işte bunun için siyasete azami düzeyde etki etmeleri gerekir. ortalığı bu işi bilmeyenlerin eline bırakmamak lazım.
aksi düşünceler toplumu ve özellikle büyük bir potansiyeli olan gençliği apolitize etmektir ki bu da isteyenin istediği gibi at koşturmasına yarayacaktır. yok öyle yağma.
11 yıldır medrese kıvamına getirilen yerlerdir.. evet bilimselliğin ön planda olması gereken yerlerdir.. ne kadar bilim çıkacağı da bu konuyla şu aşamada açıklanabilecek cinsten değildir..
bilimselliğin hakim olması herşeyin başıdır..
ondan sonra azını, çoğunu, eksiğini gediğini konuşmaya sıra gelebilir..
uludağ üniversitesinin eski rektörünün 2006 yılında kayıt yapılan yerin girişinde attığı başlıktı bu " üniversiteler bilim yapılan yerlerdir, dogmatik şeylere yer yoktur... " çok şey değişti değil mi sayın eski rektör ?
türkiye'dekiler için bu söz kısmen doğrudur ama eksiktir. Bizim üniversitelerimiz aynı zamanda rejim bekçiliği yapmaktadır, "ordu göreve" pankartları açmaktadır.
yetersiz, küçücük, herkese bir mikroskobun bile zor düştüğü laboratuvarlar, öğrencinin kendine olan güvenini yerle bir etmekten büyük zevk alan öğretim görevlileri ve daha bir sürü şey ile evet üniversiteler bilim yapılan yerlerdir.
bunun dışında imkan sağlandığında da faydalanmayı bilmeyen öğrencileri ile de evet üniversiteler bilim yapılan yerlerdir.
üniversite, kelimenin özünden de anlaşılabileceği gibi, üniversal, yani evrensel bir eğitim veren kurum olmalıdır. ancak ülkemizde yöresel düzeyde eğitim veren üniversite daha çoktur. koskoca ülkede işinin hakkını veren öğrenci ve öğretmen bulmak çok zordur. üniversite okuyan insanın düşünmesi ve yaşadığı topluma faydalı önermelerle gelmesi gerekir ancak bizde tez yazmaya bile üşenen öğrenciler var. üniversitede hocalık yapan her anlamda yetersiz kişiler zaten öğrencinin almaya niyeti olmadığı eğitimi, vermeye üşeniyor. üniversitede okuyan öğrencilerin hepsi evrensel eğitimi almayı geçmiş, kendi aralarında sağ, sol vb gibi yöresel kavgalara soyunmuştur. dünyayı o şekilde kurtarır. o okul ona hiçbirşey kazandırmaz. sadece kazandığı şey, faydalı olduğunu düşünmesini sağlayan, dahil olduğu ideolojidir. halbuki üniversitede eğitim gördüğünün farkına varabilse zaten faydalı olacaktır ama...
sonuç olarak 3 farklı üniversite gördüm ve 1'i hariç zerre kadar üniversiteyle alakası yok diğer 2'sinin. ülkem şartlarında üniversiteden mezun olmak sadece daha fazla para kazandıran bir iş sahibi olmak demek. üniversiteden mezun olmak hayatını kurtarmak, piyango kazanmak demek. dünyanın hangi ülkesin üniversite mezunu tezgahtarlık yapar acaba?
memleketimiz için geçerli olmayan önermedir. iktidar kimin elinde ise üniversiteler, o görüşe sahip kişilerin yönetimine devredilir. yani, karışık, yandaş ve saygın olmayan yerler gibi geliyor insana. hoş değil.
türkiye'deki üniversitelerde "dersi bir şekilde anlatıp bir an evvel bitirme", "ek ders ücretlerini cukka etme", "ek görevlerle veya kaçak olarak yapılan ek işlerle ek gelir sağlama", "doktora tezini bilimselliğe dayansın dayanmasın, mantıklı olsun olmasın bir an evvel bitirip öğretim üyesi olup kendini kurtarma", "kendinden sonra göreve başlayan asistan ve öğretim görevlilerini ezme" vs., vs., vs. mantığında çalışır.
çok az ama çok az akademisyen bilim üretir, onlar da ürettiği ile kalır.
Bildirim dağıtma yahut komünist komünist dersten mersten haberi olmayarak takılma mekanı olmadığını belirten öğrencilerin ve bazı öğretim üyelerinin zaman zaman unuttuğu şeydir.
herşeye rağmen üniversiteler hala ve hala az da olsa bilim yapılan yerlerdir. onların bu aktivitelere devam etmesi de bu ülkenin modern dünyaya açılan penceresidir.
sırf başörtülü olduğu anlaşıldığı için sen benim dersimden geçemezsin denildiği bunun yanında sadece sol görüşe sahip birisi diye muhafaszakar bir profun dersinden geçirmediği yerlerdir aynı zamanda. komünist diye selam vermeye korkulan, kürt diye pkk'lı ilan edilen, ülkesini sevmesi ile de faşist ilan edilen yerlerdir aynı zamanda. tanrı fikrini sorguladığı için ateist ilan edilen, anarşist olduğunu söylemesi ile terörist ile aynı kefeye konulacak kadar da "ulan burası neresi?" diye hayretler içinde bırakmayan artık alışılageldik bir kurum. hatta bir obje (abajur)...
edit: eksilemenin amacı ne bu entryyi? hayır anlamıyorum kimi atladık?
Üniversiteleri YÖKden önce YÖK ten sonra diye ayırıyorduk. Şimdi birde AKP eklendi. AKP den önce, AKP den sonra. Liseden sonra lise müfredatıyla okunan üst lise gibi yerler oldu.
üniversiter, önce burs verip rahatlatan, sonra geri ödemesini dayatıp hayattan bezdiren, bilimin b sinin tartışılmadığı, yök ün öğrencilikten ve hayattan bezdirdiği, dünyada eşi benzeri olmayan kurumlardır.