf bu korkudan dolayı çocuğunu odtüye göndermeyenler var yahu. el insaf.
halbuki siyaset öyle uzak olabileceğiniz bir alan değil. diyelim ki mühendis oldunuz. çok da heveslisiniz bu alanda ilerlemeye. ama öyle boş beleş bir iş istemiyorsunuz. gerçekten bir şeyler üreteceğiniz, sonunda bir şeyler elde edeceğiniz bir iş istiyorsunuz. yurtdışı da düşünmüyorsanız eğer, büyük ihtimalle hayal kırıklığına uğrayacaksınız. çünkü türkiyede mühendislik firmalarının en önemli müşterisi devlettir. genelde kamuya bir mal veya hizmet satılır. bu işin de ucu torpilden geçtiğinden ve minimum yatırımla maksimum kazanç elde edildiğinden öyle çok da fazla akla yatırım yapılmaz. yani genelde parayı kapmak için, günü kurtaracak kadar iş üretilir. işte bunu gördüğünüz anda ve bunun sebepleri üzerinde düşündüğünüz anda siyasetin girdabına girersiniz.
doktor olsanız, o da aynısıdır. iktisatçı olursunuz, siyasetin piyasaya etkilerini gözlemlemek zorunda kalırsınız. hukuk deseniz zaten siyaset. kısacası siyasetten arınmış çok az bilimsel alanlar vardır. onlar da pozitivizmin tavan yaptığı bilimlerdir, fizik gibi.
siyasetten korkmayın. siyaseti anlamaya çalışın. uzak durmanız gereken şey siyaset değil, körü körüne bağlanılan ideolojilerdir. bu ideolojiler insan hayatını daha iyiye götürmek içindir. ama son tahlilde hepsinin de radikalleşmiş versiyonları, kendileri haricindekiler için kabus haline getirir dünyayı.